Ekonomi
  • 30.6.2003 18:11

CUMHUR ERSÜMER'İN TUTANAKLARI... ENERJİ BAKANLIĞI'NDA ÇARPIŞAN GÜÇLER VAR

ALİ ULURSABA ANKARA - TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Cumhur Ersümer, kendisinin, Devlet Planlama Teşkilatı'nın siyasi baskı altında olabileceğine ihtimal vermediğini belirtti. Kırklareli santralinin böyle bir baskı sonucu olamayacağının altını çizen Ersümer, bunun tamamen DPT'nin planlaması altında gerçekleştiğini belirtti. Ersümer, zaman zaman komisyonu da üstü kapalı uyararak, "Vallahi bence bütün şartları zorlamanız lazım. Çok büyük bir vebal altındasınız. Bütün Türkiye sizi dört gözle bekliyor. İnsanların onurları, gururları, hassasiyetleri sizlerin elinde. Yani şimdi ben bazı şeyleri ifade etmek istemiyorum, düşünebiliyor musunuz yani, ben birbuçuk yıl Başbakan Yardımcılığı yapmışım, dört yıl Enerji Bakanlığı yapmışım, bir partinin mensubuyum, şimdi gitmişiz iktidardan, başka bir parti iktidara gelmiş, bir başka parti muhalefete gelmiş. Şimdi bu nasıl görünüyor dışarıdan biliyor musunuz maalesef, bir siyasetçi olarak ifade ediyorum, ne oldu işte gelen siyasetçiler giden siyasetçileri gagalıyor, yargılamaya çalışıyor, suçlamaya çalışıyor diye nitelendiriliyor" dedi. ENERJİ BAKANLIĞI'NDA ÇAPIŞAN GÜÇLER Ersümer, komisyona verdiği bilgilerde Enerji Bakanlığı'nda çarpışan güçler bulunduğunu da söyledi. Ersümer şöyle konuştu: "Enerji sektöründe çarpışan güçler var. Şimdi bu çarpışan güçler dönem dönem alınan kararlarla ilgili faaliyetlerde bulunuyorlar. Yani ben Enerji Bakanlığında bulunduğum dönemde özelleştirmeye, yani enerji özelleştirmesine karşı olan bir ekip, bu ekip belli odalarda da oturuyordu. Bu lafları ilk çıkaranlar onlar oldu, yani 'özelleştirmeye gerek yok, enerji sektöründe özelleştirme olmasına lüzum yok' diyerek enerji darboğazını tamamen, haberden hükme giderek bir netiyece varıyorlardı, vardırılmaya çalışıyordu toplumu" ifadelerine yer verdi. "TÜRKİYE'NİN DOĞALGAZA DAYALI BİR ELEKTRİK ÜRETİMİ İÇİNDE BULUNMASI YANLIŞTIR" Ersümer, Türkiye'nin enerjide yüzde 100 oranında Türkiye'nin kendi kaynaklarını kullanması gerektiğini belirterek, "Ben de arzu edirim, Türkiye yüzde yüz bütün doğal kaynaklarını kullansın, Türkiye'nin doğalgaza dayalı bir elektrik üretimi içinde bulunması yanlıştır. Doğru, ben bunları kabul ediyorum. Ama bunun sebebi benden önce yapılmış olmalarına rağımen açıkça ifade ediyorum, bir çaresizliktir. Türkiye dönüp pahalı fiyata rağmen bu doğalgaz santrallarına teşekkür etmelidir. Çünkü onlara gaz bulamadığımız dönemler oldu. Çok uzak değil" dedi. "PAHALI ELEKTRİĞİN SORUMLUSU MALİYE" Ersümer, "TEAŞ ve TEDAŞ"ın satış fiyatının giderek artacağı görülmesine rağmen neden bu konuda çözüm aranmadı" sorusuna, "Bu bir hükümet kararıdır. Elektrik fiyatının belirlenmesi, elektrik fiyatına zam yapılması müştereken verilen bir karardır. Elektrik fiyatına şöyle bir bakarsanız, kabaca 16-17 kalemden oluşmaktadır. Bu fiyatın ulaşımında TEAŞ'ın maliyetleri hemen hemen en minik kalan şeylerdir. Bunun üzerine eklenen vergilerdir. İşte en son bu hükümet döneminde TRT payı kaldırıldı. Yani burada elektrik fiyatının ucuzlaması için fedakarlık yapması gereken Maliye Bakanlığıdır. Maliye Bakanlığı bu konuda çok hassas davranmaktadır ve bu vergilerden katiyen vazgeçmemektedir. Doğalgazın üzerindeki vergiler nedeniyle doğalgaz kullanan santrallerin maliyeti artmaktadır. Petrol üzerindeki vergiler nedeniyle petrolle ilgili artmaktadır. Bizatihi üretilen elektrikte de en önemli kalemleri vergiler teşkil etmektedir" dedi. "DOĞALGAZ FAZLASI YOK" Ersümer, Türkiye'nin doğalgaz fazlası olduğu yönündeki ididalara da, "Doğalgaz fazlası olduğu doğru değil. Ben bakanlığı bıraktığımda 57 ile doğalgaz götürme imkanı vardı. İki yol vardı. Gazım fazla diye oturup beklerdiniz ya da bu gazı nereye taşıyabilirim diye tartışabilirsiniz. Öncelikle bu fazlalığın nereden doğduğu konusunda bir karara varmamız lazım. Şimdi Türkiye bunu tartışıyor. Ben 2000 yılında Bakanlar Kurulu'na gittim dedim ki bana bu yazı boş geçirtmeyin. Sonra Orta Avrupa gaz projesine giriştik. Romanya, Bulgaristan, Yunanistan'la Türkiye'"nin görüşmeleri olmuştur. 