CEZAEVİNDEKİ KORKUT EKEN'DEN MESAJ VAR : 'SUÇLU OLSAM, AÇIKLAMAZSAM ŞEREFSİZİM!'
KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Star Gazetesi'nden Saygı Öztürk, "Efsane komutan" Korkut Eken'in son olaylarla ilgili görüşlerini almayı başardı.Eken, Kanadoğlu'nun red kararı ile ilgili olarak,"Yargının üzerinde büyük bir baskı kuruldu. Bu kadar baskıdan sonra böyle bir sonuç bekliyordum. Karar, benim için sürpriz olmadı. Hazırlıklıydım. Reddedileceğini de tahmin ediyordum. Ancak, yasal hakkımı kullanmamdan bile rahatsız olanlar oldu " dedi."Komutanlarımızı ve askerleri Susurluk olayının içine çekmek istiyorlar" diyen Eken,"Başıma bunların niçin geldiğini anlamış değilim? Eğer suçlu olsam bunu açıklamazsam da şerefsizim. 'Evet ben suçluyum. Hepinizden özür diliyorum' derim. Ama özür dileyecek hiçbir suç işlemediğime inanıyorum. Kaderimizde 35 yıllık devlet hizmetinden sonra bu varmış " şeklinde konuştu.
İŞTE SAYGI ÖZTÜRK'ÜN KONUYLA İLGİLİ YAZISI;
Korkut Eken: Komutanlarımızı Susurluk'un içine çekmek istiyorlar
Bir emekli subaydan gelen elektronik postada, 'Bugünlerde teröristlere Pişmanlık Yasası çıkaracaklar. Bu yasaya bizlerin yani devlet için savaşmış, devlet için terörist öldürmüş, hizmet etmiş bizlerin de dahil edilmesi için konuyu gündeme getirmenizi rica ediyorum' cümlelerini okuduğumda, komutan şaka yapıyor sandım. Yazısının devamında da bunu şaka olarak belirtmediğini de özellikle vurguluyor.
Bazı emekli generaller, Korkut Eken'i tanıdıkları kadarıyla haklarında açıklama yapınca kıyamet koparıldı. Konuşan komutanları 'çetenin bir elemanı' gibi gösterme gayretlerine girişildi. Bu insanların Güneydoğu'da yaptıkları ne çabuk unutuldu? Kıyameti koparanlardan kaçı, çocuğunu Güneydoğu'ya gönderdi? Çocuklarını askere göndermemek için yaptıklarını ne çabuk unuttular. Ne çabuk unutuldu Güneydoğu'da, Kuzey Irak'ta şehit düşen subaylar, astsubaylar, uzman çavuşlar, çavuşlar, onbaşılar, erler?
Hukuk adına 'hukuksuzluk' yapanlar, yargıyı baskı altına alanlar, gerçekleri ters-yüz etme gayretinde olanlar. Eken'in asker kişiliği hakkında görüşlerini açıklayanlara, 'O, iyi bir asker, terörle mücadelenin simgesi' denilmesine niçin bu kadar alınıyorlar? Mahkeme aşamasında yazılmayanlar, yasal bir hakkın kullanılması sırasında niçin ortaya dökülmeye çalışılıyor?
Emekli subay ismini de yazıyor ve yazısını şöyle sürdürüyor:
'Komutanımın ve arkadaşlarının ceza alması için Susurluk davası sürecinde kampanya yürüten kalemler, bugün de, idamın kalkması, asker-polis öldüren PKK'lıların, Pişmanlık Yasası'ndan yararlanarak affedilmesine uğraşıyorlar. Merak ediyorum, yasal bir hakkın kullanılmasına karşı çıkanların akrabaları, nerede askerlik yaptı? Terörle mücadele savaşına katıldılar mı? Yoksa, mevki-makam gücü kullanılarak rahat yerlerde mi askerlik yaptılar?
