
"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE TAHAMMÜL EDİLMEYEN HALKTIR ASLINDA"
HÜSEYİN KAR
MERSİN- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, cumhurbaşkanının sivil bir kişi olacağını ve bu kişinin mutlak bir suretle TBMM üyesi olacağını söyledi.
Fırat, partisinin Nisan ayı İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılmak üzere geldiği Mersin'de, gazetecilere Türkiye gündemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin 21. yüzyılda çok önemli bir değişimin içine girdiğini belirten Fırat, son 4-5 yılda yapılanların 60 yılda yapılandan çok daha fazla olduğunu kaydetti. 14 Nisan'da Ankara'da yapılan mitingi, demokratikleşme yolunda atılan adımların en güzel örneklerinden biri olduğunu söylen Fırat, kürsüden söylenenlerin dışında herkesin bayram havasında
mitinge katılarak kendini ifade ettiği belirtti.
Türkiye'nin iyi bir yöne doğru ilerlediğini dile getiren Fırat, ama son zamanlarda Malatya olaylarında görüldüğü üzere, Hrant Dink ve Santero cinayetindeki gibi özellikle genç neslin daha tam oluşmamış, olgunlaşmamış insanların, ülkenin tehlikede olduğu, dinin tehlikede olduğu, bayrağın tehlikede olduğu gibi bazılarının hamasi duyguları körükleyerek insanları uçlara doğru götürmesinin de kötü sonuçlarının ortaya çıktığının görüldüğünü söyledi.
Tabi olarak o gençlere çok büyük suç atfedebilmenin mümkün olmadığını ifade eden Fırat, "Ama siyaset yapabilmek için, siyaset sahnesinde kalabilmek için insanları bu şekilde motive edip, bu gençleri bu ülkenin topraklarını koruma mecburiyetinde kalmış gibi göstererek, onları ajite etmenin sonucunu da tasvip etmek mümkün değil. Ümit ediyorum ki, zaman içinde bu gençlerimize de doğru bilgiler verilerek Türkiye'nin gösterildiği gibi kurtarılmaya muhtaç bir ülke olmadığını, Türk demokrasisinin kendisini
koruyacak enstrümanlarının bulunduğunu ve kendisini koruyabileceğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güçlü bir devlet olduğunu ve bu toplumun her ne kadar ayrıştırılmak istenirse istensin binlerce yıl bir arada yaşama kültürüne sahip olduğunu, dolayısıyla kolay kolay ayrıştırılamayacağını anlatmak durumundayız" dedi.
Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına da değinen Fırat, cumhurbaşkanlığı seçiminin bu şekilde gündeme getirilmesine karşı olduğunu belirtti. Bir cumhurbaşkanlığı seçimi veya devletin başını seçmenin demokrasilerde çok büyük bir problem olmadığını, bunun rutin bir mesele olduğunu dile getiren Fırat, "Çünkü Anayasal devletlerde cumhurbaşkanının ne zaman seçileceği, kaç yıllığına seçileceği, seçilecek kişinin özellikleri, seçecek yerin neresi olduğu açıktır. Bunlar çok da münakaşa konusu olmaz. Çok uzun
tartışılan yerlerde vardır tabii ki. Ama bu yerler neresidir.
Irak'tır, Suriye'dir. Buralarda kimin başa geçeceği tartışılmıştır. Hangi kardeşlerin gelmesi gerektiği konuşulmuştur. Ancak biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, mutluyduk. Dedik ki, artık saltanat kavgası bu ülkede olmayacak. Öyle babadan oğla geçme gibi bir şey de yok. Ama maalesef baktığınız zaman 10 tane cumhurbaşkanı seçilmiş bundan önce ve hep kavgalı geçmiş bu süreç. Atatürk dönemi dahil olmak üzere hep bir kavganın içinde
cumhurbaşkanını seçmişiz. En enteresanı ise 1950'den sonra çok partili dönemde olmuş. Bunun 3 tanesi sivil cumhurbaşkanı, diğer 5 tanesi ise sivil veya askeri bürokrasiden gelenler. Celal Bayar dönemi, Demirel dönemi ve Özal dönemini incelediğimizde, aynı söylemler yer almış. Rejim tehlikesi olduğu, cumhuriyetin tehlikede olduğu söylenmiş. Ama bürokrasiden gelen darbeler sonrası gelen diğer 5 cumhurbaşkanını baktığınızda hiç bahsedilmemiş. Bugün demokrasiden, rejimden bahsedenler Mr. Sten veya Mr.
