ZAFER ÇAKMAK
ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5387 sayılı Bankacılık Kanunu'nu veto etti. Cumhurbaşkanı Sezer, BDDK ve TMSF'nin meslek personelinin yükseköğretimin hangi dallarından seçileceğine Yasa'da yer verilmemesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Sezer, 5387 sayılı "Bankacılık Kanunu"nu, 92, 121 ve geçici 23. maddelerinin TBMM tarafından bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa'nın değişik 89. ve 104. maddeleri uyarınca Meclis'e geri gönderdi. Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM'ye gönderdiği iade gerekçelerinde Yasa'nın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na (BDDK) ilişkin kurallar içeren 10. kısmında yer verilen "Kurum personeli" başlıklı 92. maddesinde, BDDK'ya verilen görevlerin gerektirdiği sürekli görev ve hizmetlerin, bankalar yeminli murakıpları ve yardımcıları, bankacılık uzman ve yardımcıları, hukuk uzman ve yardımcılarıyla bilişim uzman ve yardımcılarından oluşan meslek personeli ve yönetim personeli eliyle yürütüleceği, Kurum'un her türlü personelinin, yasanın 84. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi dışında, diğer bentlerindeki nitelikleri taşımalarının zorunlu olduğu, Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personelinin kadro karşılığı sözleşmeli statüde çalıştırılacağı, kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Kurum personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında, diğer personelin ise her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'na bağlı bulunduğu, Kurum'un ana hizmet birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde meslek personeli çalıştırılmasının esas olduğu, ana hizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinde çalıştırılacak personelin niteliklerinin Başkanın önerisi üzerine kurulca belirleneceği, bankacılık, hukuk ve bilişim uzman yardımcılığıyla bankalar yeminli murakıp yardımcılığına atanacakların merkezi yarışma sınavıyla belirlenenler arasından seçileceği, kurumun meslek ve yönetim personelinin yeterlik ve yarışma sınavları, nitelikleri, çalışma yöntem ve ilkeleriyle ilgili diğer konuların kurumca çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceğinin hükme bağlandığını hatırlattı.
Yasanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) ilişkin kurallar içeren 12. kısmında yer verilen "Fon personeli" başlıklı 121. maddesinde de bu yasa ile Fon'a verilen görevlerin gerektirdiği hizmetlerin, Fon avukatları, Fon denetçisi ve denetçi yardımcıları, Fon uzmanı ve uzman yardımcılarından oluşan meslek personeliyle yönetim personeli eliyle yürütüleceği, Fon'un her türlü personelinin bu yasanın 113. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi dışında, diğer bentlerindeki nitelikleri taşımalarının zorunlu olduğu, başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personelinin kadro karşılığı sözleşmeli statüde çalıştırılacağı, Fon'un kadro karşılığı sözleşmeli çalışan meslek personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'na bağlı bulunduğu, Fon'un ana hizmet birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde meslek personeli çalıştırılmasının esas olduğu, Fon denetçi yardımcılığıyla Fon uzman yardımcılığına atanacakların merkezi yarışma sınavıyla belirlenenler arasından seçileceği, Fon'un meslek ve yönetim personelinin yeterlik ve yarışma sınavları, nitelikleri, çalışma yöntem ve ilkeleriyle ilgili diğer konuların Fon tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Sezer şunları bildirdi:
"Görüldüğü gibi, incelenen Yasa'nın 92 ve 121. maddelerinde, kurumun ve Fon'un sürekli görev ve hizmetlerinin meslek ve yönetim personeli eliyle yürütüleceği vurgulanmış, tüm personelin, yasanın 84 ve 113. maddelerinin birinci fıkralarının (d) bentleri dışında, diğer bentlerindeki nitelikleri taşımalarının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır. Söz konusu 84 ve 113. maddelerin birinci fıkralarında kurul üyeliklerine atanacaklarda aranacak koşullara yer verilmiştir. Aynı fıkraların ayrık tutulan (d) bentlerinde ise, kurul üyelerinin hangi öğrenim dallarında eğitim görenler arasından atanabileceği açıklanmaktadır. Buna göre, incelenen yasanın 92 ve 121. maddeleri uyarınca, kurumun ve Fon'un meslek ve yönetim personelinin, öğrenim durumuna ilişkin olanlar dışında, Kurul üyeleri için aranan koşulları taşıması gerekmektedir. Böylece, yasada, Kurum ve Fon'un meslek personelinin hangi öğrenim düzeyinde ve hangi alanlarda eğitim görenler arasından seçileceği konusu açıkta bırakılmıştır. Yasanın 92 ve 121. maddelerinin son fıkralarında ise, Kurumun ve Fon'un meslek ve yönetim personelinin niteliklerinin Kurum ve Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür. Ayrıca, 92. maddenin dördüncü fıkrasında, ana hizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinde çalıştırılacak personelin niteliklerinin Başkanın önerisi üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nca belirleneceği açıklanmıştır. Yasa'nın 82 ve 111. maddelerinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlar olduğu belirtilmiş, 92 ve 121. maddelerinde de meslek personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında 657 sayılı Yasa kurallarına bağlı bulunduğu vurgulanmıştır. Bu durumda, Kurum ve Fon personelinin, Anayasa'nın 128. maddesi bağlamında kamu görevlisi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında, kamu görevlilerinin niteliklerinin yasayla düzenleneceği öngörülmüştür. Bu nedenle, Kurum ve Fon'un meslek personelinin, görevlerinin önemi ve özelliği de gözetilerek, yükseköğretimin hangi dallarını bitirenler arasından seçileceğine yasada yer verilmesi gerekirken, bu konunun yönetmeliğe bırakılması Anayasa'nın 128banın 113. maddesinin birinci f. maddesiyle bağdaşmamaktadır."
