Gündem
  • 8.1.2003 12:17

"ÇEK KARŞILIĞINI İLK DEFA ÖDEMEYENLERE PARA, İKİNCİ DEFA ÖDEMEYENLERE HAPİS CEZASI VERİLECEK"

BAYAZIT CEBECİ ANKARA- Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 3167 sayılı Kanunun 16. maddesinde yapılan değişiklikle karşılıksız çek keşide etme suçunu ilk defa işleyenler bakımından çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası verilmesinin hükme bağlandığını belirterek, 2. defa çeki karşılıksız çıkanlar hakkında kesinlikle hapis cezası verileceğini söyledi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Çekli Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarı" hakkında Adalet Bakanlığı'nda bir basın açıklaması yaptı. Bakan Çiçek, ekonomik hayattaki ve Adliyedeki sıkıntıları gidermeyi hedef aldıklarını belirterek, tasarının Başbakanlığa sevk edilecek seviyeye geldiğini ifade etti. 3167 sayılı Çekli Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 1985 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çiçek, söz konusu kanun ile ilgili açılan ceza davası sayısının 1986 yılında 10 bin 644 iken 2001 yılında bu sayının 307 bin 381 olduğunu kaydetti. Çiçek, 3167 sayılı kanundan dolayı açılan davaların toplam ceza davaları içindeki oranının ise 2001 yılında yüzde 13.5 olduğuna dikkat çekerek, "Açıklanan bu rakamlar söz konusu kanunla ilgili olarak yaşanan sorunlarının boyutunu göstermektedir" dedi. 3167 sayılı kanunla ilgili olarak yaşanan bu sorunların giderilmesi için son dört-beş yıldır çalışmaların sürdüğünü belirten Çiçek, 21. Yasama Dönemi'nde 4709 sayılı Kanunla Anayasa'nın 38. maddesine eklenen 'Hiç kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğü alıkonomaz' hükmü karşısında 3167 sayılı kanunun 16. maddesindeki karşılıksız çek keşide etmek suçuna öngörülen hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olduğu yönünde tartışmalar başlamasına neden olduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin kanunun 16. maddesindeki hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verdiğini hatırlatan Çiçek, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı üzerine geçen yasama döneminde TBMM Genel Kurulu gündemine kadar gelmiş kanun tasarısının, Yargıtay, ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşlerine sunulduğunu söyledi. Çiçek, bu süreçte, Hazineden sorumlu Devlet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Merkez Bankası, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Türkiye Bankalar Birliği, Ankara, İstanbul ve İzmir Ticaret Odaları, Türk sanayici ve İşadamları Derneği ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu ile Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin kanun tasarısı hakkında görüşlerinin alındığını belirterek, "Görüşler toplanmış ve gelen görüşler büyük bir titizlikle incelenerek kanun tasarısında taralar için gerekli iyileştirme yapılmıştır. Tasarı, kanunlaşması amacıyla Başbakanlığa sunulma aşamasına gelmiştir" dedi. Tasarıya son şekli verilirken Bankalar, Merkez Bankası, çeki alan ve veren taraflar arasında bir denge kurulmaya çalışıldığını belirten Bakan Çiçek, "Serbest piyasa ekonomisi kurallarının mecrasında seyrini aksatmadan borçlunun ödeme gücünü güçlendirici, alacaklının teminatının devamını ve aradaki kuruluşların da sorumluluklarının artırıcı niteliktedik esaslara azami derecede dikkat edilmiştir" diye konuştu. 