
DAĞDAN İNİŞ ÖNCESİ NELER KONUŞULDU?
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, evinin kapılarını ilk kez BUGÜN’e açtı. Bakan Eker, bu yönleri pek bilinmese de aslında sanata, şiire, edebiyata meraklı, sıra dışı bir siyasetçi. Bir entelektüel. Eşi Yasemin Eker, Kürt değil, beyaz tenli, mavi gözlü bir İstanbul Hanımefendisi. Eker ailesi Kürt-Türk kaynaşmasının en güzel örneklerinden. Evin salonunda onlarca kırmızı gül görüyorum, Yasemin Hanım, eşinin Sevgililer Günü hediyesi olduğunu söyledi, “Eşim hiçbir zaman doğum günlerimizi, özel günlerimizi unutmaz” dedi. Hemen her gün, tarımı ve tarımın sorunlarını konuşan Bakan Eker ile bu defa tarımı değil, demokratik açılım sürecini, “Kürt sorununu”, Habur’da yaşananları konuştum.
** Nasıl bir devlet anlayışınız var?
Biz kutsallık atfedip devleti öne çıkaran, zorba ve ceberrüt devlet anlayışına sahip değiliz. Devlet millete hizmet için vardır, bir aygıttır. Adil bir şekilde millete hizmet edeceksin, vatandaşının bir takım hakları varsa, kardeşlik tesis edeceksen o hakları vereceksin. Eğer bir vatandaş annesinden öğrendiği dili konuşamıyorsa, bir baba, bir anne kendi kültüründen gelen bir ismi çocuğuna veremiyorsa o vatandaş sizi nasıl bağrına bassın? Zorbalık yaparsanız sizden korkar doğru, ama sizi sevmez. Korkmasın, sevsin. Aidiyet bağları sevgiyle inşa edilir, korkuyla inşa edilmez.
PARTİLİLER SADECE TABELA ASTI
** AK Parti ile bölge insanı arasında kurulan iletişimde İslami duyguların bir etkisi oldu mu?
Milletin adamları, mesela rahmetli Adnan Menderes, mesela rahmetli Turgut Özal... Millet bu insanların peşinden yürüdü. Kendine yakın buldu, kendini sevdiğini bildi. Bu anlayışı çok uzun bir bekleyişten sonra AK Parti’de gördü. Bu partiyi millet kurdu. Biz AK Partililer sadece tabelaları astık. Bu partinin sahibi milletin kendisidir. AK Parti onun için Doğu’da, Güneydoğu’da, Batı’da, her yerde var.
** Yargı milletin adamlarıyla mı mücadele ediyor?
Bugün bir idari kurul, yetkisini aşarak yargıya müdahale etmiştir. Burada, HSYK’nın tutumunu, diğer ilişkilerle, diğer bazı kurumların, hatta siyasi partilerin tutumları ile birlikte değerlendirdiğimizde, ortada bir siyasi mücadele var. Milletten rey almak, yetki almak suretiyle elde edilememiş olan bir güç, başka şekillerde kullanılmaya çalışılıyor. Bu siyasallaşmanın işareti.
** Milletin adamlarına karşı bir direnç mi gösteriliyor?
Milletin adamlarına karşı değil, milletin kendisine, milli iradeye karşı bir çıkıştır.
BELKİ GÜÇLERİ YETMEDİ
** İçişleri Bakanı ile birlikte dağdan inişler olmadan önce DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile niye görüştünüz?
Türkiye’de PKK’lıların dağdan inip teslim olmaları ile ilgili bir süreç vardı. O sürecin Türkiye’de bir barış ortamı oluşturmasına imkân sağlayacak şekilde gelişmesi ve herkesin sürece katkı sağlaması yönünde İçişleri Bakanımız’ın telkinleri oldu. Onlara, “Herkese görev düşüyor. Siz de elinizden geleni yapın” dedi. Onlar da katıldıklarını söylediler.
