Gündem
  • 7.1.2013 01:20

Bize 'Avrupa’nın küçük Çin’i' diyorlar

5. Büyükelçiler Konferansı nedeniyle İzmir’de bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gün boyu süren yoğun toplantı ve temaslarının ardından katıldığı akşam yemeğinde dış politika stratejisinden Kıbrıs sorununa, Türkiye’nin büyüme hedeflerinden dış ülkelerdeki etkinliğinin nasıl arttırıldığına kadar bir dizi konuda açıklamalarda bulundu.
Kıbrıs konusunda sürekli eleştirildiklerini belirten Bakan Davutoğlu, Kıbrıs’ta taviz vermediklerini söyledi.
Davutoğlu, “Türkiye ile Yunanistan’ı rakip gibi görmek ve gücünü ona göre ayarlamak, ağır siklette hafif antrenman yapmak gibi. Yıllarca dış politikamız ‘Kıbrıs’ta ne olacak?’ şeklinde oldu. Ama biz Kıbrıs’ta taviz vermedik. Çözülmesini isteriz ama büyük bir kayıp psikolojisi içinde değiliz. G-20 içinde bir ülke bir komşusuna ayarlı gününü geçirebilir mi? Bir ülke büyüdüğünde diğer şeyler küçülüyor. Neden Girit İzmir için bir hat olmasın, neden Rodos yönünü Anadolu’ya dönmesin? O zaman şunu diyoruz, komşularımıza da gelin birlikte bu sinerjiyi geliştirelim. Çevre havzalarda restorasyon yapalım” diye konuştu.
Dış politika sloganlarının, ‘Hattı diplomasi yoktur, sathı diplomasi vardır. O satıh da tüm dünyadır’ şeklinde açıklayan Bakan Davutoğlu, Türkiye’nin Brezilya ile birlikte en fazla büyükelçilik ve dış temsilcilik açan ülke olduğunu ve tüm dış politika stratejilerinin ‘ortak akılla’ yürütüldüğünü anlattı.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Son 5 yıl içinde her yıl yılbaşında büyükelçilerimizle buluşup değerlendirme toplantıları yapıyoruz. Böylece ortak akıl oluşturuyoruz. O güçlü siyasi iradeden güç alarak tüm bakanlarımızla birlikte ülkemizin stratejisini belirliyoruz. Hattı diplomasi yoktur, sathı diplomasi vardır o satıh tüm dünyadır. Dünyanın her yerinde o yerle ilgili bir strateji geliştirememişsem, bu on yıl içinde düşündüğümüz hedeften uzaklaşmak anlamına gelir. Afrika, Latin Amerika ve doğu Asya’ya açılacağımıza kimse ihtimal vermiyordu. Avrupa burjuvazisi doymuş bir burjuvazi. Bizimki ise hareketli. Şimdi de biz hareketli haldeyiz. Neresi hareketli ise orada THY seferi başlatır, STK’ları götürürüz, elçilik açarız. Çünkü entegre bir strateji. Somali’deki tek elçilik Türk büyükelçiliği, türk feribotları var, yolları temizleyenler bizim araçlarımız. Biz oraya savaşmaya gitmiyoruz. Etiyopya’da niçin elçilik açtık, Myanmar’da ne işimiz var? Bize 'Avrupa’nın küçük Çin’i' diyorlar. Hayır biz Avrupa’nın ta kendisiyiz. “
Bakan Davutoğlu, ‘entegre siyaset’ yürüttüklerini aktardı ve Türkiye’nin dünya devleri arasına girebilmesinin formülünü demokrasi, verimli ekonomi ve aktif dış politika ile mümkün olabileceğini söyleyerek, “THY’den TİKA’ya ulaştırma enerjiye kadar stratejimiz hepsi birbirine entegre şekilde yürüyor. Bu da siyasi iradenin çabuk karar alma yeteneğinin bir parçası. Önümüzdeki on yıl içinde, bu restorasyonu sürdürürsek 21. Yüzyılı kurtarırız. 1912-23 arasında kaybettiğimiz her yer bugün hareket halinde. Bazıları geçmişe nostalji olsun diye söylemiyorum. Acaba nasıl bir vizyonla tarih sahnesine çıkabiliriz diye düşünelim. Demokrasi, verimli ekonomi ve aktif dış politika lazım. Biri olmadan diğeri olmaz. Çünkü yıllarca hem dış tehditle sürekli bizi bir tehdit psikolojiye soktular. Kim ne dersin özgürlük alanları genişleyecek” dedi.
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde çevresindeki krizlere karşın hızla kalkınacağına inancının tam olduğunu belirten Bakan Davutoğlu, İzmir’in EXPO’yu kazanması için gece-gündüz çalıştıklarını da söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İzmir’in Akdeniz’in yeniden yapılanma sürecinde öneminin büyük olduğunu ve İzmir’i Akdeniz’deki dönüşümün motor gücü haline getireceklerini belirterek, “Eğer İzmir’in tarihi konusunda bir tek tanımlama yapmak gerekseydi, İzmir’e 'Ufuk Şehri' derdim. Burada ortak bir noktada buluşmamız gerekir. Güzel İzmirimizi gelecek nesillere taşıyacaksak, nasıl bir yol izleyeceğimizi belirlememiz gerekir. Akdeniz’in yeniden yapılanma sürecinde İzmir önemi büyüktür. Bu toplantıyı İzmir’de yapmamızın sebebi EXPO olduğu kadar Akdeniz yeni yapılanma döneminde İzmir’in önemidir. Eğer biz Akdeniz ülkesiysek ki öyleyiz o zaman bu yeni yapılanmanın odağı olmalıyız. İzmirliler Akdeniz’deki değişimin motor gücü haline getirirsek İzmir en hızlı yükselen şehir olacaktır. İnşallah hep beraber EXPO’yu kazanacağız. İzmir’e getireceğiz. İzmir bir gün Akdeniz’deki tüm şehirlere bağlanacak. Türkiye dünyanın her yerinde ekonomik rasyonaliteyi demokrasiyle bütünleştiren ve cesur kararlar alabilen bir Türkiye olacağız. İzmir de bu anlamda en hızlı yükselen kent olacak” diye konuştu.
Yemekte konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ise, İzmir’de iyi şeyler olduğunu ve bunların sayısının giderek artacağı mesajını verdi. Bakan Yıldırım, “İzmir artık son iki yıldan bu yana bir hareketlenme içerisinde. İzmir’de bir şeyler oluyor. Bundan sonra daha da hızlanacak. Çünkü İzmir’in potansiyeli çok yüksek. Hakikaten çok yüksek. Ama bunu harekete geçirecek heyecanı ateşleyecek bir ortam gerekiyordu, bu ortam da şimdi var. Bu konuda İzmir’e aday olduğumuz ilk günden bu güne İzmir’in her kesiminden İzmir’de yaşayan memleketin her köşesinden, Balkanlar’dan samimi destek gördük. Bir kez daha İzmir halkına teşekkür ediyoruz. Kucak açtılar, sahip çıktılar. Bunun karşılığını yerine getirmek, bu sorumluluğun gereğini yapmak da bizim görevimiz. Birlikte başaracağız. Önümüze sıkıntı ve engeller çıkacak. Ama önemli olan zoru başarmak. 10 yıldır ülkenin her tarafına hizmet götürürken bu anlayışla çalıştık. Zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. Böyle çalışıyoruz” diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 21.3.2016 12:40

İLGİLİ HABERLER