16 noktada yeni düzenlenmeye gidildiğini belirten Çiçek bunları şöyle sıraladı: "- Kanun tasarısıyla, kişilere çek defteri verecek olan bankaların ve bu arada Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın görev ve sorumlulukları yeniden düzenlendi. Karşılıksız çek keşide edilmesinin önlenmesi bakımından bankaların bu konuda özenli davranlamalrı ve Merkez Bankası'nca kendilerine tranfer edilen bilgilerin taranarak ve değerlendirilerek çek defteri verilmesi esası getirilmiştir. Bankaların çek defteri vermeden önce yapmaları gerekli olan araştırmalarının tasarının çerçeve 1. maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı kanunun 2. maddesinde ayrıntılı bir şekilde düzenlemektedir. Buna göre bankalar çek vermeden önce; - Çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını Türkiye cumhuriyeti merkez bankasınca bankalara yapılan duyurular çerçevesinde oluşturdukları kayıtlardan araştırılacakdır. Bu bağlamda bankaların, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'ndan kendilerine gönderilen bilgileri sağlıklı bir şekilde toplamaları ve muhafaza etmeleri gerekli bulunmaktadır. - Ayrıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özenin göstermeleri zorunlu bulunmaktadır. Bu hüküm için kanun tasırısında bir ceza hükmü öngörülmemiş olmakla birlikte, bankalar tarafından bu hükme aykırılık bir hukuki sorumluluğa neden olabilecektir. Ayrıca, 3167 sayılı Kanunda bu, konularaın yerine getirilmesi için bankalara ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na tanınan süreler, kanun tasarısıyla kısaltılmaktadır. Bu düzenlemeyle, sistemin işleyişinin hızlandırılması gerçekleştirilmiştir. - Bankaların, karşılıksız çıkan her çek yaprağından sorumlu olacakları miktar artırılmıştır. 2 Aralık 2002 tarinden bu yana 60 milyon olarak uygulanan bu miktar 150 milyon liraya çıkarılmıştır. - Mahkeme tarafından çek hesabı açtırmaktan yasaklama cezası almış kişilere çek hesabı açan bankalar için ceza hükmü getirilmektedir. - Düzeltme hakkını kullanılması ihtara bağlı olmaktan çıkarılarak, yargılama sürecinin uzamasına neden olan önemli etkenlerden birisi ortadan kaldırılmaktadır. Kanun tasarısıyla, karşılıksız çek keşide etmek suçuyla ilgili olarak yargılama sürecini hazınlandıracak yeni düzenlemer de getirilmektedir. Bu bağlamda olmak üzere düzeltme hakkının kullanılmasının ihtara bağlı olmatan çıkarılmasın yanında, karşılıksız çek keşide suçundan dolayı şikayette bulunanların şikayet anından itibaren müdahil sıfatını kazanması örgörülmektedir. Bu nedenle artık şikayette bulunan kişinin davaya müdahil olabilmesi bakımından ayrıca müdahale dilekçesi vermesi gibi bir yükümlülüğü olmayacaktır. DURUŞMAYA GELİNMEZSE DAVA DÜŞECEK - Müdahalinin veya vekilinin haklı mazereti olmaksızın üst üste iki kez duruşmaya gelmemesi halinde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hükme bağlanmaktadır. - Şikayetten vazgeçme nedeniyle davanın düşmesi halinde müdahilin, ödeme nedeniyle davanın düşmesi veya cezanın ortadan kaldırılması halinde sanık veya hükümlünün , yargılanma giderlerinden sorumlu olması öngörülmektedir. Devletin bu yüzden uğradığı zararlar önlenecektir. - Davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran haller yenirnden düzenlenmektedir. Yapılan düzenlemekede, karşılıksız çeki keşide edenin açılan ceza davasından kurturlamsı bakımından yapacağı ödemenin gecikmesi halinde tazminatın belirli oranlarda artması göngörülmetedir. çek hamillerini korumak amacıyla getirilen bu hükümle, keşidecinin jödemeye geciktirme yoluyla haksız kazanç ve yarar beklemesi yerine, bir an önce ödemede bulunma lyolunda çaba göstermesi amaçlanmaktadır. bunun yanında da getirilen geçici madde ile düzeltme hakkını kullanma imkanını kaybetmiş olanlara geçici bir süre için fırsat da verilmektedir. Getirilen bu düzenlemeden faydalananlar hakkındaki yasaklama kararları da ortadan kalkacaktır. - 3167 sayılı Kanunun 16. maddesinde yapılan değişiklikle, karşılıksız çek keşide etme suçunu ilk defa işleyenler bakımından çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası verilmesi hükme bağlanmaktadır. 