Spor
  • 14.1.2009 00:04

BÜYÜKA: 'HAGI’NİN AYRICALIĞI LINCOLN’DE YOK!..'

LİG TV'nin lokomotif programlarından biri olan Şansal Büyüka ile Dobra Dobra'da yine gündem masaya yatırıldı.
Ömer Güvenç'in sorularını yanıtlayan LİG TV Genel Müdürü Şansal Büyüka Yusuf Şimşek'in transferi başta olmak üzere ligin ve takımlarımızın son durumlarını değerlendirdi,

“YUSUF’U SENE BAŞINDA NEDEN BEDAVAYA ALMADIN?”
Hep söylüyoruz akıl yaşta değil baştadır diye. Eğer Yusuf’un aklı başında olursa, kafası sahada olursa önemli işler yapar. Bakıyoruz geride kalan haftalara, Yusuf Bursaspor’da bir Galatasaray maçı oynadı hala unutamıyoruz. Bu transfer daha ortaya çıkmadan önce ben, “Yusuf, Alex’in ve Lincoln’ün yerli versiyonudur” dedim. Şu var ki Yusuf’un fizik gücü Beşiktaş’ı kaldırmaya yetecek mi? Bunu başarırsa çok rahat adam eksiltiyor, sürpriz goller atıyor ve en önemlisi attırıyor. Öyle toplar atıyor ki hücumcularına onlara sadece vurmak kalıyor. Delgado’nun da sakatlığı ve oynadığı zamanki form düşüklüğü göz önüne geldiği zaman Yusuf’un faydalı olacağını düşünüyorum. Bu transferde eleştirilecek tek konu bulurum, Yusuf 5 ay önce de aynı Yusuf’tu şimdi de Yusuf. Madem böyle bir ihtiyacın var sezon başında bedavayken neden almıyorsun.

“BEŞİKTAŞ, AYDIN’DAN NASIL VAZGEÇİYOR?”
Beşiktaş, Aydın’dan nasıl vazgeçebiliyor bunu anlamıyorum. Aydın’ın sonradan da oyuna girse Beşiktaş’ın kadrosunda yer alması gerektiğini düşünüyorum. Aydın, Beşiktaş’ın kendi futbolcusu. Ben Aydın’ı vermem, her haftaya kullanmaya bakarım. 18’in içinde oturturum ama kadroda tutarım. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var tabi ki. Mustafa hoca böyle uygun görmüştür. Ertuğrul hoca daha çok şans vermişti Aydın’a ama onun tüm gençlere bir düşkünlüğü vardır.

“DELGADO, LİDER DEĞİL”
Delgado iyi oyuncu ama bir Alex, Lincoln değil. Ben Delgado’nun Beşiktaş’ta büyütüldüğü kadar önemli bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. İyi oyuncu ama asla bir lider değil. Yusuf lider oyuncu. Delgado sakat olmasaydı Mustafa hoca da tabi ki ısrarcı olmazdı Yusuf konusunda. Eleştirilerin de bir temeli olduğuna inanmıyorum. Yusuf, Fenerbahçe’deki Yusuf da değil artık. Kendi de itiraf etti, giydiği o değerli formanın kıymetini bilemedi. Şimdi evli, istikrarlı bir yaşamı var. Şimdi eline bir şans daha geçti. Bu kadar eleştiriye karşın çıkıp oynayacağını düşünüyorum. Belki 90 dakikayı kaldırmaz Yusuf’un fizik gücü ama 45 dakika, 60 dakika oyuna hâkim olacağına inanıyorum. Ben Yusuf’un Beşiktaş’a nereden baksan 8–9 puan kazandıracağını düşünüyorum.

“NEREDEN GELDİĞİNE DEĞİL NE YAPTIĞINA BAKILMALI”
Fenerbahçe’de oynaması ile ilgili bir tepki varsa buna hiç katılmam. Fenerbahçe’de oynamış, ayrılmış, Denizlispor’a gitmiş senelerce oynadıktan sonra Bursaspor’a gitmiş… Ne yapacaksın nerede oynadığını? Adam profesyonel futbolcu. Nobre’ye neden bir şey demiyorsun? Kalsın diye uğraşıyorsun şimdi. Nobre sahaya ruhunu koyuyor çünkü. Futbolcunun nereden geldiğine değil ne yaptığına bakmalı insanlar. Belki Tello’nun rolünden de alıntılar yapabilir Yusuf.

