Kahvesine gizlice konulan uyuşturucu içeren ilaçlar sebebiyle muhakemesini kaybeden Metin Tuna’ya kredi kartı ile alışveriş yaptırıldıktan sonra bankadaki hesabından para çektirildi. Değerli eşyalarını da hırsızlara kaptıran Tuna, olanları şimdi hayal meyal hatırlayabiliyor.
Aktris Derya Tuna’nın kardeşi Metin Tuna, ablasının evini kiralamak istediğini söyleyen kişi tarafından kahvesine ilaç konularak dolandırıldı. Tüm değerli eşyaları çalınan Tuna’ya kredi kartı ile alışveriş yaptırılırken bankadaki hesabından da para çektirildi. Metin Tuna, tüm olanları şimdi ancak hayal meyal hatırlıyor.
Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre Metin Tuna’ya verilen ilaçlar yeşil reçete ile eczanelerde satılıyor ve kısa süreli muhakeme bozukluğuna yol açıyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dozajına göre bu hapların bilincin tamamen kapanmasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Emniyetin, daha önce de benzer eylemlere imza attığını belirlediği sanık Turhan Aydın ile Tuna arasındaki dava sürüyor. Bu arada sanık Aydın’ın davasına bakan avukat Nihat Avşar, davadan çekildi. Avşar, “Dosyaları incelediğimde bu kişinin topluma zararlı biri olduğuna karar verdim. İç muhasebemi yaptım ve davadan çekildim.” diyor.
İddialara göre, olay şöyle gelişti: Derya Tuna’nın Sarıyer’deki evini kiraya vermek için gazeteye ilan veren Metin Tuna, ilan üzerine kendini arayan Turhan Aydın ile Beşiktaş’taki Garanti Bankası’nın önünde buluştu. Beraber Sarıyer Yenidostlar Sitesi’ndeki evi görmeye gittiler. Evi gezen Turhan Aydın, evi beğendiğini; fakat eşine danışması gerektiğini söyledi. Ertesi gün Metin Tuna’yı arayan Turhan Aydın, Mecidiyeköy’de bir börek salonunda buluşmak istedi. Belirlenen saatte buluşma yerine giden Metin Tuna’ya self servis olan kafede kahve ikram eden Turhan Aydın, kahvenin içerisine etkisi uzun zaman süren ve ‘benzodiazepin’ içeren bir madde attı. Kahveyi içen Metin Tuna daha sonra yaşadıklarını hayal meyal hatırladığını belirtiyor. Tuna, “Beni bankaya götürmüş ve 400 milyon para çektirmiş, kredi kartımla cep telefonu aldırmış, cebimdeki 1.000 sterlin ve 980 milyon lirayı da almış ve benim telefonumu çalmış. Ben olay anını ilaçların etkisiyle ancak hayal meyal hatırlıyorum.” şeklinde konuşuyor.
Olayın geçen mart ayında yaşandığını belirten Metin Tuna, kendine gelir gelmez Aydın’ı polise şikayet ettiğini ifade etti. Aydın’ın şu an hapishanede olduğunu söyleyen Metin Tuna, “Önemli olan sadece paramı alması değil. O durumda bana istemediğim birçok şeyi yaptırdığına göre, bana cinayet de işletebilirdi, kendimi de öldürtebilirdi. Bu olay sıradan bir soygun veya sıradan bir dolandırıcılık değil.” dedi. Turhan Aydın’ı mahkemeye verdiğini açıklayan Metin Tuna, olayın yargı sürecinde olduğunu ve duruşmanın yarına ertelendiğini bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından verilen ekspertiz raporunda Aydın’ın daha önce de ilaçla uyutmak suretiyle gasp olayının faili olduğunu ve bunun görevlilerce tespit edildiği bildiriliyor. Raporda, Aydın’ın otomobilinde yapılan aramalarda da, DISPRİL, XANAX, DELİX ve DIAZEM adlı yeşil reçete ile satılan ilaçlar bulunduğu belirtiliyor. Olayın hemen sonrasında kendine geldiğinde polise başvuran Metin Tuna’yı polisler Adli Tıp’a yollamış. Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre kimyasal tahlilleri yapılan Tuna’ya ‘BENZODİAZEPİN’ türevi bir madde verildiği açıklanmış. Doktorlara göre bu tür maddeler, kısa süreli bir muhakemiyet bozukluğuna yol açabiliyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu maddelerin etkilerinin dozajına göre değiştiğini belirtiyor. Bazen şuurun tamamını kapattığını bazen de tamamen uyutabildiğini ifade eden Prof. Tarhan, “İlaç verilen kişi yanında bulunanları tanımıyorsa bu tür eylemle rahatlıkla karşılaşabilir.” dedi. Doç. Dr. Mücahit Öztürk, bu tür ilaçların sağlıklı düşünme sistemini bozacağını kaydederken, “Bu durumdaki insanlar kötü niyetli kişilerce rahatlıkla dolandırılabilir.” diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:10