Bizler de yaptıklarımızı anlatalım aftan yararlanalım.Yoksa yarınların neler getireceği belli değil. HADEP Meclis'e girer, hükümet ortağı olursa bu devlet bizleri de yargılar. O zaman iktidara yaranmak için tetikçi gazeteciler bizleri de hedef alır, mahkum ettirirler. Şimdiden bizler de 'itirafçı' olalım. Memleketi yönetenler teröristlere tanıdıkları bu hakkı bizlere çok görmesinler... Bunu sizden cidden rica ediyorum.'
Komutan haksız mı?
Emekli bazı generaller Korkut Eken hakkında verilen cezayı değil, Eken'in asker kişiliğini ortaya koydular. Konuşan komutanlar, 'yasadışı emir veren' kişiler olarak gösterilmeye çalışılıyor. Hepsi 'çetenin bir elemanı' gibi gösterilmek isteniyor. Yargıya saygılı olduğunu belirtenlerin, yargı aşamasında gündeme gelen ve o konularda işlem yapılmasına gerek olmayan meseleleri yeniden gündeme getirmeleri de yargıya müdahale olmuyor mu?
Estirilen fırtına gösteriyor ki, terörün en azgın döneminde Güneydoğu'da görev yapan askerler hakkında da emekli subayın dediği gibi 'Pişmanlık Yasası' çıkarılmalı. Emekli generaller neredeyse bir çetenin mensubu gibi gösterilmek isteniyor.
Korkut Eken: Bekliyordum
Eken'in ziyaretçisi çok oluyor. Dün ziyaretçilerinden ve yakın çevresinden Eken'in, hakkındaki kararı nasıl değerlendirdiğini öğrendim:
Yargının üzerinde büyük bir baskı kuruldu. Bu kadar baskıdan sonra böyle bir sonuç bekliyordum. Karar, benim için sürpriz olmadı. Hazırlıklıydım. Reddedileceğini de tahmin ediyordum. Ancak, yasal hakkımı kullanmamdan bile rahatsız olanlar oldu.
Yargısız infazı ben ve Susurluk kazasında mahkum olan diğer kişilere yaptılar. Benim idam edilmemi bekliyorlardı. İdam edilmediğim için hukuk adına üzülenler var.
Komutanlarımızı ve askerleri Susurluk olayının içine çekmek istiyorlar. Oysa ben 1987 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nden kendi isteğimle emekliye ayrıldım ve başka bir kuruma geçtim. Komutanlarımız açıklamalarında yargıya saygılı olduklarını, suçluysam cezamı çekmemi zaten söylüyorlardı. Bu sözlerden bile bazıları rahatsız oldu.
Beni aldığım ceza değil, görüşlerini açıklayan komutanlarımızın Susurluk'la irtibatlandırılmak istenmesi üzdü. Oysa emekli komutanlarımız beni tanıdıkları şekliyle anlattılar.
Susurluk davası bitti. Ama bazıları bu davayı kan davasına dönüştürmüş durumda.
Bir gazetede benim Kıbrıs'ta Hakkı Yaman Namlı ile ortak olduğum bir banka olduğu yazıldı. Eğer ben Hakkı Yaman Namlı denilen kişiyi tanıyorsam şerefsizim. Tanımadığım bir kişiyle nasıl ortak olurum? Ben bu adamın adını basından öğrendim.
Türkbank'ın satışı sırasında Çakıcı'nın bazı kişilere baskıyı kaldırması ve onunla görüşmem için 80 tane adam araya girdi. Karışmadım. Arayanlardan birisi Hayyam Garipoğlu'nun şirketinde çalışan ve belki 30 yıldır görmediğim bir akrabamdı. Evimi aradı. Çakıcı ile görüşmemi istedi.
Başıma bunların niçin geldiğini anlamış değilim? Eğer suçlu olsam bunu açıklamazsam da şerefsizim. 'Evet ben suçluyum. Hepinizden özür diliyorum' derim. Ama özür dileyecek hiçbir suç işlemediğime inanıyorum. Kaderimizde 35 yıllık devlet hizmetinden sonra bu varmış.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:49