** Telkinler pek karşılığını bulmamış, o görüntüler yaşandığına göre.
Belki güçleri yetmedi. Bu bir görüş alış verişiydi.
** O gün, o görüntüler yaşanırken ne hissetiniz?
Üzüldüm, çok üzüldüm. Keşke olmasaydı.
** Habur’da Mahmur ve Kandil’den gelenlerin yargılanmaları ile ilgili bir tartışma var. Savcılar oraya niye gitti?
Abdullah Öcalan niye İmralı’da yargılandı, Ankara’da yargılanmadı? Bana bunun cevabını versinler. İmralı’da ağır ceza mahkemesi mi vardı? Yoktu. Orası Marmara Denizi’nin ortasında küçük bir ada. Devlet kalktı, oraya mahkeme götürdü, hakim götürdü, bina yaptı.
ŞARTLARIN GEREĞİ YAPILIYOR
** Habur’da olan da bir devlet kararı mıydı?
Eyvallah. Devlet oturuyor, o günün şartlarında ne yapılması gerekiyorsa yapıyor. Birisi müracat ediyor, “Burada emniyetim yok. Bir tedbir alınması lazım” diyor. Devlet, ilgililer oturuyor, bu kararı veriyor. Burada ne telkin ne de yargıya baskı var. Böyle bir şey söz konusu değil. Zaten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı gerekli açıklamayı yaptı.
** Yaşananlar demokratik açılım sürecini aksattı mı?
Süreci etkilememiş olması düşünülemez, tabii ki bir şekilde etkiledi. Ama, biz bir tek olayla, bir tek tutumla kararımızı vermedik. Sayın Başbakanımız bunun bir devlet projesi olduğunu söyledi. Bu AK Parti’nin bir projesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milleti’nin meselesidir. Biz birileri provokasyon yapacak diye bu projeyi hayata geçirmekten vazgeçemeyiz. O zaman Türkiye’de barışı istemeyenlere hizmet etmiş oluruz.
ORGANiZE OLMAYAN KiTLELER SADECE SANDIKTA KONUŞUR
** Önceden Diyarbakırlı Mehdi Eker’diniz, şimdi Kürt Mehdi Eker oldunuz, bu değişimi neye bağlıyorsunuz?
Türkiye’de bugün belki etnik milliyetçilik duyguları bir şekilde körükleniyor. Bu, birtakım yanlış uygulamalardan geliyor. Biz de zaten tam da bunun için, bu sorun daha derin bir toplumsal krize dönüşmesin diye bu süreci gündeme getirdik. Birlik ve beraberliğimizi demokratikleşme projesi ile inşa edeceğiz. Arzu edilmeyen birtakım gelişmelerin önüne geçmek için bunlar yapılıyor.
DİYARBAKIR HER KESİME AÇIK
** Diyarbakır’da neden İnegöl köftecisi, Karadeniz pidecisi açılmıyor?
Demek ki yeteri kadar batıdan göç yok. Diyarbakır kimseye kapalı değildir. Diyarbakır kendi civarından, kırsaldan göç alır. Bazı şehirler, ülkesel, hatta küresel göç alır. Mesela, Bursa ülkesel göç alan bir yerdir. Dolayısıyla orada Tekirdağ köftecisi de kaburga dolması da Adana Kebap da Karadeniz pidesi de var.
** BDP, bölgede yaşayan bütün Kürtler’in temsilcisi olarak algılanıyor, şiddeti reddeden sağduyulu Kürtler’in neden sesi pek çıkmıyor?
BDP bir siyasi partidir, TBMM’de grubu vardır, öyleyse kamuoyu önüne çıkma imkânı daha fazladır. Ama, bölgede BDP’ye oy vermeyen çok daha fazla Kürt vatandaşımız var. Mesela biz BDP’den daha fazla Kürt oyuna sahip bir partiyiz. Ama, kitleler eğer organize değillerse, bunlar sessizdir. Bunlar sandıkta konuşur, onun dışında konuşmazlar.
