CIA TİMLERİNİN KUZEY IRAK'A GEÇMESİNE ECEVİT İZİN VERMİŞ
Başbakan Ecevit, seçimlerden 1 ay önce Genelkurmay ve Dışişleri'ne yazılı bir talimat vererek, Amerikalılarla Irak konusunda detaylı görüşmelere başlanmasını istedi. Ecevit'in bu talimatının ardından CIA timlerinin Irak'a girişlerine izin verildi. U-2 uçaklarının Türk hava sahasından Irak'a geçişleri de sağlandı.
TÜRKİYE'nin 2002 sonbaharında tek bir gündem maddesi vardı: Yaklaşan 3 Kasım seçimleri...
Partiler meydanlarda kıyasıya bir seçim mücadelesine girişirken, Türkiye ile ABD arasında Irak'a ilişkin savaş hazırlıkları kamuoyunun gözünden uzak bir şekilde sessizce ilerlemekteydi.
Wolfowitz'in temmuz ayının ortasında yaptığı Ankara ziyaretinin en önemli sonucu, iki ülkenin bürokrasilerinin ‘‘bağlayıcı bir taahhüt içermeden’’ savaş hazırlıkları için teknik düzeydeki çalışmalara başlamaları yolunda varılan mutabakat olmuştu.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal'ın ağustosun son haftasındaki Washington ziyareti, bu sürecin ilk önemli adımıydı.
ZİYAL'İN KARŞISINDA CHENEY'NİN TORUNU
Ziyal, bu ziyareti sırasında Wolfowitz'le bir araya gelecek, ayrıca o sırada Wyoming'deki evinde tatilde olan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile video konferans üzerinden konuşacaktı.
Konuşma sırasında komik bir olay da yaşandı. O sırada evde olan Cheney'nin torunu, dedesinin kucağına tırmandı. Büyükelçi Ziyal, birden karşısında Cheney'nin torununu buldu.
Cheney'nin, torunuyla baş edip kucağından uzaklaştırmasından sonra görüşmeye devam edildi.
Ziyal'in bu gezisinin en önemli sonucu, Amerikan tarafının Irak'la ilgili olarak Türkiye'de asker konuşlandırmak, bu çerçevede yığınaklanma bölgeleri kurmak, ayrıca havaalanı ve limanlardan da yararlanmayı istedikleri mesajını vermesiydi.
Wolfowitz'in temmuz ziyaretinde yalnızca Türkiye'nin ilke olarak desteği sorulmuş, ancak Amerikan talepleri somut bir şekilde masaya konmamıştı. Ziyal'in gezisinde ise bir adım ileri gidilerek bu talepler ilk kez sözlü olarak Türk tarafına iletiliyordu.
SAVAŞ PLANLARI ÖNCE 3 TÜRK'E AÇIKLANDI
Ziyal ve Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Pentagon'a gittiklerinde kendileri için hazırlanan özel bir program çerçevesinde Irak savaşına ilişkin bir brifinge de katıldılar.
Brifingde ABD'nin Irak'a dönük savaş planları, olabilecek bütün açıklığıyla anlatıldı. Türk heyeti, brifing bittikten sonra Amerikan tarafına şu soruyu yöneltme ihtiyacını duydu:
‘‘Hazırlıklarınızı öğrendik. Peki savaş sonrası için ne düşünüyorsunuz?’’
Brifingi veren Amerikalı askerler bu soruya bir yanıt veremediler. Ziyal'in ziyaretini izleyen haftalar içinde Türkiye'deki seçim kampanyası kızışırken, Amerikan talepleri de yavaş yavaş somutlaşmaya başladı. Örneğin, Dışişleri Bakanı Şükrü Gürel'in eylül ayının sonunda yaptığı ve çok özel bir karşılama gördüğü Washington ziyaretinin en önemli konularından biri yine Irak'tı. O tarihlerde Washington'a gelen Türk Dışişleri ve Genelkurmay heyetlerine Pentagon'da brifing verilmesi ádet haline gelmişti. Nitekim, Dışişleri Bakanı Gürel için de benzer bir brifing düzenlendi. Brifing sırasında duvardaki yansıda, savaş planları bu kez Irak haritası üzerinde ayrıntılı bir şekilde gösterildi.
ABD BİRLİKLERİNİN MERKEZİ DİYARBAKIR
Yansıdaki grafiklerde Türkiye sınırı üzerinden kuzey cephesi açılıyor, Amerikan askerleri Türkiye'den geçerek Irak'a giriyorlardı.
Grafiğe bakılırsa, Amerikan birliklerinin karargáh merkezi Diyarbakır olacaktı.
