Gündem
  • 21.2.2003 15:07

CIA, MI5 VE MOSSAD, KUZEY IRAK'TAKİ YERİNİ ALDI...

SÜLEYMAN AHAT ERBİL - Jeopolitik konumu gereği tarih boyunca en şiddetli çatışmalara sahne olan ve hiç bir etnik grup tarafından paylaşılamayan Kuzey Irak, muhtemel askeri harekatın sinsi soluğunu her gün biraz daha yakın hissediyor ensesinde. Aslında savaş kelimesine pek de yabancı değil Kuzey Irak insanı. Zira okul çağına gelen çocukların eline çoğu kez kalem yerine silah tutuşturulduğu, silah pazarlarının ulu orta kurulduğu ve insanların, en temel ihtiyaçlardan olan su ve ekmek gibi silah stokladığı bir ortamda savaşa nasıl yabancı kalınabilinir? Resmi dairelerin kapı önlerinde bekleyen kolluk kuvvetleri misali hemen her hanenin yanı başında güvenliği sağlamak adına gece gündüz nöbet tutan Peşmergeler, çoluk çocuk yediden yetmişe Kuzey Irak insanına bir gerçeği günde yüzlerce kez haykırıyor adeta: 'Savaş'. Kürt lider Mesut Barzani'nin başkanlığını yürüttüğü Irak Kürdistan Demokrat Partisi'ne bağlı Peşmergeler, muhtemel savaş dolayısıyla eğitimlerine bir kat daha hız verdi. ABD ve müttefik güçlerin Bağdat'taki Saddam Hüseyin rejimini devirmek maksadıyla atacağı ilk bombanın ardından kelimenin tam anlamıyla bir kurtlar sofrasına dönüşecek olan Kuzey Irak'ta, pastadan pay alabilmek ve mevcut statüyü koruyabilmek adına irili ufaklı tüm gruplar savaş hazırlıklarına başladı. KIZILHAÇ'TAN ERBİL'E ÜS Şehir merkezlerinden toplanan Peşmergelerin kamyonetlerin arkasına bindirilerek kilometrelerce ötede bir dağın altına kurulan karargahlara götürülüşü buradaki en tabii günlük hadiselerden sadece biri. Kelime olarak 'fedai' anlamına gelen ve Kürt liderler Mesut Barzani ve Celal Talabani komutasındaki askerler olan Peşmergeler, Kuzey Irak'ın engin yamaçlı dağlarına kurulan karargahlarında gece gündüz demeksizin eğitimlerine devam ederken savaşı yakından tanıyan halk da tedbiri elden bırakmıyor. Kriz boyunca karşılaşabilecekleri her türlü koşulu şimdiden göz önüne alan halk, imkanların elverdiği nispette gıda maddelerinden tıbbi malzemelere, mazot ve benzinden silaha kadar her türü şeyi stoklamaya koyuldu. Kuzey Irak genelinde faaliyet gösteren Kızılay ve Kızılhaç gibi yardım kuruluşları da muhtemel savaş için önlem almaya başlayan kuruluşlar arasında yer alıyor. Kızılay'ın yanı sıra Kızılhaç da faaliyetlerini organize etmek amacıyla Erbil'e bir üs kurdu. Savaş filmlerinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan ajanlar için en ideal ve verimli çalışma mekanlarından biri de şu sıralar Kuzey Irak olsa gerek. Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA, İngiliz gizli servisi MI5 ve İsrail İstihbarat Örgütü MOSSAD gibi dünyaca tanınan bir çok istihbarat teşkilatları muhtemel savaş öncesi Kuzey Irak'ta yerini aldı. BÖLGE AJAN KAYNIYOR Yardım kuruluşu adı altında faaliyet gösteren kuruluşlar başta olmak üzere uluslararası örgütler vasıtasıyla bölgeye sızan yüzlerce ajan, tarihi dönemeçlerinden birine daha girecek olan Kuzey Irak'ta savaş için gün sayıyor. Şimdilerde Barzani'nin IKDP'si tarafından idare edilen ancak önceleri bir 'Türkmen şehri' olarak bilinen Erbil'de Türkmenler'in güvencesini Türk ordusu oluşturuyor. Saddam Hüseyin'in Arap hegemonyasının ardından Barzani'nin Kürtçe dayatması altında oldukça zor günler geçiren Türkmenler'in Erbil halkının yüzde 50'sinden fazlasını oluşturduğunu öğreniyoruz. Yüzümüze bakınca Türk olduğumuzu anlayan ve 'gözüm üstüne' diyen taksi şoföründen tarihin yükünü sırtında taşıyan Kayser Çarşısı esnafına kadar bölgede yasayan Türkmenler'in hemen hepsi, ''Ah'' diyor, ''Nerede o eski günler.'' Irak muhalifleri arasında yer alan ancak Barzani'nin IKDP'si ve Talabani'nin IKYB'si tarafından ayak oyunları ile sürekli bastırılan Irak Türkmen Cephesi, bölgede yasayan Türkmenler'in gerçek temsilcisi konumunda. Çayını içmeye gittiğimiz ITC Başkanı Sanan Ahmed Aga, KDP'nin Türkmenleri kontrol altında tutmak adına, aslında Türkmen halkı temsil etmeyen kukla partileri kurduğundan dert yanıyor. Bayramın üçüncü gününde yine Barzani'ye bağlı Peşmergeler tarafından ITC Güvenlik Dairesi Başkanı Emir İzzet'in tutuklanması da bölgede yasayan Türkmenler'in biraz daha kabuklarına çekilmelerine neden olmuş. Sanan Ahmed Aga, muhtemel bir savaş durumunda yaşanacak göç dalgasından söz açtığımızda, ''Elbette'' diyor, ''Savaş çıkarsa ve burada katliama maruz kalırsak Türkiye'ye göç etmeyelim de nereye göç edelim?'' TÜRKMENLER, TÜRK ASKERİNE GÜVENİYOR Türk ordusunun Kuzey Irak'a gireceği ve durumu kontrol altına alacağı haberleri IKDP'lileri rahatsız ettiği kadar Türkmenler'e güç veriyor. Türkiye'nin güneydeki Saddam ve yanı başlarında Kürt tehditleri karşısında tek güvenceleri olduğunu anlatan Türkmenler, Ankara'nın bölge siyasetine daha etkin bir şekilde müdahil olması gereğinin altını çiziyor. Birinci Dünya Savaşı yıllarında bölgenin geleceği üzerinde önemli roller oynayan İngilizler'in ve Irak'a uygulanan ambargonun baş mimarlarından Amerika Birleşik Devletleri'nin bir oyununa daha gelmekten oldukça tedirgin olan Türkmenler, Türk ordusuna güvenmesine rağmen tedbiri de elden bırakmıyor. Bir devlet otoritesinden ve kontrolünden yoksun olan Kuzey Irak'ın tartışmasız gerçeklerinden biri de hemen her grubun elinde bulunan savaş gerillaları. Karlı dağların alabildiğine dik zirvelerinde bir gün şehre inecekleri günü sabırsızlıkla bekleyen; adına kimi zaman Peşmerge, kimi zaman 'Mücahit', kimi zamansa 'Akıncı' denilen savaş timleri, kendi davalarının en büyük teminatı konumunda. Erbil, Süleymaniye ve Dohuk'un hakimiyetini elde etmek için yıllarca birbirlerine karşı silah doğrultan IKDP ve IKYP Peşmergeleri'nin yanında Türkmen Cephesi'ne bağlı Akıncılar da donanımlarıyla parmak ısırtıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:23

İLGİLİ HABERLER