
"BÜYÜKANIT'IN GÖRÜŞÜ ŞAHSİ DÜŞÜNCESİDİR"
TBMM Anayasa Komisyonu, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifini, 1 Şubat Cuma günü görüşecek.
AK Parti ve MHP'li 348 milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlığına verilen ve Anayasa'nın, ''Kanun önünde eşitlik'' başlıklı 10. ve ''Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi'' başlıklı 42. maddelerinde değişiklik içeren teklifin görüşmeleri, Komisyonunun yarınki başka bir gündemi nedeniyle 1 Şubat Cuma gününe alındı.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı''nı yarın görüşeceklerini, bu nedenle Anayasa değişikliği teklifini Cuma günü ele alacaklarını söyledi.
Kuzu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın konuyla ilgili açıklamasının sorulması üzerine, ''Genelkurmay Başkanı'nın görüşleri, şahsi kanaatidir'' dedi.
BÜYÜKANIT'IN SÖZLERİNE YORUM
Mecliste gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kuzu, AK Parti ve MHP'li milletvekillerince verilen Anayasa ve yasa değişikliği teklifine ilişkin eleştirilere yanıt verdi. Kuzu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın konuyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, ''Anayasa Komisyonu Başkanı olarak Sayın Genelkurmay Başkanının açıklaması, benim görev alanımın dışındadır. Benim gündemimde Anayasa değişikliği vardır'' diye konuştu.
Yüksek Öğretim Yasasında yapılması öngörülen değişiklikle başın nasıl örtüneceği konusunda tartışmaların hatırlatılması üzerine Kuzu, ''Türban nerede başlar, başörtüsü nerede başlar, iğne, çengel...Bunlar daha sonra çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Ondan sonra bağlama şekli belli olacak'' dedi.
''KİMSE KONUYU RAYINDAN ÇIKARMASIN, SAPTIRMASIN''
Konuyla ilgili kaygıların sorulması üzerine Kuzu, ''Kaygı bitmez, hukukta kaygı bitmez. Biz teklife 'kılık, kıyafet' yazmadık. Yazsaydık ne olurdu, o zaman da başka bir tartışma çıkardı'' karşılığını verdi. ''Başörtüsü takanları laiklik karşıtı, Cumhuriyet düşmanı gibi göstermenin bir anlamı olmadığını'' ifade eden Kuzu, kimsenin konuyu saptırmaması gerektiğini söyledi. Eleştiri ve kaygıların inandırıcı olmadığını, ''Anayasa profesörü ve ömrünü bu işlere vermiş biri olarak'' getirilen düzenlemenin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini ifade eden Kuzu, ''Kimse konuyu rayından çıkarmasın, saptırmasın. Bu çerçevede katkıya her zaman hazırız. Korku salmanın bir anlamı yok. Çünkü ortada korkacak bir şey yok'' görüşünü dile getirdi.
Türkiye'de bu sorunun 1968 yılından beri olduğunu belirten Kuzu, şöyle konuştu: ''AK Parti, bu sorunu kucağında buldu, bu meseleyi çözmeye çalışıyor. siyasetçi sorun çözmekle mükelleftir. Az çok demeden soruna bir çözüm bulmaya çalışacaksınız. Bu mesele Türkiye'nin gündemine de öyle 'başörtüsünü yasaklayayım, laikliğe aykırı' diye planlı, projeli olarak yapılmadı. 1981 yılında YÖK bir genelge gönderdi. Ben o zaman üniversitede asistandım. O genelgede, üniversiteye kızların başörtülü giremeyeceğinin yanında başka şeyler de vardı; 'başı açık' dedikten sonra 'etek boyu şu kadar olacak, ojesi boyası çok fazla olmayacak, erkek öğrenciler sakallı olmayacak, ütülü pantolon giyecek, takım elbise giyecek, kravat olacak, ayakkabısı boyalı olacak' deniyordu. 1980 ihtilali bir lise tipi getirdi, üniversiteler liseleştirildi. Bu mantık çok yanlıştır, üniversiteye böyle bakılamaz. 18 yaşın altındakiler için yaptığın uygulamaları burada yapamazsın. Genelgeyi aldım götürdüm sınıfa ve bütün öğrencileri dersten çıkarmak durumunda kaldım. Çünkü hiçbirinin durumu bu genelgeye uymuyordu. Sonra baktılar ki bu olmuyor, yeni bir genelge çıkarıldı. Dendi ki 'başörtüsü kızlar için yasak, erkekler sakallı gelemez.' Sonra baktılar ki Türkiye'de sakal bırakan sadece İslami düşüncesi olan değil, onun yanında solcu, entel kesimde de bu var. Bu sefer onu da kaldırdılar. Kabak başörtülü kızların başına kaldı.''
