Medya
  • 6.11.2004 13:11

CAN DÜNDAR'DAN SIR YAZISI...

Ya öbür sırlar? Size bir sır vereyim mi? ''Komşumuz namus davasına kızını kuyuya atıp öldürmüş. O günden beri kuyudan garip sesler geliyormuş. Bir gün sesi duymak için kuyuya eğildiğinde dengesini kaybedip düşmüş ve ölmüş.'' Ne ilginç değil mi? Peki şuna ne dersiniz: ''12 Eylül öncesi faili meçhul cinayetleri işleyenler, hep devlet görevlisiymiş.'' Biliyorum, bu pek ilginç gelmedi; çünkü bu ''özel sır'' değil, ''devlet sırrı''... Dünyevi hukukla adalete kavuşmaktan umudu kestiğimizden ilahi adalete sığındık: ''Ahirette nasıl olsa hesap soruluyor'' diye teselli buluyoruz. O yüzden, artık sırlar dünyasına bilet kesen programları seyrediyor, öte dünyadan ses veren nur yüzlü dedelere kulak veriyoruz. * * * Bir ''Sırlar dünyasına yolculuk'' programı da biz yapsak... Her bir programda faili meçhul cinayete kurban verdiğimiz bir aydınımızın öyküsünü işlesek... Onların aileleri gelip bizi sırların ötesine geçirse... Acaba halkımız ilgilenir miydi? CHP Milletvekili Kemal Anadol perdeyi aralamaya çalıştı. İçişleri Bakanı'na şunu sordu: ''Abdullah Çatlı, Alaattin Çakıcı, Oral Çelik ve Haluk Kırcı'nın MİT tarafından kullanıldığını MİT Kontr - Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür açıkladı. Bunu kabul ediyor musunuz?'' Bakan geçen hafta şu cevabı verdi: ''Yürütülen istihbarat faaliyeti 'Çok gizli' gizlilik derecesini haiz olduğundan bu tür bilgilerin ifşası suçtur.'' Yani? İşlenen cinayetler devlet sırrı kapsamındadır. * * * Doğan Öz, Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı'ydı. 1978'de kontrgerillayı açığa çıkaran bir rapor yazmıştı. Raporda ''ABD ve çokuluslu ortaklıkların Ortadoğu sorununu çözmek için gizli örgütlenmeler aracılığıyla demokrasiyi baltalayarak faşist bir düzen kurmaya çalıştığını'' belirtmişti. Soruşturduğu olayların sorumlularının devlette üst makamlara kadar tırmandığını saptamıştı. Raporunu Başbakan Ecevit'e ulaştırdı. İki ay sonra öldürüldü. Öz'ü öldürmekten sanık ülkücü İbrahim Çiftçi'nin avukatı mahkemede, ''Müvekkilimin Milli Savunma'da dosyası var'' dedi. Çiftçi 4 kez idama mahkûm oldu, karar 4 kez bozuldu. Sonunda askeri mahkeme ''Öz'ü Çiftçi'nin öldürdüğü sabit görülmesine rağmen Askeri Yargıtay'ın kararı gereği'' Çiftçi'yi beraat ettirdi. * * * Doğan Öz'ün emekli hâkim olan eşi Sezen Öz, İçişleri'nin ''Sırlar yasal korumada'' açıklamasını geçen hafta Cumhuriyet'te yanıtlarken ''devlet sırrı uğruna'' yakınlarını kaybeden binlerce aile adına, bu sır perdesinin kaldırılmasını talep etti ve sordu: ''Eşlerimizin, evlatlarımızın öldürülmesiyle korunmak istenen sır neydi?'' Hangi sır, Öz'lerin, Cömert'lerin, TİP'li gençlerin, İpekçi'lerin, Mumcu'ların öldürülmesini emretmişti? Hangi sır uğruna devlet, katilleri işe almış ve tetiği çektirdikten sonra da ceplerine harcırah ve pasaport koyarak dışarı kaçırmıştı? Hangi sır, ülkeyi tam da Doğan Öz'ün öngördüğü şekilde faşizme sürüklemişti? Yurttaşların resmi arşivlerden bilgi edinmesini sağlayacak ''Devlet Sırları Yasası''nın, geçen hafta istihbarat örgütlerinin itirazı bahanesiyle askıya alınmasının ardındaki sır neydi? Ak sakal takıp bir program yapsak, öldürülenlerin aileleriyle bunları konuşsak, sır küpü olan devletin sırlarını döksek, ''kuyudan gelen sesler'' kadar ilgi çeker mi acaba? Can Dündar Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:13

İLGİLİ HABERLER