Ekonomi
  • 20.7.2003 10:35

BÖLGESEL TARİFE SİYASETE YENİLDİ

10 ilde fiyatları yükselten bölgesel tarife rafa kalkıyor. Erdoğan, 'Böyle şey olmaz' dedi ama yasaya göre maliyetler fiyata yansıtılmak zorunda. Şimdilik yasa siyasete yenildi... Yeniden yapılandırma sürecine sokulan enerji piyasasının en önemli unsuru olarak gösterilen bölgesel tarife, yöre milletvekilleri ve işadamlarının da baskısı ile rafa kalktı. Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu (EPDK) tarafından Bakanlar Kurulu'na gönderilen, Türkiye'yi 33 ile bölen, kayıp ve kaçak oranlarının da maliyetlere yansıtıldığı bölgesel tarife önümüzdeki günlerde kuruma geri iade edilecek. Daha önce Bakanlar Kurulu'nun gündemine getirilen tarifeye, ''Her ile farklı fiyat mı olur?'' diyerek tepki gösteren Başbakan Erdoğan, önceki gün kayıp ve kaçağın en yüksek olduğu illerden biri olan Diyarbakır'da yaptığı konuşmada hükümetin konuya bakış açısını net bir şekilde ortaya koydu. Erdoğan, her ildeki kayıp ve kaçakların maliyetlere yansıtılması ile ortaya çıkarılan farklı fiyat uygulamasına yönelik çalışmanın kendilerinin önüne geldiğini belirterek, ''Kesinlikle enerji fiyatlarında, enerji kaybından dolayı oluşacak farkların bedelinin illere farklı şekilde ödetilmesi olmayacaktır'' dedi. Bölgesel tarifenin Bakanlar Kurulu'ndan geçmeyeceği kesinleşince gözler 4628 sayılı Enerji Piyasası Yasası'na çevrildi. Çünkü yasa her türlü çapraz sübvansiyonu yasaklıyor ve şeffaf, liberal bir elektrik piyasası yaratılmasını öngörüyor. YASA MI DEĞİŞECEK? Yasaya göre elektrik fiyatları gerçek maliyetleri yansıtmak zorunda. Daha önce 3 Mart ardından da 1 Temmuz'da bölgesel tarifeye geçiş planı yapan EPDK, 2004 başından itibaren kayıp ve kaçak dışındaki maliyetlerin de fiyata yansıtılmasını istiyor. Erdoğan'ın ''böyle saçma şey olmaz'' diyerek sisteme karşı çıkması, yasanın ilgili maddelerinin değiştirilebileceği yorumlarına neden oluyor. Yasa geçiş döneminde ağır elektrik faturalarına maruz kalacak vatandaşların desteklenmesine de izin veriyor. Yasanın ''Tarifeler, Tüketicilerin Desteklenmesi, Özelleştirme ve Diğer Hükümler'' başlıklı 13. maddesinin c bendinde, doğrudan sübvansiyona izin veriliyor. Buna göre bölgesel tarifeye geçiş sonrasında 200-300 trilyonluk bir sübvansiyon ihtiyacı doğabilir. Zaten hükümetin gözünü korkutan bir başka unsur da bu. Ancak EPDK, Dünya Bankası'nın enerji piyasası için ayırdığı 260 milyon dolarlık kaynağın sübvansiyon amaçlı kullanılabileceğini savunuyor. Özelleştirme zora girebilir Bölgesel tarifeye geçişin en önemli destekçisi ise Dünya Bankası. Dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesini isteyen Dünya Bankası bölgesel tarife olmazsa bunun oldukça zor olacağını düşünüyor. Geçmişte olduğu gibi şimdi de kayıp ve kaçağın yüksek olduğu Doğu ve Güneydoğu'ya kimsenin talip olmayacağı belirtiliyor. Bakanlar Kurulu'na gönderilen ve Türkiye'yi 33 bölgeye ayıran tarifede 10 bölgede elektrik fiyatlarının artması, 23 bölgede ise düşmesi öngörülüyordu. Buna göre Diyarbakır, Şırnak gibi illerde elektrik fiyatlarında yüzde 70-80 gibi oranlarda artış söz konusuydu. sabah Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:21

İLGİLİ HABERLER