18 yıldır uygulanmasına karşılık hapis cezasının bu konuda tek başına yeterli olmadığı ortaya çıklmıştır. bu bakıhndan karşılıksız çekin önlenmesi bakımından , çeki keşide edenlerin yanında , bu iliyşki içinde yer alan bu çeki kabul eden kişilerin ve özellikle bankaların kendilerine düşen sorumlulukları da yerine getirmesi gerekmektir. 2. DEFAYA HAPİS - Getirilen bu düzenlemeden yaralanmasıın doğru olmayacağı düşüncesinden hareketle karşılıksız çek keşide suçundan mükerrir olanları hapis cezasıyla cezalandırılması da aynı maddede hükme bağlanmaktadır. Yani 2. defa çeki karşılıksız çıkanlar hakkında kesinlikle hapis cezası verilecek. Çekinin karşılığının ödememeyi alışkanlık haline getirenler hapis cezasına çarptırılacak. Yine bu maddede yapılan değişiklikle karşılıksız çek keşide etmek suçunda özel hukuk tüzel kişileri bakımından da ceza sorumluluğu getirmektedir. - Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı hükme bağlanmaktadır. - Karşılıksız çek keşide etmek suçuyla ilgili olarak yapılan değişiklikler arasında yer alan önemli bir diğer bir konu ise uygulamada cadeli çek olarak adlandırılan ileri tarihli çeklerle ilgili bulunmaktadır. Bu konuda yapılan düzenlemeyle, ileri keşide tarihli çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce bankaya ibraz edilmesi ve karşılığının bulunmaması halinde, hukukie takip yollarına başvurma yönü saklmı tutulmeakta ancak bu halde cezai takibatın başlatılmayacağı hükme bağlanmaktüadır. - Karşılıksız çek bakımından uygulanacak gecikme faizinin miktarı hükme bağlanmaktadır. - Çekte bulunması geken unsurlmarın neler olduğu ve bunların yokluğunda çekin geçerli olup olmaycağı konusu düzenlemktedir. - Keşide edilen çekin karşılığının bulunması, kısmen veya tamamen karşılıksız olması halinde banka tarafından yapılacak işlemler ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmaktadır. Yetkisi olmadığı çek defteri basanlara ve bastırılanlara verilecek cezayı düzenleyenen Türk Ceza Kanunu'na atıf yapılması yerine verilecek ceza miktarı ve suçun unsurları tasarıda hükme bağlanmaktadır". Basın mensupların sorularını cevaplandıran Cemil Çiçek, bir gazetecinin çekin ikinci defada ödenmemesi durumunda verilecek hapis cezasının süresini sorması üzerine "Bir yıl" karşılığını verdi. AK Parti Genel Başkanı'nın Siirt'ten aday olamayacağı yönündeki Yargıtay Başsavcısının yorumunu değerlendirmesi istenmesi üzerine Çiçek, "Türkiye kuralları ve kurumları olan bir ülkedir.Türkiye'de ilk defa seçimler yapılmıyor. Herkesin sorumluluğu, görevi ve yetki alanı bellidir. Seçimlerle ilgili düzenlemeler, bunların emniyet içinde, güvenlik, adalet içinde yapılması doğrudan doğruya Yüksek Seçim kuruma verilmiştir, Yüksek Seçim Kurumu'nun sorumluğundadır. Burada görev yapan hakimlerim bir çok seçimde başarı ile görev yapmış tecrübeli insanlardır. Sorduğunuz soru Yüksek Seçim Kurulu'nun görev alanına girmektedir. Varsa itirazlara verilecek kararlar doğrudan doğruya Yüksek Seçim Kurulu tarafından verilecektir. Onun dışında ben de dahil olmak üzere söyleyeceğimiz, ortaya koyacağımız görüşler kişisel beyanlardan ibaret olur. Adalet Bakanı sıfatında olduğum sürece yargının bir başka kısmında görev yapan insanlarla polemiğe girmeyi hukuk hayatımız açısından hukuki nezakete aykırı buluyorum. Ben kendi görev, yetki ve sorumluluğumu biliyorum. Başkaları da o çerçevede görüşlerini beyan eder ya da edecektir" şeklinde cevap verdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:06

İLGİLİ HABERLER