Keza, yine eylül ayı içinde IMF toplantıları için Washington'a giden Hazine Bakanı Masum Türker'e ABD Hazinesi tarafından Türk ekonomisinin muhtemel bir savaşta uğrayacağı zararları karşılamak için bir yardım paketi üzerinde çalışıldığı bildirilecekti.
Bu arada, gerek Genelkurmay gerek Dışişleri, savaş halinde Türkiye'nin Kuzey Irak'taki konumunun ne olacağı sorusuyla meşguldüler.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Elizabeth Jones, 30 Eylül tarihinde Ankara'yı ziyaret ederken Genelkurmay karargáhına da uğrayarak, asker kesimin Irak'a ilişkin nabzını yoklamış ve şu soruya muhatap olmuştu:
‘‘Muhtemel bir savaşta Türkiye 1991'de olduğu gibi güneyden gelebilecek bir göç dalgasına karşı önlem almak durumundadır. Bu amaçla sınır boyunca bir güvenlik koridorunun kurulmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Amerikan tarafı, bu yaklaşımı nasıl karşılayacaktır?’’
CIA ve ÖZEL TİMİN SIZDIĞI GECE SAVAŞ BAŞLADI
Ekim ayında gelen Amerikan talepleri içinde iki hassas konu vardı. Bunlardan biri, CIA ve Özel Harekát birimlerinin Türk sınırından Kuzey Irak'a sızması yönündeki talepti.
Bu timler Kuzey Irak İtibat Unsurları (Northern Iraq Liason Units) olarak adlandırılıyordu. NILE unsurları Kuzey Irak'a sızarak Amerikan işgal kuvvetlerinin harekát planları ve bombalama hedefleriyle ilgili ‘‘arazi çalışması’’ yapacaklardı. NILE unsurlarının bir diğer gizli görevi, Irak ordusu ile önceden temas kurarak, muhtemel bir savaşta ordunun çözülmesi için firarları teşvik etmekti.
Diğer Amerikan talebi ise U-2 casus uçaklarının Türk hava sahasını kullanarak Irak'a geçiş yapmalarına izin verilmesini içeriyordu.
U-2'ler oldukça hassas bir konuydu. Türkiye, 1991'de Körfez Savaşı sırasında benzer bir talebe izin vermekle birlikte bu uçaklar sıkça planlı rotalarının dışına çıktıkları için bu izin sonradan kaldırılmıştı.
Başbakan Ecevit hiç vakit geçirmeden bu onayı verdi. Böylece Irak Savaşı'ndan altı ay önce, ekim ayında ilk CIA ve Amerikan özel timleri Türk sınırını geçerek Kuzey Irak'a giriyordu. Aynı gece efsanevi U-2 uçakları da Türkiye üzerinden Irak semalarına geçiyordu. Ayrıca, Kuzeyden Keşif Harekátı çerçevesinde İncirlik üssünden havalanıp Irak hava sahasına giren ABD savaş uçakları üzerindeki sınırlamalar da gevşetildi. Irak Savaşı belki de o gece başlıyordu.
ABD ile görüşün ama taahhütte bulunmayın
Eylül ayında Amerika'nın Türkiye'ye dönük hassas bir talebi daha oldu. ABD Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Orgeneral Fulford, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a bir mektup göndererek, Kuzeyden Keşif Harekátı kapsamında gece ve hafta sonu uçuşlarına da izin verilmesini istedi. ABD tarafından gelen askeri taleplerin ardı arkası gelmiyordu. Genelkurmay Başkanlığı, 16 Eylül’de Başbakanlığa bir yazı gönderip, muhtelif ABD taleplerine nasıl karşılık verileceğini sordu. Başbakan Ecevit, sağlık sorunları nedeniyle seçim kampanyasını çok sınırlı yürütebilirken, Genelkurmay'ın direktif talebine yanıtını, 3 hafta sonra 7 Ekim’de gönderdi. Ecevit, bu yazısında ABD ile Türkiye arasında Irak'a yönelik Dışişleri bakanlıkları ve askeri yetkililer arasında ‘‘ABD talepleri karşısında taahhütte bulunmamak’’ koşulu ile ‘‘detaylı görüşmeler’’ yapılmasına yetki veriyordu. Aynı yazıda, ABD ile yürütülecek görüşmeler çerçevesinde Kuzey Irak'ta güvenlik koridorunun oluşturulması konusundaki çalışmalara başlanması talimatı da yer alıyordu. Bu talimat, Başbakan Ecevit'in seçimden bir ay kadar önce ABD'ye yaptığı en önemli jesti gösteriyordu.
hürriyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:41