Medya
  • 15.11.2005 13:17

BÖYLE BİR ÜLKE OLABİLİR Mİ?

ŞAKİR SÜTER''İN AKŞAM''DAKİ YAZISI: BÖYLE BİR ÜLKE OLABİLİR Mİ? Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı, dört aydır mahkemeye çıkarılmadan tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar ediyor. Arpalı ile aynı koğuşu paylaşan Rektör Prof. Yücel Aşkın, rahatsızlanarak yoğun bakıma kaldırılıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi''nde ''neler olduğunu'' sokaktaki vatandaş hala anlayabilmiş değil. Hele hele YÖK Başkanı Prof. Teziç''in tırnaklarına kadar arandığı cezaevinde ''intihar ipinin'' her koğuşa özel olarak mı verildiği de meçhul! Şemdinli''de ne olup bittiğini anlayıncaya kadar biz ''üç Susurluk daha'' bağlarız! ......... Yaralama, gasp, darp, hırsızlık ve saldırıdan... Ayrı ayrı değil, bu suçların tamamını işledikten sonra yakalanan adam, mahkemeye bile çıkarılmadan serbest kalabiliyor ülkemizde! Hukuk sistemi felç, kolluk sisteminin kolu kalkmıyor. Prof.''larımız ya hapiste ya tabutta... Katiller, hırsızlar, caniler, kendileri için cennete dönüşmüş Türkiye''de krallık ilan eder hale gelmişler! Biz, eğitilmiş insanlarımızı peynir ekmek gibi harcamak... Harcayamadıklarımızı tehdit etmek... Sonra da öldürmek gibi bir alışkanlık edindik son yıllarda.. İnsanı, bu ülkede doğduğuna pişman eden bir düzenin bekçiliği yapılıyor maalesef. Arada birileri hem işini doğru yapmak, hem de sağ kalabilmek kavgası veriyor! Zira, işini doğru yapanlara da yaşam hakkı verilmiyor bizim ülkemizde! ......... Dün, üzerine bir şarjör mermi boşaltılarak öldürülen Prof. Göksel Kalaycı''nın cenaze töreni için Ataköy''deydik. Aile yakınları, dostları, meslekdaşları ve Göksel Hoca''nın sağlığına kavuşturduğu hastaları; hep birlikteydik. Niçin öldürüldüğü hala net olarak anlaşılamamış Göksel Hoca''nın ardından gözyaşı döküyordu insanlar. Cami avlusu profesör ve doçentten geçilmiyordu. ''Yahu'' diyordu biri: - Göksel Hoca; silah, mermi, cinayet, saldırı gibi kelimelerle birlikte nasıl anılabilir ki? Ve böylesi muhteşem bir insana nasıl kıyılabildi? Ünlü cerrahlarımızdan Prof. Azmi Hamzaoğlu son derece öfkeliydi. ''Yüz yılda bir gelebilen böylesi bir cerrahı biz öldürebildik ya! Bravo bize'' diyordu: - Türk hekimleri feryat edip ''Tehdit altındayız, mesleğimizi yapamaz hale geliyoruz'' diyorlar. Bu ses mutlaka duyulmalı, dikkate alınmalı. Ve ekliyordu: - Eğer Göksel Hoca cinayetinden ders çıkarılmazsa, beyin göçü tekrar hız kazanır; herkes bunu bilmeli. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Mesut Parlak sözün bittiği yerdeydi! ......... Cami avlusundaki konuşmalardan notlar aldık, iletelim: - Sokaklarda it-köpek hakimiyeti var. Eğitimli insanlar sindirilmiş. Gücü gücü yetene ilkesi hakim. - Polisin ayağında pranga, elinde kelepçe, suçlu avı yaptırıyoruz; böyle maskaralık mı olurmuş? - Silah tehdidi altında ameliyat mı yapılırmış? Nerede görülmüş böyle bir ilkellik? - Bilim adamına sahip çıkamayan bir devlet.. Bilim adamına kurşun sıkan bir halk.. Yahu, niçin çalışıyor, niçin yaşıyoruz biz? Böyle bir ülke mi olur? Okumuşu, aydını bedbin, gelecekten umudunu kesmiş; hepsinden önemlisi yaşam garantisi görmüyor. Gerçekten, böyle bir ülke olabilir mi? Olursa da orası ülke sayılabilir mi?!. Cızzz! Meclis Başkanı Arınç ''JİTEM var mı'' diye sormuş. Meraktan mı... İhtiyaçtan mı soruyor?!. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:39

İLGİLİ HABERLER