“TRABZONSPOR’UN TEPKİSİNE HAK VERİYORUM”
Ben belli ölçüde hak veriyorum Trabzonspor’un tepkisine. Ortada belli oranda bir dans var gibi görünüyor. Etik olmadığını söylemiyorum ama Trabzon’un tepkisine de belli oranda hak veriyorum. Birebir konuşmaları, pazarlıkları bilmiyoruz o yüzden net konuşamıyoruz. Yusuf, Trabzon’un kampına gitti, kimisi imzaya kimisi vedaya gitti diyor. Bazı iddialar var ortada o yüzden kesin konuşamıyoruz ama dediğim gibi Trabzon’un tepkisini ben normal karşılıyorum.

“MUSTAFA DENİZLİ’NİN KADROSU GENİŞ”
Mustafa Denizli’nin elinde geniş bir kadro var. Eğer kulübeyi diri ve hazır tutarsan, hak edene formayı verirsen bu her zaman bir avantajdır. Ama sen hak edeni oynatmazsan, sadece ismi için bir futbolcu sahada kalırsa, bir oyuncuyu kulübeye atıp adını bile unutursan o takımda huzursuzluk başlar ve başarı gelmez. İyi değerlendirilirse geniş ve alternatifli kadro her zaman bir avantajdır.

“İBRAHİM ÜZÜLMEZ’LE YILDIZLARI BARIŞMADI”
Beşiktaş’ın her koşulda ilk hedefi İbrahim Üzülmez oluyor. Kaç tane hoca geldi Beşiktaş’a İbrahim Üzülmez’i kesen olmadı. Bir de Türkiye’de yüzler çabuk eskiyor herhalde. İbrahim Beşiktaş’ın en eskisi. En bütün dezavantajı seyirciye yakın olması. Türkiye’de böyle bir şey var maalesef tribüne yakın mevkide oynuyorsanız küfür yiyorsunuz kendi seyircinizden. Neymiş? Orta yapamıyormuş. Kim orta yapıyor Beşiktaş’ta? Maalesef İbrahim Üzülmez ve Beşiktaş seyircisi arasında bir kopukluk var. Del Bosque geldi, Tigana geldi onlar İbrahim’in adını da yüzünü de ilk burada gördüler, onlar da vazgeçmediler ondan. Bu hocalar bu işi bilmiyor, tribündeki seyirci biliyor. E normaldir.

“BEŞİKTAŞ’IN SAVUNMASI GÜNÜMÜZ FUTBOLUNA GÖRE DEĞİL”
Geçen akşam Barcelona maçını izliyorum Eto’o adamını kovalıyor, Messi adamını kovalıyor ceza sahasında. Böyle bakınca Beşiktaş’ın hücum hattının ve orta sahasının savunmaya yeterince yardımcı olmadığını görüyoruz. Beşiktaş rakip hücumcuları rahat oynattırıyor. Bu anlayış sürerse Beşiktaş çok gol yiyebilir. Mustafa hoca geldiğinde “Beşiktaş çok gol atar ve çok gol yer” demiştik ama beklediğimizden daha kötü savunmadaki durum. Henüz günümüzün futboluna uygun bir savunma anlayışını yakalamış değil Beşiktaş.

“CISSE, MONACO’NUN EN İYİSİYDİ”
Savunmanın göbeğinde futbolcunun formuna göre bir diziliş yapılacaktır tabi ki. Benim olmazlarım var. Her zaman her yerde İbrahim Toraman derim. Ben beğeniyorum Toraman’ı. Sivok’u sanıyorum orta sahada oynatacak hoca. Cisse’yi de bu kadar yok saymayı doğru bulmuyorum. Birden kötü ilan edildi. Monaco, Şampiyonlar Ligi’nde final oynarken sahanın en iyilerinden biriydi Cisse. Aradan seneler geçti tabi ki ama bu oyuncuda bu kumaş var.

“BOBO’NUN YOKLUĞU BÜYÜK EKSİK”
Bobo uzun süredir suskun kaldı. Mustafa Denizli onu fazla oynatmadı. Mustafa Denizli’nin lans verdiği maçlarda da o, bu şansı iyi kullanamadı. Bobo’nun yokluğu ve formsuzluğu büyük eksik tabi Beşiktaş için.

