Gündem
  • 23.3.2006 10:12

ÇOK ŞEY BİLDİĞİ İÇİN Mİ GÖREVDEN ALINDI?

TBMM Şemdinli Komisyonu'na verdiği ifadede "Hırsız evin içindeyse kilit işe yaramaz" diyen ve patlamalardan jandarmanın sorumlu olduğunu ima eden Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun görevden alındı. Uzun'un görevden alınmasını Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner'in önerdiği öğrenildi. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu bu öneriye dün onay verdi ve Uzun'u Merkez Emniyet Müdürü olarak atadı. Aksu, Uzun'un yerine yeni bir atama yapmadı.
      Uzun'un Şemdinli Komisyonu'na verdiği ifade askerin yanı sıra hükümetin de tepkisini çekmişti. Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Uzun'u şöyle eleştirmişti: "Kamu görevlisinin görevi bilgi vermektir, yorum yapmak değil. Eğer bir tereddüdü varsa amirlerine bildirseydi. Kimse, o komisyonlar üzerinden popülarite elde etmeye, kahramanlık yapmaya kalkışmasın. Kimin elinde ne bilgisi varsa, ben buradayım. Eğer o ifadeler doğruysa, gider savcıya, Adalet Bakanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na verir. Eğer gereğini yapmazsak, o takdirde biz onun her türlü sorumluluğunu alırız. Değilse her türlü anlama gelebilecek bu türlü beyanları fevkalade sakıncalı buluyorum." Şemdinli Komisyonu üyesi CHP'li Ahmet Ersin, Çiçek'in sözlerine tepki göstererek şunları söylemişti: "Komisyonu işlevsiz kılmaya yönelik bir çabadır. Hükümetin de Şemdinli olaylarında sorumluluğu var. Bakan Çiçek açıklamalarıyla hükümetin bu sorumluğunu gizlenmeye çalışılıyor. Başbakan 'Sonuna kadar gidilsin' diyorlardı, Şimdi olayı soğutmak istiyorlar." Sabri Uzun'un görevden alınması Genelkurmay Başkanlığı'nın Şemdinli iddianamesiyle ilgili sert açıklamasından iki gün sonra geldi. Genelkurmay'ın yaptığı yazılı açıklamada şöyle denilmişti: "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yapılan bu haksız ve maksatlı suçlamalar karşısında, öncelikle anayasal sorumluluğu olanların tavır almaları, bu saldırıyı bütün yönleriyle ortaya çıkarmaları ve arkasındaki çarpık zihniyetin temsilcilerini makam, statü ve konumları ne olursa olsun kamuoyuna açıklamaları ve haklarında işlem yapmaları gerekmektedir."
     
      Bu üçüncü görevden alınma
      Uzun, 1999'da patlak veren telekulak skandalının ardından dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından görevden alınmıştı. Görevine mahkeme kararıyla dönen Uzun, yeni İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen tarafından yine görevden alınmıştı. Görevine yeniden dönen Uzun, AKP hükümeti tarafından da İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanmıştı.
     
      Uzun: Verdiğim ifade yüzünden
      Emniyet Genel Müdürülüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, görevden alınmasına sebep olarak Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadeden başka sebep göremediğini söyledi. Uzun, Radikal'in telefonla sorduğu sorulara şu yanıtları verdi:
      Görevden alınmanız nasıl bildirildi?
      Saat 16.30-17.00 sıralarında Personel Dairesi'nden bir arkadaş arayarak bildirdi.
      Ne gerekçe gösterildi?
      - Gerekçe gösterilmedi, zaten gösterilmesi gerekmiyor da. Üst makamlar öyle takdir etti.
      Görevden alınmanızı neye bağladınız?
      Ben yorum yapamam. Bizim istihbarat camiasındaki ahlaka göre, üst makamların takdirine saygılı olmak lazım. Neye dayandırdıklarını soramam. Bu göreve gelirken de kimseye danışmamıştım. Sonucu makul karşılıyorum.
      Görevden alınışınız Genelkurmay'ın olayın arkasındakilerin ortaya çıkarılması isteğinden sonra gerçekleşti. Yapılan yorumlarda görevden alınışınız TBMM Şemdinli Komisyonu'nda verdiğiniz ifadeye dayandırılıyor. Buna ne diyorsunuz?- Başka sebep göremiyorum. Sıra sonuç bağlantılarına göre üst makamlar nasıl değerlendirdi, onu bilemem. Saygı duyarım. Tartışmam. Memleket kazansın, hayırlı olsun.
     
