El Kaide terör örgütüyle bağlantılı oldukları iddiasıyla Malavi’de gözaltına alınan İbrahim Habacı, 29 günde toplam 29 saat uyumadığını ve 17 kilo zayıfladığını söyledi.
Gözaltında kaldıkları süre içerisinde psikolojik baskı gördüklerini ifade eden Habacı, yaşadıklarını sadece Zaman’a anlattı. Kim tarafından gözaltına alındıklarını bile anlayamadıklarını ifade eden Habacı, yapılan baskının kendilerini yıprattığını şu sözlerle anlattı: “22 gün kaldıktan sonra doktora gittim. Tartıldığım zaman 22 gün içerisinde 17 kilo verdiğim ortaya çıktı. Malavi’ye ilk gittiğimde 85 kiloydum, şu an 67 kiloyum.” dedi. Sorgulama sırasında üzerlerindeki gömlek, çorap ve kemerlerin çıkartıldığını kaydeden Habacı, akşamları eksi bir derecede sadece atletle bırakıldığını anlattı. Gözaltında su bile bulamadıklarını belirten Habacı, “29 gün boyunca bize içmek için bile su vermediler. Üzerimdeki atlet ve pantolonun rengi kirden tamamen değişti. Hiç banyo yapamadık.” dedi.
Yaşadıklarını anlatırken zaman zaman gözleri dolan Habacı, üç dört gündür özgür olmasına rağmen hâlâ uyuyamadığını ve kâbuslar gördüğünü ifade etti.
5 gün süren ağır sorgulama sonrası görevlilerin ‘yarın saat 5’te serbest bırakılıcaksınız’ diye sözler söylediğini belirten Habacı, ancak ertesi güne kadar umutla beklemelerine rağmen bir türlü serbest bırakılmamanın kendilerini moralmen çökerttiğini söylüyor. Tutuklu kaldığı sıralarda çocuklarının gözünün önünden hiç gitmediğini vurgulayan Habacı, masum oldukları için sürekli serbest bırakılma ümidi taşıdığını, ancak sürekli hakaret ve küfür yediğini söylüyor.
Amerikan gizli servisi tarafından sorgulanmadıklarını ve Guantanamo Üssü’ne götürülmediklerini belirten Habacı, sorgulayan sivil giyimli kişilerin kendilerini “İnterpol görevlileri olarak” tanıttığını vurguladı. 2002 yılında Burdur’da bir ay süreyle yaptığı askerliğin ardında bile bir suç unsuru arandığını anlatan Habacı, kendilerine yöneltilen sorulardan bazılarını şöyle sıraladı: “Türk askeri birlikleri size bu süre zarfında hangi silahları kullanmasını öğretti? Hangi terörist eylemleri yaptırıyor?”
Malavi’nin komşu ülkesi Zimbabwe’de 29 gün tutuklu kaldıklarını ifade eden Habacı, burada 5 gün süreyle sorgulandıklarını belirtti. 24 gün boyunca pis bir hücrede tutulduklarını vurgulayan Habacı, hücrenin bir kısmında tuvalet bulunduğunu ve tamamen kokuların odayı kapladığını söyledi. Kapı girişinde küçük bir pençerenin olduğunu ifade eden Habacı, kendilerini sorgulayanların sürekli ölümle tehdit ettiğini şu sözlerle anlattı: “Bize sorgulamalarda ‘Doğru şeyleri söyleyin; çünkü şu an Malavi’den Zimbabwe’ye gelen uçaklar havada çarpıştı. Sizler öldünüz. Ailenize, Türkiye’ye ve dünya kamuoyuna biz durumu bu şekilde bildirdik. Sadece biz ve siz varsınız. Sizler kimlerle bağlantılı olduğunuzu söyleyin.” şeklinde konuştuklarını söyledi.
Evine düzenlenen baskın sırasında el ve gözlerinin bağlandığını vurgulayan Habacı, baskın yapanları ilk önce mafya zannettiğini aktardı. Evlerinde arama yapılırken bir terörist muamelesi gördüğüne değinen Habacı, gözleri bağlı havaalanına götürüldüklerini ve 5 kişi için 90 kişilik özel bir uçak kiralandığını anlattı. Polislerin kendilerine ülke içinde bir yere götüreceklerini söylediklerini; ancak 15 dakikalık uçak yolculuğu yerine bir saatlik yolculukla Zimbabwe’nin başkenti Harare Havaalanı’na indiklerini kaydeden Habacı, kendisiyle beraber tutuklanan 5 kişinin ayrı ayrı karakollara isimleri değiştirilerek teslim edildiklerini belirtti.
İnterpol’ün bölgedeki ana merkezinin Zimbabwe olduğu için oraya götürüldüklerini kaydeden Habacı, “CIA meselesi konusunda bilgimiz olmadı. Dışişleri Bakanı'mız Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalarda, ‘ABD Dışişleri Bakanı ile görüştük, Türklerin serbest kalmalarında yardımcı olduk.’ deyinceye kadar Amerika’nın varlığından haberdar değildik. Ama mevzular şimdi anlaşılıyor. Perdenin arkasında Amerika’nın ve CIA’nın olduğunu yeni fark ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Psikolojik baskının yanı sıra kendilerine Türk Devleti'nin, terörist destekçisi bir devlet olarak gösterilmek istenildiğini ifade eden Habacı şöyle konuştu: “Bana sürekli, ‘2002 Temmuz döneminde askere gitmişsiniz, neden askere gitmeye karar verdiniz?’, ‘Neden askerlik ihtiyacı duydunuz?’, ‘Neden Türkiye Cumhuriyeti sizi askere aldı?’, ‘Aldıysa terörist eylemleri yapmak için ne gibi şeyler öğretti?’ gibi sorular soruldu. Ben de bir aylık sürede gayet normal şeylerin öğretildiğini söyledim. Bana ‘hayır’, dediler. ‘Siz 37 yaşındasınız. 20 yaşında bir Türk askere gidiyorsa aradan 17 yıl geçmiş, neden böyle bir ihtiyaç hissettiniz?’ ifadelerini kullandılar.”ZAMAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:24