
Çiçek: Meclis Başkanı yapamadı deyin!..
Meclis Başkanı Çiçek ‘Ben bırakayım siz ne yaparsanız yapın. Ben kendi kararımı veriyorum, siz verin vermeyin onu bilmem’?diyor.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını fiilen sona erdirdiği toplantıda çarpıcı diyaloglar yaşandığı ortaya çıktı. Muhalefetin ısrarlı “devam” tavrı üzerine Çiçek, “Fiilen bitti zaten hocam ya. Allahınızı severseniz ya... Komisyon başkanlığından ayrılıyorum, siz nasıl yaparsanız yapın. Ayrıldım gitti” dedi.
14 Kasım’da gerçekleştirilen toplantının gizli tutulan resmi tutanakları özetle şöyle:
Mehmet Ali Şahin (Ak Parti): Buradan sıfır, yeni anayasa çıkmayacağı anlaşılmıştır.
Atilla Kart (CHP): Çalışmaları hızlandırmak için çalışmaları halkın görüşüne açalım. TRT kanallarını devreye sokmak gerekiyor.
Faruk Bal (MHP): Bu komisyonun ‘yapamayacağına’ ilişkin algı bu işin vahim bir boyuta ulaştığını ortaya koyuyor.
Bengi Yıldız (BDP): Yavaş yavaş yıpranıyoruz.
Ahmet İyimaya (Ak Parti): Bu komisyon ömrünü, misyonunu tamamlamadan tamamlamıştır, üretmeden tamamlamıştır. Sekerat-ül mevt halinde bir komisyondur.
‘Bitkisel hayatta’
Mustafa Şentop (Ak Parti): Bitkisel hayatta, makineye bağlı hayatını devam ettirmeye çalışıyoruz. Komisyonun bittiğini artık ilan etmemiz gerekiyor.
Rıza Türmen (CHP): Toplumsal beklentiyi görmemezlikten gelip ‘bu işten vazgeçtik’ diyemeyiz. Dersek demokrasi adına büyük geri adım olur.
Süheyl Batum (CHP): AKP dışında üç parti hem fikir ‘devam edelim’ diyor.
‘Sorumluluğu bana atın’
Çiçek: 25 ay sonra halen usul tartışması yapıyoruz. Hedefi yakalayamadık, bu noktada başarısızız. Yeni anayasa yepyeni bir bina inşa etmektir. Binanın ana kolonlarında bir anlaşma yok. Çatının kiremitinde anlaştık, bacanın şeklinde belki anlaştık, çatı oluklarında anlaştık ama esas, ana kolonlarda bir anlaşma yok. Olma ihtimali de gözükmüyor. Bir süre sonra siyasette bir sorumlu aramak... Kim olacak sorumlu? Vallihi siz partiler olarak hiçbir sorumluluğa girmeyin. ‘Meclis Başkanı yapamadı, koordinasyonu yapamadı’ deyin. Ben alırım onu. Seçim ortamına girdik bir çalışma yapılacağı kanaatinde değilim. Seçim sonucuna kadar bu çalışmaları bırakalım burada. Seçimden sonra Allah kerim. Ana kolonlarda uzlaşma ihtimalini ne bugün ne yarın görmüyorum.
Pakistan arası
Pakistan heyeti görüşmesi nedeniyle 14 Kasım’da yarım kalan görüşmeler, 18 Kasım’da yeniden gerçekleştirildi. Bu toplantının gizli tutanakları da özetle şöyle:
Batum: Çalışmanın devam etmesi önemli. Bengi beyin dediği gibi Ağustos’a kadar devam eder, sonra bakarız olmuyorsa bu işi tekrar konuşuruz. Bu işin yapılabileceğine hala inanıyorum.
Bal: Komisyonu erteleyelim ve faaliyetlerine son verelim düşüncesine kapalıyız
Oktay Öztürk (MHP): Verimsiz bir çalışma var ise makul bir sebeple izah edin. Aba altından sopa göstermeye kalkışırsanız bu şık davranış değil.
Çiçek: Masa anayasanın önüne geçti, iş polemik konusu oluyor. Biz anayasa çalışmalarına başlarken 4 anahtarlı bir kasa yaptırdık. Her partinin elinde 1 anahtar var. Bu kasanının açılabilmesi için 4’nün de bu anahtarı çevirmesi lazım. Biri çevirmezse bu kasanın açılma şansı yok. 25 aylık tecrübeden sonra siz 2 ay da çalışsanız, 3 ay da çalışsanız yeni bir anayasa konusunda netice almanız mümkün değil. Eğer dışarıda uzlaşma yoksa bizim de burada şapkadan tavşan çıkarma iktidarımız da yok.