      Sabri Uzun ne demişti?
      Sabri Uzun, Şemdinli Komisyonu'nda sorulara şu yanıtları vermişti:
      Seferi Yılmaz (Bombalanan Umut Kitabevi'nin sahibi) bizim hedefimiz değil. Hakkâri istihbaratının da değil. Örgütle ilişkisini bulamadık. Bize göre yok. Jandarma'da varsa bize bildirmek zorunda. Hakkâri Valisi'nin, Emniyet Müdürü'nün, İstihbarat Şube'nin bilgisi olmayacak, böyle bir operasyon yapılacak. O zaman bir keşmekeş çıkar.
      İnsanlar (sanıklar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş) Hakkâri'den Şemdinli'ye gidiyor, operasyona. Ama bundan Vali, Emniyet Müdürü ve İstihbarat Şube'nin haberi yok. Veya bilgi verilmiyor. Böyle bir şeyi kabul edemem. Eğer bir koli gelecekse takibini yapacağım. Jandarma, Seferi Yılmaz'ı böyle yakalasaydı, kanunsuz dinleme olur beraat ederdi.
     
     'Başka güç var'
      (Hakkâri, Şemdinli ve Yüksekova'daki patlamalardan kim sorumlu?) Yerel bir disiplinsizlik. Örgüt bazı olayları üstlenmiyor. Olayların sayısı sıklığı, örgüt disiplinine uymayışı bizi tedirgin etmiştir. Normal değil. Bir yerde olay yükseliyor, başka yerde çok düşük seviyede. Bir anormallik var. Halktan insanlar zarar görmediği halde örgütün üstlenmediği olaylar var. Demek ki şüpheli bir durum var. Yani başka bir güç bu anormalliği yapıyor demektir.
      (Bunlar önceden haber alınıp önlenemez miydi?) Hırsız evin içinde olursa kilit işe yaramaz. Dünya Barış Günü, Kadınlar Günü'nde örgütün hiç bombası yok. Burada Barış Günü'nde bomba patlıyor. İmralı'ya gidecek otobüse bomba ve sahibine tehdit var. Cemaatlerden biri dershane yeri kiralamış. Oraya saldırı olmuş. Örgüt-cemaat savaşı gibi bir anlam taşıyor. Şimdiye kadar buna tesadüf etmedim. Bunlar bir yere oturmuyor. Roj TV'de olaydan beş-10 dakika sonra haber yapılmış, planlıymış... Soran makama bunun böyle olmadığını, haberin saat 20.00'de verildiğini, beş-10 dakika sonra haber verilmediğini bildirdik.
      Eğer yerel bir disiplinsizlikse bunun ülke genelindeki basında haberi çıkmaz. Ankara bu disiplinsizliğin hiçbir yerinde yok. Eğer Ankara bu işin bir yerinde olursa ulusal basın örgütün aleyhine kullanılır, eylemlerin meşrulukları konusunda. Böyle bir şey yok. Ankara'da bir disiplinsizlik yok. 30 Ağustos 2004'ten bu tarafa yok. Bu tarih Jandarma Genel Komutanı'nın göreve geliş tarihidir. O göreve geldikten sonra ben bu tür çeteleşme görmedim, hissetmedim.
      Meclis'te böyle bir irade varsa (disiplinsizlik) önlenir. Bundan daha büyük irade yok.
      (Bu olayı nereye oturtacağız?) Faili olan kişiler oturtacak.
      (Termal kamerayla izlenen bir yere 1 Kasım'da 150 kilo patlayıcı nasıl girdi?) Yani kilit bozulmuş efendim. Evin içinden olursa her şey girer.
      1 Ocak'tan beri Türkiye'de, Van, Diyarbakır, İzmir ve İstanbul'da 81 kilo plastik patlayıcı yakaladık. Bunlar PKK'nın. Oraya (Şemdinli) girse de yakalanır..(Niye yakalanmadı?) Orada kilit bozuk efendim.
      (Kim soktuğu konusunda) Ben bir hüküm veremem. Adaba aykırı.
      Ama fotoğrafı yan yana koyduğunuz zaman görünüyor.
     
      'Savcı doğru yolda'
      (Astsubayı tanıdığını söyleyen) Generali tartışmam. Uygun düşmez. İhtilaller, gözaltına alınan ve asılan cumhurbaşkanları, başbakanlar var. Parlamentonun feshi var. Atatürk'ün iltifat ettiği bir Cumhurbaşkanı gözaltına alınmış. Şemdinli o zaman vardı, yeni değil...
      Elimizdeki bilgi ve belgelerin hepsini savcıyla paylaşıyoruz.
      Savcı (Ferhat Sarıkaya) zaten doğru yolda.

(radikal)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:45

İLGİLİ HABERLER