SOSYAL SİGORTALAR YASASI
Cumhurbaşkanı Sezer, yasanın geçici 23. maddesinde ise '506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileriyle malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu maddenin yayımı tarihinden itibaren 3 yıl içinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na devredilerek 506 sayılı kanun kapsamına alınır. Devir tarihi itibarıyla sandık iştirakçileri 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılırlar. Devre esas olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Sosyal Sigortalar Kurumu, Sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluş ve sandığı temsilen birer üyenin katılımıyla oluşturulacak komisyonca her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak, sandıkların 506 sayılı Kanun kapsamındaki gelir ve giderleri dikkate alınarak yükümlülüğünün peşin değeri hesaplanır. Peşin değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı olarak 30.6.2005 tarihi itibarıyla en uzun vadeli iskontolu YTL cinsinden ihraç edilmiş devlet iç borçlanma senedinin ihraç anındaki nominal faiz oranının Orta Vadeli Program'da açıklanan tüketici fiyat indeksi yıl sonu enflasyon hedefi kullanılarak reel hale getirilen faiz oranı esas alınarak belirlenir. Belirlenen peşin değer, 15 yıldan fazla olmamak üzere, yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığı'nca açıklanacak YTL cinsinden iskontolu ihraç edilen devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık ortalama nominal faizi üzerinden sandıklardan ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan müteselsilen Sosyal Sigortalar Kurumu'nca 506 sayılı kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine sağlanan sosyal sigorta yardımları ile iştirakçilerin primlerinin tahsiline ilgili sandık mevzuat hükümlerine göre sandıklarca devam edilir. Bu madde kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, 506 sayılı Kanunun öngördüğü sosyal haklarının ve ödemelerinin üzerinde sağladıkları sosyal sigorta haklarına ve ödemelerine devam edebilirler. Devralınan iştirakçilerin hizmet yılları ve primleri ödemek veya ödemiş olmak suretiyle 506 sayılı kanuna göre emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılması da dahil olmak üzere, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Komisyonun önerisi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenir. Söz konusu sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlarla kurum bu madde uygulamasına ilişkin tüm işlemler nedeniyle doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır' şeklinde bir düzenlemeye yer verildiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Sezer, düzenlemede 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın geçici 20. maddesi kapsamındaki kurumların personeli için kurulmuş bulunan özel sosyal güvenlik sandıkları iştirakçileriyle bu banın 113. maddesinin birinci fsandıkların malullük, yaşlılık, ölüm sigortalarından aylık alanların ve bunların hak sahiplerinin, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 3 yıl içinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na devredilerek 506 sayılı yasa kapsamına alınacakları, özel sandık iştirakçilerinin, devir günü itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılacakları, devredilecek her bir sandığın yükümlülüğünün hesaplanacak peşin değerinin, 15 yıl içinde, yıllık eşit taksitlerle sandıklardan ve bu sandıkların iştirakçilerini çalıştıran kuruluşlardan 'müteselsilen' tahsil edileceği, Sosyal Sigortalar Yasası kapsamına alınan özel sandık iştirakçilerinin 506 sayılı Yasa kapsamındaki emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılacağı, devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, iştirakçilere özel sandıktan sağlanan sosyal sigorta yardımlarının sürdürüleceği, devirden sonra, özel sandıkların, 506 sayılı Yasa'da öngörülenin üzerinde sağladıkları sosyal sigorta haklarını ve ödemelerini sürdürebileceklerinin öngörüldüğünü bildirdi. Geçici 23. madde düzenlemesi ile, 506 sayılı Yasa kapsamında bulunmayan özel sosyal güvenlik sandıklarının iştirakçilerinin, bu kuruluşlardan aylık alanlarla gelir bağlanmış olanların ve bunların hak sahiplerinin özel hukuktan doğan sigorta ilişkilerinin sona erdirildiğini, bu durumdakilerin 506 sayılı Yasa kapsamına alınarak özel hukuk kurallarına göre elde ettikleri aylık ve diğer sosyal haklarının kısmen de olsa ellerinden alındığını, buna karşılık özel sosyal güvenlik sandıkları ve bu gibileri çalıştıran kuruluşların Sosyal Sigortalar Kurumu'na borçlandırıldığını, özel sandıkların, mali güçleri kalmayacağı için, sosyal sigorta yardımlarını sürdürmelerinin eylemli olarak olanaksız kılındığını anlatan Sezer, 1992 sayılı yasayla 506 sayılı yasaya eklenen, 506 sayılı yasanın geçici 20. maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret ve sanayi odaları, borsalar ya da bunların oluşturdukları birliklerde yeni işe girecek personeli 506 sayılı Yasa kapsamına alan, çalışmakta olanların, özel sandıkların ve bu sandıklardan aylık alan ya da gelir elde edenlerin Sosyal Sigortalar Kurumu'na devrini öngören, ek 1. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nin 25.01.1977 günlü kararıyla iptal edildiğini hatırlattı.