“SEMİH, BIRAKTIĞI GİBİ DÖNERSE OYNAR”
Eğer Semih bıraktığı gibi başlarsa ve Fenerbahçe tek santrfor oynayacaksa bu Semih’tir. Eğer Aragones Güiza’ya vatandaş torpili yapmazsa veya Güiza büyük bir çıkışa geçmezse herkes kabul eder ki bu takımda Semih oynar. Aldığın her futbolcu yüzde 100 randıman verecek diye bir şey var. Güiza’yı birlikte izledik Avrupa Şampiyonası’nda. Geçen gün tekrarını izledim maçlardan birinin, inanılmaz oynuyor Güiza. Ama olmadı mı olmuyor işte Fenerbahçe’de tutmadı. Buraya geldi, eşinde ayrıldı falan. Kabul edelim ki Fenerbahçe seyircisi inanılmaz kucak açtı Güiza’ya.

“SEMİH, MİLLİ TAKIM’DA ÇIKIŞ YAKALADI”
Semih için söylenenler geçen sezonun sonlarına kadar söyleniyordu. “Fenerbahçe’nin santrforu değil” deniyordu. Semih 45 günlük Milli Takım kampında ve maçlarında olağanüstü bir çıkış yakaladı. Nitekim orada da yedek başladı ama sonradan oyuna girdi, maçlar değiştirdi. Kabul edelim ki bu çıkışı Fenerbahçe’de değil Milli Takım’da yakaladı. O çıkışı da Fenerbahçe’de sürdürdü. Bugün “bu Semih Fenerbahçe’de oynamaz” kim diyebilir? Demek ki bir futbolcu belli bir yaşa geldikten sonra da kendini aşabilirmiş. Bu özellikleriyle Semih, Fenerbahçe’de banko oynar.

“ALEX İYİ OYNARSA VAZGEÇEMEZSİN”
Güiza önemli bir golcü ama formsuz. Belki birkaç maç oturmak onu kamçılayacaktır, daha iyi olacaktır. Alex’te de geçen yılların diriliği, yaratıcılığı yok. Aragones de çoğu zaman onu oyundan alıyor. Sözleşmesinin uzayıp uzamayacağına da bağlı olabilir tabi. Ben açıkçası Fenerbahçe yönetimine de hak veriyorum. Bu yaşa gelmiş Alex’le, “koşmuyor” denen Alex’le 3 senelik sözleşme yapılacaksa bu 3 senenin sonunda o Alex ne olur? Ben bu tür kuşkuları da olağan karşılıyorum. Bana göre orta yol sözleşmeyi 2 senelik yapmaktır. Şimdiye kadar Fenerbahçe de Alex’e çok şey verdi, Alex de Fenerbahçe’ye çok şey kattı. Alex iyi oynarsa vazgeçemezsin. Ama koşmayan Alex Fenerbahçe’yi 1 kişi eksik bırakır.

“ARAGONES, DEIVID’İ DENEMELİYDİ”
Güiza’nın oynadığı futbola 10 üzerinden 3 veririm ancak. Çok kötü. Alternatifi de yok Aragones’in, kimi oynatacak? Semih sakat, Fenerbahçe’nin diğer santrforu İlhan Parlak. Beşiktaş kadar forvet seçeneği yok Fenerbahçe’nin. Bana göre Deivid’i orada denemeliydi bu güne kadar. Aragones’in belli kalıpları var ve onların dışına kolay kolay çıkmıyor. Deivid, İspanya’da da oynadı ve Fenerbahçe’ye forvet olarak geldi. Aragones’in bunu düşünmesi lazım.

“EMRE’DEN UMUT KESİLMEZ”
Emre’den umut kesilmez. Fazla da konuşulmuyor bu ara ama konuşulmaması daha iyi. Çünkü konuşmaya kalksan Emre’nin formu ortada. Çok ciddi eleştirilmesi lazım o zaman da Emre hepten kaybediliyor. Emre, sakatlıklarla da boğuşan bir futbolcu ama kolay kolay da vazgeçilebilecek bir oyuncu değil. Kabul edelim ki Emre, Fenerbahçe’de klâsına yakışan bir futbol oynamadı.