''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ZARURETTEN KAYNAKLANDI''
Konunun Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kilitlendiğini, buna rağmen kararlara rağmen 1990-1997 arasında bu öğrencilerin üniversitelere girdiğini belirten Kuzu, okuduklarını ve diploma aldıklarını ifade etti. ''Ne olmuş yani, bunun girmesiyle laiklik, Cumhuriyetimiz hangi yarayı almıştır? Söylenen şeylerin akla mantığa uygun olması lazım. Bence bu tür yorumlar doğru yorumlar değildir'' diyen Kuzu, getirilen düzenlemenin sorunun çözünde katkı olacağına inandığını söyledi.
Bir gazetecinin ''Madem bu öğrenciler okuyor, diploma alıyorsa niye anayasa değişikliği yapılıyor?'' sorusu üzerine, Yüksek Öğretim Yasasının Ek 17. maddesinin halen yürürlükte olduğunu, üniversitelerin ve YÖK'ün yeni bir başlangıç yapabileceğini her zaman dile getirdiği, ancak böyle bir ipucunun görülmediğini bildirdi. Bazı kesimlerin '
Anayasa Mahkemesi, AİHM kararları var, bağlayıcıdır'' dediğini hatırlatan Kuzu, ''Bunlar varken, Anayasa değiştirilmeden olmaz noktasına gelindi. Dolayısıyla Anayasa değişikliği bir zaruretten kaynaklandı. Niyet üzüm yemektir. Sonuç olarak 'Anayasayı değiştirelim çok daha sağlama alalım' gibi bir niyet yok. Uygulamada dediğimiz türde bir sonuç vermeyince ve belli kesimler söyleyince, mecburen biz bu yola gitmek zorunda kaldık'' diye konuştu.
''HUKUKUN DIŞINA ÇIKAN YORUMLARDIR''
''Anayasanın değiştirilemez 2. maddesine aykırı olduğu için yine Anayasa Mahkemesinin bunu şekil yönünden iptal edeceği görüşlerinin'' sorulması üzerine Kuzu, şunları söyledi: ''1970'li yıllarda Anayasa Mahkemesi böyle bir karar başlattı. 'Cumhuriyet ilkesi değiştirilemez' diye bir hüküm vardı. Malum diğer değiştirilemez maddeleri ise 1982'de geldi. O yıllarda 9. maddede, 'Anayasanın Cumhuriyet aleyhine teklif verilemez' dendiği için onu yorumladı, Birkaç karar verdi ve çok eleştiri aldı. 1982 Anayasası bunu düzeltti; dedi ki Anayasa Mahkemesine, 'sen 3 konuya bakabilirsin: 'teknik çoğunluk olan üçte bir (184) var mı, 2/3 çoğunluk (330 ve üzeri) var mı, ivedilikle görüşülemez (iki görüşme arasında 48 saat geçmesi) var mı...Bunlara bakabilirsin' dedi. Anayasa Mahkemesi bugüne kadar bütün kararlarında buna uydu.
Hatta 1987 yılında kendisinin önüne böyle bir mesele geldiğinde, 'benim yetkim sınırlıdır, bu 3 konu dışına bakamam' dedi. En son referandum meselesinde bile buna değinmişti. Dolayısıyla bu konu bence kapanmıştır.
Anayasa Mahkemesi bunu yaparsa, yanlış yapar. Anayasanın üzerine çıkmış olur. Bunu açık açık söylüyorum; böyle bir yetkisi yoktur. 'Efendim yaptım oldu'...Olursa olur, ne yapalım yani? Bunlar hukukun dışına çıkan yorumlardır. Anayasa Mahkemesinin böyle bir yanlış yapacağına ihtimal vermem.''
BÜYÜKANIT NE DEMİŞTİ?
Genelkurmay karargahında Makedonya Savunma Bakanı Lazar Elenovski ile bugün basına açık bir görüşme gerçekleştiren Org. Büyükanıt, "Bu konuda bazı basın-yayın organlarında çıkıyor; 'asker ne düşünüyor?' diye. Türk toplumunun katmanlarında askerin düşüncesini bilmeyen yok. Birşey söylemek malumun ilamından öteye gitmez" diye konuştu.
AA
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 14:05