57 ile ulaşacaktık, ulaşamadık" karşılığını verdi. MAVİ AKIM Ersümer, "2020'yi referans olarak kabul edersek Türkiye doğalgaz ihtiyacının yüzde 70'ini bir ülkeden alıyor durumunda. İyi bir gaz politikasına göre bugünün şartlarında, dünya şartlarında deniliyor ki, bir ülkenin başka bir ülkeye doğalgaz bağımlılığı yüzde 25-30'un üzerinde olmamalı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, şu karşılığı verdi: "Bir defa bu bağımlılık konusunda çok yanlış bilgiler var. Şimdi Avusturya yüzde 86 bağımlı Rusya'ya, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, finlandiye yüzde 100 bağımlı. Çekoslavakya yüzde 88. Şimdi bu bağımlılıkla ilgili siz Azerbaycan'dan alınan gazı yok kabul ediyorsunuz, Türkmenistan'dan alınması gereken gazı yok farzediyorsunuz. Türkmenistan, Azerbaycan, Mısır, bunları bir araya getirdiğinizde Rusya'nın gaz piyasasında Türkiye'deki payı oldukça aşağılara çekilir. Nijerya ve Cezayir'den alınan gaz var. Siz öyle bir tablo çiziyorsunuz ki, 4 yıl süren bakanlıkta biz Mavi Akım'dan başka bir iş yapmamışız, Türk Devletleri üzerinden Avrupa açılması konusunda parmağımızı kımıldatmamışız. Türkmenistan gazıyla ilgili çok şey yanlış şeyler söylendi. Orada 35 dolara gaz varmış, biz o gazı bırakmışız, Rusya'dan almışız. Ben Mavi Akım'dan daha fazla bir çaba içerisinde oldum Türkmen gazı için. Kişisel tercihim de hep ondan yana olmuştur. Ama Türkiye yaptığı bütün gaz anlaşmalarında gazı sınırdan alıyor. Bütün hepsinde öyle. Ama Türkmenbaşı bizzat dedi ki, ben bir şirket belirleyeceğim, bir şirket getirsin sınıra. Amerika devreye girdi, bir şirket kuruldu, Türkiye'ye taşınma işi bu şirkete verildi. Ön finans meseleleri yüzünden Türkmenbaşı 2000 yılı Şubat veya Mart ayında şirketin görev süresi bittikten sonra yeni görev verilmedi. Bendeki bilgiler itibariyle söylüyorum, bir metreküp doğalgazın Türkiye sınırına getirilme maliyeti 35-50 dolar. Yani öyle söylendiği gibi 35 dolara gaz yoktu. Şimdi siz dönüp de, Mavi Akım'dan bu kadar gaz geliyordu, Batıdan da alıyordunuz, bir de gittiniz niye Azerbaycan'dan imzaladınız diye de bana bir soru yöneltebilirsiniz. Ama Azerbaycan gaz alımı anlaşması Bakü-Ceyhan'ın anahtarı haline geldi. Yani Bakü-Ceyhan'ın yüzde 100 imzalanmasının sağlanması noktasında belli ilişkilerin bu tarzda yürütülmesi gerekiyordu". "MAVİ AKIM O ZAMAN DOĞRUYDU" Ersümer, Mavi Akım ile ilgili ise komisyona şu bilgileri verdi: "Şu veya bu sebeple gaz alınıyor veya bu gaz niye fazla alındının cevabı, o günkü hükümet bir karar vermiş. Ben şunu izah etmeye çalışıyorum, hükümetin vermiş olduğu karar o gün itibariyle doğrudur. Bugün baktığınızda yanlış görülüyor. Bunun sebebi de bir yandan gazı adam gibi dağıtamamışız, diğer yönden de Türkiye ekonomik yönden ciddi bir darbe yemiş. Yani hükümetin verdiği bu karar yanlıştı diye değerlendirebilirsiniz, ama karar siyasidir. İki ülkenin hükümeti birbiriyle anlaşıyorlar, bir karar veriyorlar. Yani bir doğalgaz alım anlaşması sözlerimin başında da belirttiğim gibi öyle hiç kimsenin keyfine göre yapılan bir anlaşma olamaz, olmamıştır da zaten". Ersümer, "Rusya ile yapılan doğalgaz anlaşması başlangıçta ihracat karşılığıydı, daha sonra bu nakit para ödemeye dönüştü. Yani Türkiye gaz karşılığında mal verecekti. Bu konudan haberiniz var mı?" sorusuna, "6 milyar metreküp öyle başlamış ve ondan sonra vazgeçilmiş. Kim vazgeçmiş bilmiyorum. Benim dönemimle ilgili değil" karşılığını verdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:15

İLGİLİ HABERLER