“BEN OLSAM VOLKAN’I BIRAKMAM”
Fenerbahçe yönetiminin yerinde olsam Volkan’ı bırakmam. Hatalı goller yemedi mi? Yedi. Ama şu an bu ülkenin en iyi kalecilerinden biri, Milli Takım’da oynuyor. Bir kere Volkan çok iyi çalışmalı. Volkan’ın yanında alternatifi de yok bunu kabul etmemiz gerekli. Eğer onu diken üzerinde tutacak birisi olursa yanında Volkan’ın formunun da artacağını düşünüyorum. Bir de şu var, futbolculara para teklif ederken dengeleri iyi ayarlamanız gerekiyor. Ödediğiniz ücretlerde uçurum olursa huzursuzluk olabiliyor. Volkan’ın istediği para da takım içinde verilen ücretlere göre Volkan’ın hesapladığı ücret olabilir. Fenerbahçe, Volkan’ı bırakmaz bana göre. Zaman zaman hata yaptı ama kötü oynamadı Milli Takım’da. Fenerbahçe’de hatalı goller yedi bu sene ama.

“OKYANUS AŞANA AYRICALIK TANINMALI”
Okyanus aşan futbolculara 1–2 gün ayrıcalık tanınması gerektiğini düşünüyorum. Bu Lincoln olsun, Alex olsun, Lugano olsun. Sonuçta çok uzun yol gidip geliyorlar. Bunlara 1-2 gün ayrıcalık tanınmasını olumlu buluyorum. Ama yanlarındaki oyuncuları biraz rahatsız edebilir tabi ki. Özellikle Galatasaray’da yerli oyuncuların çok geri plana atıldığını düşünüyorum Galatasaray’da. Diğer takımlara göre Galatasaray’ın yerlileri yabancılarının altında ezilmiyorlar. Arda, Mehmet Topal, Ayhan, Barış, Servet, Sabri, Hakan Balta… Baktığında Galatasaray’ın iyi bir takım olmasında yerlilerinin büyük bir katkısı var. Ümit Karan bu takımda kenarda oturuyor. Ben iddia ediyorum ki Ümit Karan Türkcell Süper Lig’de her takımda oynar.

“HAGI’NİN AYRICALIĞI LINCOLN’DE YOK”
Hagi varken primleri gece yarılarında evine kadar gitti. Hagi çok uç bir oyuncuydu. Galatasaray’ın yeni efsanesi Lincoln şimdi. Ama ben Lincoln’e de çok büyük bir ayrıcalık tanındığını düşünmüyorum. Lincoln geçen sezon en önemli maçlardan biri olan Beşiktaş maçından önce kadro dışı bırakıldı. Bir de saha içinde bi ayrıcalığı yoki herkes kadar koşuyor. Ben Lincoln’e Hagi’ye tanınan ayrıcalıkların tanındığını çok da düşünmüyorum.

“ARDA İNANILMAZ İŞLER YAPIYOR”
Bana göre Baros çok hızlı bir oyuncu, Lincoln çok dikine giden bir oyuncu, Arda rakip savunmayı üstüne geçen, dar alanlardan inanılmaz çıkan ve çok şık asistler yapan bir oyuncu. Arda üzerine rakip savunmayı topladığında Baros’a, Lincoln’e, oynadığında Kewell’a büyük alanlar kalıyor. Şimdi Barış, Mehmet Topal ve Ayhan gibi çok ısıran 3 oyuncu oynuyor ortada. Bu da büyük avantaj Galatasaray için.

“BAROS, GÜIZA’YA GÖRE AVANTAJLI”
Galatasaray, Fenerbahçe’ye oranla rakip ceza alanına daha fazla gidiyor ve daha kalabalık gidiyor. Bakıyorsun bir yandan Ayhan geliyor, bir yandan Barış geliyor… İleride zaten Arda var Kewell var Lincoln var… Bunlar olunca aradan sıyrılıyor Baros. Bir de Fenerbahçe’ye bak ceza sahasına 2–3 kişiyle gidiyor. Galatasaray ise en az 4 oyuncu ile gidiyor bazen 6–7 kişiye bile çıkıyor bu. Böyle olunca da Baros daha rahat pozisyona giriyor. Güiza’nın formsuz olduğunu kabul edelim ama Fenerbahçe’de çok da yalnız kaldığı da bir gerçek. Baros’un Güiza’ya oranla hızı nedeniyle ciddi bir avantajı var.

“BEŞİKTAŞ KOLAYCILIK YAPIYOR”
Beşiktaş’ta Galatasaray maçının arkasından büyük bir panik yaşandı. Hakemlere, federasyona, bize yönelik. Bunun da önceden planlandığı ortaya çıktı tepkileri dağıtmak adına. Beşiktaş’ta çok sakin bir oyuncu, Gökhan Zan kırmızı kart gördü Gaziantep’te. Sen her koşulda suçu hakeme atarsan futbolcular da diyecek ki, “Oh ne güzel ben ne yaparsam yapayım nasıl olsa suçlu belli”. Beşiktaş çok ciddi bir kolaycılığa doğru gidiyor.