SEZER'İN GEREKÇE YAZISI
Sezer gerekçe yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı 1961 Anayasası döneminde alınmıştır. Ancak, karara dayanak oluşturan kurallara 1982 Anayasası'nda da yer verilmiştir. Gerçekten, 1961 Anayasası'nın 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesine, 42. maddesindeki çalışma hakkı ve ödevine, 48. maddesindeki sosyal güvenlik hakkına ilişkin düzenlemelere 1982 Anayasası'nın sırasıyla 2, 49 ve 60. maddelerinde yer verildiği görülmektedir. Bu nedenle, kararın gerekçeleri geçerliliğini sürdürmektedir. Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği gibi, Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir 'sosyal hukuk devleti' olduğu belirtilmiş, 49. maddesinde, devletin, çalışanların yaşam düzeyini yükseltmek, çalışma yaşamını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve çalışma barışını sağlamak için gerekli önlembanın 113. maddesinin birinci fleri alacağı vurgulanmış, 60. maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli önlemleri alacağı ve örgütü kuracağı kurala bağlanmış, 65. maddesinde de, devletin, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği açıklanmıştır. Anayasa'nın 49 ve 60. maddelerindeki kurallar, 2. maddesinde vurgulanan 'sosyal hukuk devleti' ilkesini pekiştiren ve bunun gerçekleşmesini sağlayan düzenlemelerdir. Kalkınma ve çağdaş uygarlığa ulaşma çabası içinde olan ülkemizde, sosyal güvenlik örgütlerinin tümünün devletçe kurulamayacağı gerçeğini göz önüne alan Anayasa koyucu, ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma ödevi yönünden devleti, ancak mali kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yükümlü saymıştır. Anayasa'nın anılan kuralları uyarınca, devlet, mali kaynaklarının gücüne göre sosyal sigortalar ve sosyal yardım örgütlerini ya kendisi kurmak ya da kaynakları yeterlilik göstermiyor yahut güvenliğin daha elverişli olarak sağlanacağı anlaşılıyorsa, kurdurmak ve onu gözetip denetlemek ödevindedir. Sosyal hukuk devletinin temel amacı, sosyal hakların ve bu bağlamda sosyal güvenliğin en iyi, en güvenilir ve en etkin biçimde sağlanmasıdır. Bunun için devlet ya kendisi bu işi üstlenerek sosyal güvenlik hakkını sağlayacak ya da kendi dışında bu hakkın sağlanmasına olanak yaratarak kurulan örgütü denetleyecektir. 506 sayılı yasanın geçici 20. maddesinde, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret ve sanayi odaları, borsalar ve bunların oluşturdukları birliklerin personeli, maddede saptanan koşulların belirtilen süre içinde yerine getirilmesi durumunda Sosyal Sigortalar Yasası kapsamı dışında tutulmuş ve bu kuruluşlar personeli için özel sosyal güvenlik sandıklarını kurmuşlardır. Yasa koyucu, yine geçici 20. maddeyle, özel sosyal güvenlik sandıklarını Çalışma, Maliye, Sanayi ve Ticaret bakanlıklarının birlikte denetimine bağlı kılmış ve özel sandıklarla ilgili kuruluşları, bu bakanlıklarca alınması gerekli görülen önlemleri yerine getirmekle yükümlü tutmuştur. Böylece, geçici 20. madde kapsamındaki personelin sosyal güvenlik hakkı, genel sosyal güvenlikten daha iyi durumda olacak biçimde sağlanmış ve güvenceye alınmıştır. Özel sosyal güvenlik sandıkları ile bunlardan yararlananların genel sosyal sigortalar kapsamına alınmaları için, önemli ve haklı nedenlerin olması ve bunların ortaya konulması gerekir. Yapılan denetimler sonunda bu kuruluşların sosyal güvenliği sağlayamayacak duruma düştüğünün saptanması, alınacak önlemlere karşın aktüeryal açıklarının giderilemeyecek düzeye ulaştığının anlaşılması ya da devletin mali gücünün bu alana da el atacak düzeye