Yaşam
  • 3.9.2008 12:48

CAMİYİ GÖREN MÜFTÜLÜĞE KOŞTU!

BOLU'da, Selçuklu mimarisinden esinlenerek cami külliye yaptıran aşçı ve ressam Yurdaer Kalaycı, farklı mimarisi nedeniyle camiyi kilise sananların kendisini müftülüğe şikayet ettiğini, camideki Türk sembollerinden sekiz köşeli yıldızı da Davut yıldızına benzetenlerin İsrail ajanlarından para alarak Yahudi mabedi yaptırdığını öne sürdüklerini söyledi. Kimseye gücenmeyerek cami külliyeyi Ramazan ayında ibate açan Kalaycı, farklı mezhepleri de aynı çatı altında toplamak için Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Mevlana'nın sözleri ile cami külliyeyi süsledi.


Unutulan Türk yemeklerini "Yurdaer Mutfak Sanat Merkezi" adını verdiği otelinde müşterilerine sunan aşçı ve ressam Yurdaer Kalaycı, evinin bulunduğu Dağkent Mahallesi'ne, Selçuklu mimarisini örnek alarak cami külliye yapmaya karar verdi. Bin 200 kişilik cami külliyenin tüm projelerini kendi çizen Kalaycı, caminin her köşesinde sanatçı kişiliğini de gösterdi. Tüm hat, vitray, ağaç oyma işlerini kendi yapan Kalaycı, farklı mezhepleri de aynı çatı altında toplamak için Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana'nın sözleri ile cami külliyeyi süsledi. İçerisinde 4 terapi odası, 4 seminer ve sergi salonu, 1 kütüphane ve şadırvan, bahçesinde ise çocuk parkı, spor aletlerinin bulunduğu Yurdaer Camii Külliyesi, 2 yıllık çalışmanın ardından Ramazan ayı ile birlikte ibadete açıldı.

Mimarisi ile büyük beğeni toplayan cami külliye namaz saatlerinin dışında da insanlarla dolup taşarak ziyaret ediliyor. 6 metre yüksekten şadırvana akarak yankılanan su sesleri insanları etkiliyor. İçerisinde bulunan çiçekler camiye ayrı bir renk katarken, önümüzdeki günlerde ise kanaryalar ve akvaryumlara konulmak için balık alınacak. Namaz saatleri dışında ise tasavvuf müziği çalınacak.

KİLİSE YAPILDIĞINI SANDILAR

Camiyi varilden minaresi olan, estetikten yoksun camilerden farklı yapmak istediğini belirten Kalaycı, "Projeyi kendim çizdim. Uygulamaya geçtiğimizde piramit tavanı görünce 'Yurdaer papaz olmuş kilise yapıyor' dediler. Kızmadım, gücenmedim. Çünkü bu eleştiriyi yapanlar bilgi eksikliği içindeydiler. Bizim kök kültürümüzde, Selçuklu döneminde camilerimizde kubbe uygulaması yoktu. Ben minare uygulamasını kaldırdım ve piramitin ucuna şerefeyi yerleştirdim. Onu yerleştirirken de kök kültürümüze bağlı kaldım ve ucuna dört tane Türk bayrağı koydum. Çünkü burası Türkiye, ben bir Türküm ve inancımla milliyetimi bütünleştirmeliyim, ülkemi bütünleştirmeliyim diye düşündüm" dedi.

Kalaycı, cami külliyenin her yerinde görünen Türk sembollerinden sekiz köşeli yıldızı Davut yıldızı sananların olduğunu, bu nedenle de İsrail ajanlarından para aldığı iddialarıyla eleştirildiğini açıklayarak, şöyle konuştu:

"Bu sekizgen yıldızı ilk koyduğumda dedikodu çıkarıldı. 'Yurdaer, İsrail ajanlarından para almış, ileride Yahudi mabedi yapmak için burayı yapıyor. Çünkü bu simge, bu yıldız Yahudi'nin Davut yıldızıdır' diyerek bir belge koydular ortaya akıllarınca. Davut yıldızı altı köşelidir ve o da saygıdeğerdir. Ama bu sekizgendir ve cennetin sekiz kapısını simgeler. Caminin yapımı tamamlandıktan sonra insanlar buraya gelerek bize teşekkür ettiler. Çok beğendiklerini söylediler"

CAMİ KÜLLİYEDE COCUK PARKI VE SPOR ALETLERİ

Cami külliyenin bahçesinde çocuk parkı ve spor aletleri bulunduğunu belirten Kalaycı, şu açıklamada bulundu:

"Cami külliyenin bahçesinde çocuk parkı, vücudunda kireçlenme olanlar ve spor yapmak isteyenler için spor aletlerin bulunduğu bir bölüm var. Sergi, seminer ve eğitim için mekanlar hazırladım. Caminin içerisinde 6 metre yüksekten suların aktığı bir şadırvan var. Kuşlar ve balıklar gelecek. Caminin içine girildiğinde su şırıltısı, kuş sesleri ve müzik olacak. Ayrıca çiçeklerle de donattık. İnsanlar buraya gelince büyük bir ferahlık hissedecekler. Büyük düşünürlerden özdeyişleri büyük granit taşların üzerine yerleştirdim. İnsanlar külliyenin tamamını dolaştıklarında bunları okuyup kendi kendilerini sorgulayabiliyorlar. Terapi odaları var. İç kubbenin üzerindeki mekana dört adet terapi odası koydum. Bunlar üç metrekareyi geçmeyen minik odalar. Sürgülü kapılarından içeriye girildiği zaman karanlık bir mekandır. Dua ederek ağır ağır çıkıp kendini ruhsal anlamda hazırlayan insan orada kendiyle, rabbıyla başbaşa kalıp ruhunu yıkayabilir. Halvete de girilebilir bunların hepsi mümkün"

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 06:35

İLGİLİ HABERLER