“BAHANE ARAYACAĞINIZA MOTİVE EDİN”
Beşiktaş ikinci yarının ilk 2 maçını kendi sahasında oynayacak. O ilk 2 haftada Galatasaray Sivas’a gidiyor. Bu iki takım da Beşiktaş’ın üzerinde. Aynı hafta Fenerbahçe ve Trabzonspor oynuyor. Onlar da Beşiktaş’ın üzerinde. Bu maçlarda Beşiktaş’ın üzerinde olan takımlardan hepsinin birden puan kaybetme şansı var. Beşiktaş, Denizlispor’u ilk haftada yendiği takdirde 8–10 puan karla kapatacak haftayı. Böyle bakınca Beşiktaş’ın çok ciddi bir avantajı var. Sonrası var, Fenerbahçe’yle, Galatasaray’la, Trabzonspor’la sahanda oynayacaksın. Beşiktaş yönetimine bir önerim var, sağa sola bakıp bahane arayacağınıza kendinizi ve taraftarınızı takımınıza motive edin.

“SADECE MUSTAFA HOCA”
Mustafa hocanın dışında iddialı konuşan duyduk mu Beşiktaş camiasından? Mustafa Denizli, “karamsarlığa gerek yok” diyor, takımını, camiasını motive ediyor. Beşiktaş yöneticilerinden, başkanından böyle bir açıklama duyduk mu? Yok.

“ŞAMPİYON ADAYLARI ARTMALI”
Her fırsatta söylüyoruz. Turkcell Süper Lig’de 6 takımın, 7 takımın şampiyonluğa oynadığını düşünelim, tadından yenmez. Geçen sene bir tek Sivasspor girdi şampiyonluk yarışına zirve ne hale geldi gördük. Bu yarışta zirveye oynayan takımların sayısı artarsa inanılmaz bir heyecan yaşarız. Gaziantep iyi takım ama sonuç alamıyor. Kayserispor, Adana’da oynayacak ama artık Adana falan demeden oynamaları lazım.

“KOCAELİSPOR’DA BÜYÜK YÖNETİM ZAAFI VAR”
Kocaelispor’da ciddi bir idari kriz var. Ekonomik sıkıntılar dağ gibi ve çözülemiyor. Mart ayında yerel seçimler var. Belediye başkanları kendi dertlerine düşmüş durumda. Bütün bunları üst üste koyunca Kocaelispor’un durumu ciddi. Daha ilk yarı bitmiş 3. hoca ile çalışıyorlar. Kızmasınlar ama Kocaelispor’da büyük bir yönetim zaafı var. Futbolcular bırakıp gidiyorlar takımı.

“KOŞMAK BİRÇOK ŞEYİ ÇÖZER”
Fatih Terim, Antalya’daki seminerde dedi ki, “Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye, oynadığı tüm rakiplerinden ortalama 10 km daha fazla koştu. Koştuğunuz zaman çoğu şeyi hallediyorsunuz.” Ben buna çok inanıyorum. Futbolda koştuğunuz zaman gücünüzün çok üzerine çıkabiliyorsunuz. İkinci yarıda bu tabloya göre aşağıda olanların çok fazla koşmaları gerek. Ankara’dan 2 takım gidebilir gibime geliyor. Ankaragücü istikrarı yakalayamıyor. Gençlerbirliği iyiye gidiyor gibi. Ankaraspor’un şu an için gitmesi düşünülemez. Hacettepe’nin de durumu kötü.

“ABDULLAH GÜL’ÜN PAYI BÜYÜK”
İsviçre maçında nasıl ceza alıyorsak Ermenistan maçından da ödül almamız çok normal. Ben bunda Abdullah Gül’ün de çok büyük rolü olduğunu düşünüyorum. Kontrolü zor olan bir topluluk, maç gerilimi, maç heyecanı ve tarihin deriliklerine dayanan bir uzlaşmazlık. Kendi toplumundan da baskı görüyorsun, “gitmemen lazım, gidemezsin” diye. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Gül’ün Erivan’a gitmesini son derece saygıyla karşılıyorum ve bu ödülü almamıza zemin hazırladığını düşünüyorum. (maraton.com.tr)

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 02:15

İLGİLİ HABERLER