Kart: Müzakere iradesini iğfal ediyoruz, ondan sonra da şikayetçi oluyoruz. AKP’nin Başkanlık taslağı sebebiyle yasama ve yürütmeyi müzakere edemiyoruz.
Batum: 5 ay ilanihaye olmaz ama 80 maddeye çıkarmada ısrar edelim diyorum.
Bal: Anlaşılıyor ki, AKP bu anayasayı yapma imkanı görmüyor. O zaman yapacağı iş basit, “ben çekiliyorum kardeşim, başka çaresine bakacağım” diyecektir. Dolambaçlı yollara girmenin anlamı yok.
Şahin: Dolambaçlı yollara girmiyoruz, yeni bir anayasa yapılamayacağını görüyoruz.
‘Fiilen bitti hocam ya’
Çiçek: 23 defa usul konuşmuşuz. Süre verirsek yarın yine konuşuruz. Size ortalama bir yol teklif ediyorum. partilerimize bilgi vereyim arkadaş ya, karne dönemi geldi, bizim de şeyimiz budur. Otursunlar incelesinler. Ben diyorum ki, bugün bu çalışmaya noktayı koyuyoruz. Bunları verelim, sonra sizden dönüş olacak.
Bal: Bir dahaki toplantı tarihimiz... Biz toplanmayacağız diye bir karar almadık.
Batum: Görüşme belirleyelim.
Çiçek: Ben bilmem. Şu an itibarıyla bu çalışmaların bu şekliyle devamı bize çok fazla mesafe kat ettirmiyor. Durumu partilerin bilgisine sunacağız. Meclis Başkanı yazı gönderdiğine göre partilerimizden herhalde cevap gelecektir.
Kart: Komisyon çalışmasına devam ediyor. Sizin sunuşunuzdan komisyonun çalışmalarının da askıya alındığı ya da belirsizlik doğdu gibi bir anlam doğuyor. Buna yol açmayalım, böyle bir irademiz yok.
Çiçek: Çok şey yaparsanız o zaman ben bırakayım. Siz kendiniz ne yaparsanız yapın. Meclis Başkanı olarak 25 ay sonra, Atilla Bey çalışıyor, çalışıyoruz geldik özetledik özetledik ama sonuçta yine çalışacağız gibi. Bakın işin içerisine o zaman anayasa yapım işi girmiyor, başka şeyler giriyor. O zaman Ben Meclis Başkanı olarak bu benim görevim değil, ayrıldım gitti.
Kart: Başkan olarak siz iradenizi beyan edebilirsiniz ama komisyon olarak böyle bir irademiz yok bizim.
Çiçek: Ben diyorum ki, şu an itibarıyla artık bu çalışma, siyasi partilerimize bakar, eder tabloyu koyuyoruz objektif olarak.
Kart: O yönde bir karar vermedik.
Çiçek: Ben kendi kararımı veriyorum, siz verin vermeyin onu bilemem.
‘Allahınızı severseniz ya...’
Batum: Sanki çalışmalar bitmiş gibi bir şeyin içine girmeyin, biz de girmeyelim.
Çiçek: Ama fiilen bitti zaten hocam ya. Fiilen bir şey yapmıyoruz ki Allah’ınızı severseniz ya. Ne yapıyoruz ya?
Bal: Çalışmasına yarın saat 15:00’te mutad olduğu gibi devam edelim. Biz orada olacağız, herkes gelsin.
Çiçek: Başarılı olamadık, netice alamadık. Netice alamadığımıza göre istiyorsanız ben ayrılıyorum, komisyon başkanlığından ayrılıyorum, siz nasıl yaparsanız yapın.
‘Yetkiniz yok’
Kart: Komisyon çalışmalarının sona ermesi noktasında karar vermek noktasında değilsiniz.
Çiçek: Bu verimsizlik karşısında ben kabul etmiyorum bu görevi.
Şahin: Komisyonun kuruluşuna öncülük eden ve komisyon başkanlığını üstülenen Meclis Başkanı Cemil Çiçek’tir. Dolayısıyla...
Çiçek: Arkadaş ben bu saatten itibaren Meclis başkanı olarak böyle bir görevi yapamaz noktaya geldim, daha fazla bir şey yapamam.
Kart: Yetkiniz yok.