Yaşam
  • 27.3.2010 01:10

'CANIM DEDİKLERİM BENİ HANÇERLEDİ!..'

'Bazı şeyleri görebilmek için bu hastalığa yakalanmam lazımdı

'Şebnem ÖZCAN yazdı... (BUGÜN)

Murat Göğebakan'ı kanser öldüremedi, ihanet öldürür mü?

Murat Göğebakan geçen yıl kansere yakalandı.

Kemoterapi tedavisi görüyordu.

İnsan aslan gibi gördüğü, sağlıklı olduğunu düşündüğü bir dostuna hastalığı yakıştırmak istemiyor.

Ben de onu kaybetmekten çok korkuyordum.

Nedendir bilmem, Murat'ı hep koruyan görünmez bir kalkanı olduğunu düşünmüşümdür.

Onun başı, dişi kolay kolay ağrımazdı, canı yandığında bağırmazdı, soğukta üşümez sıcakta 'Of, pof' etmezdi.

Hangi koşulda olursa olsun isyan bayrağını çekmezdi.

İçinde ne fırtınalar kopardı ama yanına gelip "Nasılsın" diye soranları derdiyle üzmek istemez, "Hep çok şükür" derdi.

Tevekkül ve teslimiyeti hiç azalmadı.

Belki de bu yüzden, hastaneye kendisini ziyarete gittiğim ilk gün hafızama bir daha çıkmamak üzere kazındı.

O sahne zihnimde sonsuza kadar yaşayacak.

Lösemi olduğu için odasına kimse alınmıyordu.

"Uzaktan görebilirsiniz" dediler.

Kapı açıldı...

Beyaz çarşaflar üzerinde oturur şekildeydi.

Ben ona el salladım, o da bana zafer işareti yaptı.

Gözlerinde her zamanki gibi ateş, yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı.

"İyiyim çok şükür" dedi.

Hıçkırıklar boğazıma düğümlendi; zar zor "İyi" diyebildim.

"Küçük bir derdim büyük Allah'ım var" diye kâğıt yazıp astırdığı hastane kapısı yüzüme kapandı.

İyileşmesi için, eskisi gibi olabilmesi için Allah'a dua ettim.

XXXXXX

Aradan 4 ay geçti, ziyaretine gittim.

Artık ziyaretçi kabul edebiliyordu.

Bu defa beni ayakta karşıladı, rengi daha sarımtıraktı, epey de kilo vermişti.

Endişelendim.

Gözlerimin buğulandığını hissetti ve konuşmaya başladı:

"Allah'ın tokadını ikinci kez yedim ve şimdi kendime geldim Şebnemciğim. Hata yaptım. Bazı şeyleri görebilmek için bu hastalığa yakalanmam lazımdı" dedi.

İkinci tokadın sebebini anlattı, mezara kadar aramızda sır olarak kalacak!

Arkasından ilk tokadın sebebini sordum.

İçtenlikle devam etti:

"19 yaşındaydım. Gırtlak kanseri oldum. Ya biyopsiyi ya da ameliyatı ödeyecek kadar param vardı. İkisi arasında kaldım. Doktora, 'O zaman sen orada ne varsa komple al' dedim. Bana 'Ya iyiyse kanser değilse' dedi. 'Boşver' dedim. 6 ay şarkı söyleyememiştim. O 6 ayda inanır mısınız, dostum kim, düşmanım kim onları gördüm. Kimler varmış etrafımda onları gördüm. Cenab-ı Allah bana dostlarımı gösterdi. Yıllar sonra aynı şey tekrar başıma geldi."

XXXXXXXXX

Duydum ki sevgili Murat, karısı Sema Göğebakan'dan boşanıyormuş.

Ayrılığa sebep olarak Sema Hanım'ın başka bir erkekle birlikte olması gösteriliyor.

İddialara göre, Murat Göğebakan hasta yatağında kanserle pençeleşirken, karısı Facebook'ta tanışıp arkadaş olduğu kendisinden 20 yaş küçük Doğan Deniz Yiğit adındaki bir gençle aşk yaşamış.

XXXXXXXX

Murat diyor ki:

"İhanet öldürmez, acıtır. Ama unutulmaz değildir! Allah'ın emirleri duruyorken orada bir fener gibi, ışık gibi; bu sapkınlığın nedeni nedir ki? Hastanede geçen aylarımı biliyorsunuz. Kim bilir belki de ölümün eşiğinden döndüm. Lakin bana bu canı veren, canımı taşıyabilmem için bana bir izin verdi. Ancak "canım" dediklerim geldi beni sırtımdan hançerledi."

Hepimize gerçek bir hayat dersi veriyor.

Ve sonra Bakara Suresi'yle devam ediyor:

"Sizin hayır zannettiklerinizde şer, şer zannettiklerinizde ise hayır vardır" der.

XXXXXXX

Ben de şimdi köşemden Murat Göğebakan'a sesleniyorum:

Boşver be Murat; sen değimliydin bana, "Başımıza gelen her şey bir imtihan" diyen.

Belki de son yaşadığın Allah'ın üçüncü tokadıdır, sana, gerçekleri görüp, insanları tanıman ve en nihayetinde kendine pırıl pırıl bir gelecek hazırlaman içindir.

Uygun adım marş, sen yoluna devam!

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 09:22

İLGİLİ HABERLER