Thomson'un ikna ettiği ve cumhurbaşkanlığından vazgeçirdiği kişilerden hiç bahsetmemiş" diye konuştu.
Bugün cumhurbaşkanlığıyla ilgili kavganın aslında siyaset alanının genişleyip genişlememesiyle bir çekişme olduğunu ifade eden Fırat, "Meclis bunlarda, Başbakan da bunlarda, Cumhurbaşkanı da olursa sivil siyaset buraya da girecek endişesi yaşanıyor. Tahammül edilemeyen halktır aslında. Sivil siyasetin giderek daha geniş bir alanı kontrol etmesini kabul edemiyorlar. Çünkü halka karşı bir güvenleri yok. Sivil irade, halk kendi yönetiminin tamamına hakim olacaktır. Bunu değiştirmeye kimsenin gücünün
yeteceği kanısında değilim. Çünkü 21. yüzyılda olduğumuz unutuluyor.
Artık dünyanın yükselen değerinin insan olduğu, birey olduğunun bazıları farkında değil. İnsan hala kutsal, birey hala kutsal. Türkiye bir Irak, bir İran, bir Pakistan olma imkanına sahip değil bugünden sonra. Bu mümkün değil. Türkiye'de cumhuriyet anlayışı yerleşmiştir, bunun sahibi halktır, bunun koruyucusu da halktır. Artık Türkiye'de cumhuriyet rejiminin tehlikede olduğunu iddia edenlerin, bu iddiaları gerçekle yakından uzaktan
ilgisi yoktur. Tehlikede olan tek şey onların yarattığı statikodur. Türkiye'de sistem oturmuştur, rejim oturmuştur. Rejimin tartışılması mümkün değildir" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda bilgisinin bulunmadığını, ancak kendisinin kesinlikle cumhurbaşkanı adayı olmadığını söyleyen Fırat, "Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, bu cumhurbaşkanı sivil bir kişi olacaktır. Bu cumhurbaşkanı TBMM'nin mutlak suretle üyesi olacaktır. Bunlar prensiptir, bunlar vazgeçmeyeceğimiz prensiplerimizdendir ve bundan vazgeçmeyeceğimiz bilinmelidir. Laik, demokrat, sosyal hukuk devletine inanmış bir kişi olacaktır. Hem özde hem sözde. Bundan bir şüphemiz yok TBMM'ye
taşınmış olan insanların bunlara inandığı konusunda bir şüphemiz yok. Bugüne kadar AK Parti olarak bir aday belirlemedik. Ne Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ne de her hangi bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı olarak belirledik. Ama birileri sanki Başbakan adaymış gibi bunun üstünden siyaset yapmaya başladı. Aslında daha öncesine giderseniz AK Parti'den herhangi birinin cumhurbaşkanlığına adaylığına karşı çıkmışlardır. Sonra bunun dağınık bir durum olduğunu göree7ok da münakaşa konusu olmaz. Çok uzun tartışılan
yerleünce Başbakan'ı hedef almışlardır. Olmadığı taktirde sürpriz olarak değerlendirilmektedir. Maalesef bu söylemler o kadar çirkinleştirilmiştir ki, insanların mahremlerine kadar laf söylemeye kadar getirilmiştir. Biz bir süreç tayin ettik ve bu süreci devam ettirdi. En son MKYK'da görüşüldü ve biz fikirlerimizi net olarak söyledik. Biz orada olmayın ya da olun demedik. Ama şunu söyleyebilirim ki, yüzde yüzü 'Eğer siz karar vermişseniz. Biz sonuna kadar arkanızdayız. Sizi orda görmeyi arzu ederiz'
demişlerdir" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanının hak tarafından seçilmesi yönündeki tartışmalara da değinen Fırat, "Bunlar maç başladıktan sonra kural değiştirmek isteyenlerdir. Aslında haber olmak için söylemişlerdir. Çünkü biliniyor ki artık iş bitmiştir. Ha ama halen arzu ediyorlarsa cumhurbaşkanlığı seçiminin sonunu da bir Anayasa değişikliği getirebiliriz ve 5+5'i getirebiliriz. Kabul ediyorlarsa hemen yaparız. 5 yıllık parlamento dönemini uzun görüyorlar, onu da 4 yıla indirebiliriz. Halkın seçmesini istiyorlarsa bugünkü
parlamenter sistem içinde cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, sistemi daha da kötü hala getirebilir. Ama hala istiyorlarsa o zaman o sistemin adı başkanlık sistemidir. O zaman parlamenter sistemde de değişiklik yapmak gerekir" diye konuştu.