CEP NUMARASI ÇILGINLIĞI TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR... ÖZEL CEP NUMARASI İÇİN DAİRESİNİ TAKAS EDENLER BİLE VAR!..
Bir ay kadar önceydi. Kardeşim, ''Abla telefon hattımı satıyorum. Çok para ediyor'' dedi. Şaşırdım. Biraz da bozuldum açıkçası. Sonu 73 73'le biten bu Turkcell telefon hattını ben almıştım ona. Tabii ki ilerde para edeceğini düşündüğümden değil. Telefonu satın aldığım bayii tanıdıktı. Sıra hatta geldiğinde ''İstediğin bir numara varsa söyle'' demişti. 10 yıl kadar önceydi... Hık mık etmiş, sonra da, doğum günü 27 Ocak 1973. içinde 73 falan olsa diye geveleyivermiştim... 10 dakika sonra zarfın içinden, bir değil, iki 73 birden çıktı... Bizim ailede en fiyakalı numara Cem'in oldu böylece...
Hoş sonraları şimdilerde 'şiir gibi okunuyor' ya da 'pek kafiyeli' diye tanımladıkları bu numara için arkadaşlardan 'Ayy, kerhane numarası gibi'' diye dalga geçenler de oldu. Ama annemin ezberinde kalan tek cep telefonu numarası oydu...
Neyse, Cem elindeki gazeteyi uzatıp ''Oku'' dedi. Aynen şöyle yazıyordu: ''Cep telefonu numaranız kolayca söyleniyor ve akılda kalıyorsa ya da Turkcell'in 200'le başlayan eski numaralarından biriyse çok şanslısınız. Çünkü bu numaralar piyasada 17 bin dolara kadar müşteri bulabiliyor.'' Gözlerime inanamadım. Cem'in telefonu bir servet ediyordu! Hiç düşünmeden ''Al benimkini de sat'' dedim.
Türkiye'nin deniziyle kerizi
Yazı işleri Müdürümüz Atilla Güner ''Şu cep telefonu hattı çılgınlığını haber yapsana'' dediğinde de ilk Cem'i aradım. ''Ne oldu satamadın mı telefonu?'' diye. ''Telefonu görücüye çıkarmak gerekiyordu. İlan vermeye vakit olmadı'' dedi. Galiba daha da değerlenir diye bekliyor!
Telefonu kapatıp gazetelerin ilan sayfalarını açtım. 40 bin, 50 bin dolara bile satıcı vardı. Yüzlercesi sıralanıyordu böyle... Peki ya alıcı? Bu sorunun yanıtını bulmak için başladım ilanları tek tek aramaya... Hepsini anladım, rakamlar kafiyeliydi, kolay hatırda kalıyordu... Ama biri vardı ki, 0532 241 58 28 için 45 bin dolar diyordu. Uzun uzun baktım. Acaba bir numara mı var bu numarada?' diye düşünüp durdum. Ne kafiye ne şiir... Birşey bulamadım. Açtım telefonu. Orta yaşlı bir erkek sesi... ''Bu numaranın özelliği ne beyefendi?'' diye doğrudan girdim konuya. ''Diğerlerinin özelliği ne peki?'' diye sordu. Afalladım. Ben içimden 'Doğru ya isteyenin bir yüzü kara, vermeyen zenci' diye geçirirken o devam etti: ''Bir arkadaşımız 28 milyara sattım deyince inanmamıştım. İlanı verdim ama kimse aramaz diyordum. Alıcı çıkacağına inanmıyordum. Ama arayan arayana... Bir adam aradı. 'Daireyle takas etmek istiyorum' dedi. 'Yok kardeşim daire olmaz. Nakit isterim' dedim. Türkiye'nin deniziyle kerizi demişler ya hanımefendi, doğruymuş... Benim katrilyonlarım da olsa, Sabancı'nın, Koç'un toplamı da olsam bu hatta bu parayı vermem... ''
İsmini vermek istemedi ama öğrenci servis taşımacılığı yaptığını anlattı. Bir yerde de maaşlı çalıştığını... Sonra da numara satılırsa 25 milyarlık kredi kartı borcunu ödeyeceğini...
Arayıp pazarlık ettik
Belki ben de enayi bulurum!
Son bir numara daha arayayım, bu kez ahenklisi olsun dedim. Sonu tıpkı bizim Cem'inki gibi biten bir numara buldum. ''0532 245 85 85. 19 bin dolara satılık'' diyordu ilanda... Aradım, derdimi anlattım. ''Ahh hanımefendi ben de bir gazeteci arasa diye bekliyordum'' dedi ahizenin ucundaki ses... ''Nasıl yani?'' dememe kalmadan da anlatmaya başladı. Meğer içini dökecek birini beklîyormuş müteahhit Ali Parlar: ''Bu memleketin insanları bu kadar enayi mi diye merak ettim... KVK kiracımızdı. Numarayı seçip almıştım. Normal hat parası vermiştim... Bir arkadaşım senin numara çok para eder demişti de inanmamıştım. 19 bin dolar istedim. Habire arıyorlar. Ne kadar çok alın teriyle para kazanmayan varmış! Memleket ne hale gelmiş? Yazık... ''
Tersten okunan 50 bin dolar
Hızımı alamayıp bir numara daha çevirdim. Çünkü ilan aynen şöyleydi: 0532 487 87 84... Tersten de aynı! 50.000 dolar, ilanla ilgili yorumu size bırakıyorum. Ben hemen telefona sarıldım. ''Beyefendi 50 bin doları sadece tersten de rakamlar aynı okunuyor diye mi istiyorsunuz?'' diye sordum. Önce ''Babam almıştı bana bu numarayı'' dedi. Sonra ''Bir haberi kaça satın alıyorsunuz?'' diye sordu. Duraksadım. Anlayamamıştım. ''Konuşmak için para mı istiyorsunuz'' diye sordum hayretle... Pişkin pişkin ''Tabii'' dedi. Telefonu o mu kapattı ben mi hatırlamıyorum. Ama anladım ki burası Türkiye. Her kör satıcının bir kör alıcısı mutlaka çıkıyor, Tersten okunan telefon numarasına 50 bin dolar veren şimdilik yok ama hiçbir özelliği olmayan bir cep numarasını almak için dairesini bile gözden çıkaranlar var. Sözün özü, akılla paranın kimde olduğunu anlamak mümkün değil. (Mine Şenocaklı)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:10