yükselmesi gibi nedenler, böyle bir işlemin haklı dayanağını oluşturabilecektir. Oysa, 506 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana, geçici 20. maddede denetimle görevlendirilen bakanlıklarca, özel sosyal güvenlik sandıklarının, mensuplarının sosyal güvenlik haklarını sağlayamayacak duruma düşmüş oldukları saptanmamıştır. Başka bir anlatımla, özel statüde kurulan sosyal sigorta örgütlerinin, mensuplarının hakbanın 113. maddesinin birinci flarını karşılayamayacak biçimde kötü yönetildiği ve ilgililerin sosyal güvenlik haklarını tehlikeye düşürdüğü ortaya konulmamıştır. Tersine, özel sosyal güvenlik kuruluşlarının, mensuplarına, devletin kurduğu sosyal sigorta örgütünden daha üstün yararlar sağladığı bilinen bir gerçektir. Açıklarının kapatılması için bundan böyle banka kaynaklarından yararlanamayacak olan özel sosyal güvenlik sandıklarının mali durumlarının zayıflayabileceği, dolayısıyla bu sandıkların mensuplarının sosyal güvenlik haklarını yeterince karşılayamayacakları ve bu sandıklardan yararlananların zarar göreceği gibi varsayımların haklı neden oluşturmayacağı ortadadır. Çünkü, ilgili kuruluşa hiçbir mali yükü olmayan, kendi geliriyle mensuplarının sosyal güvenlik haklarını üst düzeyde sağlamayı sürdüren pek çok özel sosyal güvenlik sandığının bulunması, yukarıda öne sürülen savı çürütmeye yeterlidir. Üstelik, incelenen Yasa kuralında, yalnız bankaların değil, sigorta ve reasürans şirketlerinin, ticaret ve sanayi odalarının, borsaların ya da bunların oluşturduğu birliklerin personeli için kurulmuş bulunan özel sosyal güvenlik sandıklarının iştirakçileri ile bu sandıklardan aylık alanların ve gelir elde edenlerin de Sosyal Sigortalar Kurumu'na devredilerek 506 sayılı Yasa kapsamına alınmaları öngörülmektedir ki, bu da yine yukarıdaki savı geçersiz kılan bir başka göstergedir. Sonuç olarak, ilgili kuruluşlara hiçbir mali yükü olmayan, kendi gelirleriyle mensuplarının sosyal güvenlik haklarını en iyi biçimde karşılamayı sürdüren özel sandıkları Sosyal Sigortalar Kurumu bünyesine aktaran, incelenen Yasa'nın geçici 23. maddesinin haklı bir gerekçesinin olmadığı açıktır. Haklı bir neden ortaya konulmaksızın, devletin kurduğu örgütten daha üstün sosyal güvenlik hakkı sağlayan özel sosyal güvenlik sandıklarına el atılması, Anayasa'nın 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesi ve 60. maddesiyle bağdaşmamaktadır. Her ne kadar, geçici 23. maddenin beşinci fıkrasında, 'bu madde kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, 506 sayılı Kanunun öngördüğü sosyal haklarının ve ödemelerinin üzerinde sağladıkları sosyal sigorta haklarına ve ödemelerine devam edebilirler.' düzenlemesine yer verilmiş ise de, devir nedeniyle hesaplanacak borç sonucu kaynakları büyük ölçüde Sosyal Sigortalar Kurumu'na aktarılan, iştirakçisi kalmayacağı için prim gelirinden de yoksun kalacak olan özel sandıkların ek ödeme yapma ya da diğer sosyal hakları sürdürme olanağı bulamayacakları için, bu kural da yukarıda varılan sonucu etkileyici nitelikte değildir. Bu nedenlerle, incelenen yasanın, 506 sayılı yasanın geçici 20. maddesi uyarınca oluşturulan özel sosyal güvenlik sandıkları iştirakçilerinin, bu sandıklardan aylık alan ve gelir elde edenlerin ve bunların hak sahiplerinin özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan sosyal güvenlik haklarını büyük ölçüde kaybetmelerine yol açacak olan geçici 23. maddesi, Anayasa'nın 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesi ve 60. maddesine uygun düşmemektedir."
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:38