Ekonomi
  • 23.8.2005 05:14

'CASUS TEZGAHTARLAR!..'

Ortaokul ve lise yaşlarındaki kızlara moda ayakkabı üreten firmalar, piyasada tutan modeli öğrenmek için büyük mağazaların tezgahtarlarını ‘casus' olarak kullanıyor.

Türkiye'nin dört bir yanına ayakkabı gönderen İstanbullu imalatçılar, çok satan modelleri bildirme karşılığında anlaştığı tezgahtara ‘gizlice' para ödüyor.

Polact markasıyla genç kız ayakkabısı üreten İstanbul'un köklü imalatçılarından Abdullah Topçu, "Genç kızlara moda ayakkabı üreten bizler, trendi yakalayamazsak zarar ediyoruz. Modası geçen satılmıyor." diyor. Topçu, bazı meslektaşlarının büyük mağaza tezgahtarlarından çok satan modeli öğrendiğini, kendisinin ise müşteri gibi dolaşarak tespit yaptığını belirtiyor. İstanbul Bağdat Caddesi ve Nişantaşı'ndaki marka mal satan dev mağazaların tezgahtarları imalatçıların ajanı olarak kullanılıyor. Topçu, "Nişantaşı'nda tutan model Diyarbakır'da da İzmir'de de tutuluyor. Türkiye'nin her yerinde genç kızlar aynı tip ve renk ayakkabıyı moda olarak bir dönem giyiyor. Türkiye'de tam bir moda ve marka çılgınlığı var. Genç kızlar yemiyor içmiyor; ama iyi giyiniyor." ifadelerini kullanıyor. İstanbul'daki mağazalarda test edilen ayakkabı modellerinden iyi satanlar diğer imalatçılarca taklit edilerek 10 günde piyasaya sürülüyor. Böylece tutan model çok değişik mar-ka ve fiyat farklarıyla piyasada bulunabiliyor. Nişantaşı'nda 300 milyon lira etiketli ayakkabı daha modası geçmeden, 15 milyon liraya semt pazarına kadar düşüyor. İmalatçılar dünyada ayakkabı modasına yön veren İtalya'yı da ziyaret edip modellerinden esinleniyor.

Topçu, Türkiye'de suni deri kullanan İtalyan modellerinin kopyacısı imalatçıların, Çin'den ucuz ayakkabı gelmesiyle yaşama şanslarının ortadan kalktığını iddia ediyor. Türkiye'nin büyük ayakkabı imalatçıları bugün Çin'den mal getiren bir ithalatçı olmuş. Hatta bazıları Çin'deki fabrikalara ortak olmuş. Çin mallarını gümrükten geçirmek zorlaştırıldığından bunlar ‘made in Hong Kong' gibi değişik ülke malı olarak Türkiye'ye sokuluyor.

"Bir yıl vadeyle mal satıyorum. Karşılıksız çıkan çeke esnaf 5 aylık yeni çek veriyor." diyen Topçu, gerçek deriden ayakkabı üretimiyle ihracatı sektörün tek çıkış yolu olarak görüyor. İşadamı, yurtdışına götürdüğü suni deriden mamul ayakkabıların yarı fiyatına Çin'den geldiğini görmüş. Çin'de bulunmayan gerçek deri ve kösele ayakkabının her zaman ihracat şansı mevcut. İngilizler yılda ortalama 13 çift yeni ayakkabı edinirken, Türkiye'de bu ortalama 2'de kalıyor.

Klasik kösele ayakkabı, anne ayakkabısı, babaanne ayakkabısı ve çocuk ayakkabısında üretilen bir modelin her zaman satılma şansının olduğunu belirten Abdullah Topçu, "Bizde ise modası geçen ayakkabı elde kalmış demektir. Biz bunları fiyatına bakmadan elden çıkarıp zararı azaltıyoruz. Her zaman tutan model kâr, tutmayan zarar yazıyor." diyor. Abdullah Topçu, kendisi klasik kösele deri ayakkabı giyiyor. Ayağındaki iskarpinler 5 yıllık. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümü mezunu Topçu, baba mesleği olarak imalatçılığa devam ediyor. Topçu'ya göre, Türkiye'de ayakkabıda en büyük boşluk buçuklu numaraların üretilmemesi. Avrupa'da 42,5 gibi buçuklu numaralar bulunduğuna dikkat çeken Topçu, "Buçuklu numara üretilmediği için Türkiye'de ayakkabılar ayağımıza ya bol geliyor ya dar gelip dövüyor." şeklinde konuşuyor.

‘Televizyon dizilerinde hep ayakkabılara bakarım’

Genç kızların izlediği televizyon programlarında giyilen ayakkabı modelleri, imalatçı Abdullah Topçu'yu hiç yanıltmamış: "Televizyondaki ayakkabı tipi kısa süre sonra moda olarak tutuluyor. Dizilerde ben hep giyilen ayakkabılara bakarım. Bu modeller her zaman iyi satılıyor." Genç kızlar ayakkabı modellerini de elbisesine uygun renkte seçiyor. Elbisede moda renkler ayakkabıya da yansıyor. Geçen yıl portakal ve bej rengi olan moda bu yaz turkuaz ve çingene pembesi olmuş. Modası geçen portakal ve bej renkli malzeme imalatçının elinde kalmış. Kullanılması için tekrar moda olmasını bekleyecekler.


/İbrahim Balta - Zaman

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:18

İLGİLİ HABERLER