Gündem
  • 14.7.2022 13:15

Cihat Yaycı Paşa: FETÖ 1 numaralı bekâ sorunudur

TÜRK DEGS/TÜRK MAGS Başkanı Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, kanlı darbenin yıldönümünde, terör örgütü FETÖ’nün ihanetlerini ve bu hain yapı ile mücadele yöntemlerini anlattı.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, darbenin kanlı darbenin yıldönümünde, terör örgütü FETÖ ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğine yönelik düşüncelerini Akit okurlarıyla paylaştı.

“Fethullahçı Terör Örgütü normal terör örgütü tanımlamalarına sığmayacak, farklı, sinsi ve daha tehlikeli bir terör ve casusluk örgüttür. Bu örgütü bir virüs olarak tanımlayabiliriz” ifadelerini kullanan Yaycı, “Her ne kadar özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından örgütün yurtiçindeki bir kısım unsurları darbe almışsa da FETÖ uyumamış, durmamış ve yeni stratejiler ile yoluna devam etmiştir. FETÖ ile mücadelenin örgütün bu yeni strateji değişikliğine uyum sağlanarak yapılması şarttır” değerlendirmesinde bulundu.

“Örgüt; ordu, siyaset, eğitim, bürokrasi ve diplomasi alanında kadrolaşma yolunu izlerken çok sinsi yöntemeler izlemiştir. Örgütü sadece ankesör, bylock ya da itirafçı ifadeleri ile çözmek mümkün değildir” diyen Yaycı, şunları söyledi: “Bunlarla çözülse çözülse ancak örgütün yüzde 15’i çözülür. Diğer yüzde 85’lik kısım ise örgütün bu kurumlara sızarken izlediği yöntemlerin tersine mühendislikle ortaya çıkarılması ve dolayısıyla her kuruma sızma stratejisinin deşifre edilmesi ile tespit edilebilir. Ancak bu şekilde örgütle iltisaklı devlet görevlileri ortaya çıkarılabilir. Bunun için de sınav yolsuzlukları, sicil desteklemeleri, atama ve terfiler, kadrolaşılan kurum içi birimler, finans akışları vs. tüm boyutları ile merkezi olarak bilgi alışverişi yapılması ve veri havuzu oluşturulması gerekir.”

Bir karar destek sistemine ihtiyaç var

FETÖ ile mücadele edecek bir kurum olması gerektiğinin altını çizen Cihat Yaycı, “Devlet içinde FETÖ ile etkin ve amansız bir mücadele noktasında tüm verileri toplayacak, analiz edecek ve karar vericilere sunacak sistemli çalışan merkezi bir yapıya hayati derecede ihtiyaç vardır. Böyle bir karar destek sistemi için veriler Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, ÖSYM, YÖK, Üniversiteler, MİT, Devlet Personel Başkanlığı, MASAK, SGK, Sağlık Bakanlığı vb birçok kurum ve kuruluştan alınması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca örgüt hakkında bu zamana kadar elde edilmiş tüm bilgi ve belgelerin tek bir çatı altında toplanması gereklidir. Böylelikle bu sinsi, kripto unsurları çok fazla olan örgüte karşı yapılan mücadelenin daha hızlı, daha verimli ve daha etkin hâle gelebilir.

Türkiye’nin temel güvenlik ve beka sorununun FETÖ olduğunu vurgulayan Yaycı, birçok itirafçı ifadesinden açıkça görüldüğü gibi, FETÖ/PDY’nin, ÖSYM’nin yaptığı hemen bütün sınavlarını ele geçirip örgüt üyelerine verdiğini hatırlattı. “Böylelikle FETÖ/PDY örgüt üyelerini askeri okullara, fen ve Anadolu liseleri başta olmak üzere önemli orta öğretim okullarına, üniversitelere sokmuş, kamuya yerleştirmiş ve kamuda yükselmelerini sağlamıştır” ifadelerini kullanan Yaycı, “Soruları alınıp, dağıtılan sınavlar arasında Askeri Lise Sınavları, SBS, OKS, ALES, ÖSS, TUS, KPDS, YDS, Kaymakamlık, Savcılık, Hakim sınavları vs. mevcuttur. Neticede bu çalıntı sorularla sınavları sözde kazanıp devlet kadrolarına yerleşmiş, yükselmiş birçok FETÖ/PDY mensubu bürokrat bulunduğu maalesef bir gerçektir. Bu örgüt üyelerinin bulunup, ortaya çıkarılmasının hemen hemen en önemli ve tek yolu da, itirafçı ifadeleri esas alınarak, sınav analizlerinin yapılması ve anomalilerinin tespit edilmesidir. Bunu da ancak böyle bir merkezi kurum yapabilir. Bu yeni FETÖ ile mücadele merkezi yapısında örgütün eğitim, yargı, bürokrasi, emniyet, ordu gibi alanlardaki yapılanmalarına karşı da daha kapsamlı ve geniş bir mücadele başlatılmalıdır. Esasen bu sayede, FETÖ ile mücadelede yargıda ve idarede karar standardı sağlanabilir ve örgütün ‘mağdur’ rolünü oynamasının önüne geçilebilir” diye konuştu.

Sosyal medyadaki FETÖ hesapları

Diğer yandan FETÖ’nün yurtiçindeki bir kısım kadrolarının tasfiyesi ile birlikte yurtdışındaki firari ve yurtiçindeki kripto mensuplarıyla kendilerine yeni bir alan açmaya karar verdiğini ve bu platformun da sosyal medya olduğuna dikkat çeken Yaycı, “Bu sayede örgüt propaganda gücünü yukarılara taşıyarak yurtiçi ve yurtdışında kamuoyu oluşturmaktadır. Manipülasyon ve kara propaganda amacı güderek oluşturdukları sahte ve yalan bilgileri toplumun geniş kesimlerine yayarak büyük bir etki gücü elde etmişlerdir. Örgütün propaganda amaçlı kullandığı hesaplar konusunda halkımız yeteri kadar aydınlatılamamıştır. Öyle ki bahsettiğimiz hesapların milyonlarca takipçisi vardır. Bu noktada, devlet içinde örgütün bu yeni stratejisi ile mücadelede de sistemli ve organize bir merkeze ihtiyaç vardır” dedi.


 

Güncellenme Tarihi : 14.7.2022 11:17

İLGİLİ HABERLER