Gündem
  • 21.4.2002 08:39

ÇENESİNİ TUTAMAYAN MESUT YILMAZ, TÜRKİYE'Yİ ZORA SOKTU

KAYNAK : Haber Vitrini Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in büyük bir gizlilik içinde yürüttüğü, "PKK ve DHKP-C'nin Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütü listelerine alınması" çalışması, Mesut Yılmaz'ın Brüksel'de yaptığı açıklamasyüzünden zora girdi... Fatih Çekirge, Star'daki köşesinde olayı şöyle gündeme getirdi: Cem'in sıkıntısı Dün bütün gün Dışişleri'nde ciddi bir sıkıntı yaşanıyor... Sıkıntının kaynağı Mesut Yılmaz'ın Brüksel'de yaptığı açıklama...Yılmaz, Brüksel'de dünya basınına şöyle demişti: - PKK ve DHKP-C Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütü listelerine alınacak. İlk bakışta bir 'müjde' gibi gelen bu açıklama, diplomasinin 'derin satrancı'nda Türkiye açısından ters rüzgarlar estirmesine neden oluyor... Örneğin İsmail Cem, en yakınındaki diplomata şöyle demek zorunda kalıyor: - Evet, bu açıklama çok yanlış oldu. Dışişleri Bakanlığı'nda bu konuda yaşanan diyaloğu şöyle özetleyebilirim: - PKK ve DHKP-C'nin Avrupa'da terör örgütü listelerine alınması için çalışmalarımızı çok gizli bir şekilde yürütüyorduk. Görüşmelerimiz bu gizlilik içinde sürüyordu. - Evet, gizlilik çok önemliydi, çünkü bunu biz açıkladığımızda o örgütleri terör listesine alacak ülkelerin yönetimleri zor duruma düşecekti. Çünkü muhalefet 'siz Türkiye'nin zorlaması karşısında eğildiniz' diyerek yönetimleri suçlayacaktı. - Peki biz bu gizlilik içinde davranırken, Sayın Yılmaz bunu neden açıkladı. Bu sorunun cevabı diplomasi kulislerinde bir 'üzüntü' olarak yer alıyor. İsmail Cem'e gelince. Cem, daha birkaç gün önce çok yakınındaki birisine aynen şöyle demişti: - Bu konuyu gizlilik içinde götürmemiz şart. Basına sızmamalı. Örgütler terör listesine alınana kadar hiçbir açıklama da yapılmamalı. İşte Dışişleri Bakanı'nın bu hassasiyetine rağmen önceki gün Mesut Yılmaz bu açıklamayı yapınca, Dışişleri Bakanlığı koridorlarında ciddi bir sancı yaşanıyor. Aslında bu olay bir süre önce yazdığım bir başka olayla birleşince Türkiye'nin dış politikasında gizli bir çekişme olduğu daha da netleşiyor... O zaman uyarmıştım... Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin sanki ikinci bir Dışişleri Bakanlığı gibi çalıştırıldığını söylemiştim... Ve bu yüzden Türkiye'nin dış politika arenasında zaman zaman zor durumlara düştüğünü vurgulamıştım. Örneğin Avrupa Birliği'yle ilişkiler konusunda AB Genel Sekreterliği kendisine bağlı olduğu için Mesut Yılmaz, keskin ya da ileri açıklamalar yapıyor. Dışişleri Bakanlığı ise, bu konuda temkinli olmaya çalışıyor... Kuruluş yasasına göre Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Türkiye'deki gelişmelerden sorumlu. Yurtdışındaki gelişmeler Dışişleri Bakanlığı'nın sorumluluğunda... Bu açıdan bakınca, örneğin Kürtçe TV ya da 'AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer' gibi açıklamalar, Dışişleri Bakanlığı'nın zor durumda kalmasına neden oluyor. Bu sıkıntı İsmail Cem tarafından birkaç kez dile getirilmiş... Ancak değişen bir şey yok. Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefini bir 'iç politika malzemesi' olarak kullanma isteği bu iki başlılığı tırmandırıyor. Son olay bu tırmanmanın bir başka örneğidir... Tabii bundan zarar gören Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefi oluyor... Yani yine zararı bu millet, bu devlet çekiyor... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:33

İLGİLİ HABERLER