** Ankara’da, Balıkesir’de, Manisa’da yaşayanlar “Diyarbakır da Hakkari de Şırnak da benim” diyor ama neden biz Kürtler’den, “Ankara benim, İstanbul benim, Antalya benim” diyene pek rastlamıyoruz?
Aslında çok büyük çoğunluk buna inanıyor. Bir Diyarbakırlı vatandaşımız Marmaris’in de tapusuna sahip, İstanbul’un da, Yalova’nın da Rize’nin de Antalya’nın da Şırnak’ın da Hakkari’nin de tapusuna sahip. 72 milyonun cebinde Türkiye’nin her karış toprağının tapusu var. Türkiye’deki Kürt nüfusun çoğunluğu Doğu’da, Güneydoğu’da yaşamıyor, bu bölgelerin dışında yaşıyor. Kimse de “Sen niye burada yaşıyorsun” demiyor.
** Bölgedeki dini değerlere bağlılık nereden geliyor?
Diyarbakır, Müslümanlar açısından çok önemli. Hz. Ömer’in halife olduğu dönemde Miladi 638 yılında, yani Türkler’in Anadolu’ya 1071’de Malazgirt’le gelmesinden 350 sene önce Diyarbakır Müslüman. Hz. Ömer halifeyken, İslam ordularının ünlü komutanı Halid Bin Velid Diyarbakır’ı alıyor ve Ulu Cami Anadolu’nun ilk camisi. Ondan önce orası Sentoma Kilisesi, daha önce de Mecusiler için bir ibadethane. Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman da orada şehit oluyor, onun adına Anadolu Selçuklular’ı zamanında Hz. Süleyman Camii inşa edilmiş. Hz. Muhammed’i görmüş, onunla yaşamış, arkadaş olmuş 27 sahabe, Diyarbakır’da o caminin haziresinde medfun. Yani Müslümanlar tarafından şehir alındıktan sonra, Müslümanlar’ın önemli bir kısmı orada kalıyor, yaşıyor, orada vefat ediyorlar. Dünyada Mekke ve Medine’den sonra en çok sahabenin medfun olduğu şehir Diyarbakır’dır. İslam tarihi açısından çok çok önemli.
25 senede sorun çözülemediyse demek ki yöntemde sakatlık var
** Terörle mücadelede bir yöntem değişikliğine gidilmesinin sancıları mı yaşanıyor?
26 sene fiilen çatışmayla, operasyonla geçti. Ben arabayla Diyarbakır’a eşimle çocuğumla giderken, belli yerlerde durdurulurduk, inerdik, araba aranırdı, kimlik sorulurdu. Ne kadar çözüldü? Demek ki yöntemde bir sakatlık, yanlışlık var. Demek ki o yöntem bu işi çözmeye yetmedi. Eğer bir yöntem 25 sene boyunca bir başarı getirmemişse o zaman yöntemi sorgulamak lazım. Bu yöntemi değiştirmek lazım. Daha etkili bir yöntem bulmak lazım.
** Buldunuz mu?
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi. En doğru yöntem bu. Aynaya bakmaktan korkmamalıyız. Hata yaptığımızda açıkça “Hata yaptık, bu hatayı düzeltelim” diyeceğiz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlattı. Yarın bir kapatma davası açılırsa gerekçelerden birisi olma ihtimali var. Olmamış çocuğa don biçiyorsunuz. Böyle bir şey olur mu?
** Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bir inceleme başlatıldığına dair açıklama yaptı.
CHP de aynı şeyi söyledi, doğru değildir. Sayın İçişleri Bakanımız’ın Sayın Türk ile yaptığı konuşmayla ilgili gensoru verildi. Konuşma 4 kişinin arasında geçiyor, Sayın Atalay, Sayın Türk, Sayın Sakık, 4 kişi de “Hayır, böyle bir şey konuşulmadı” diyor. Buna rağmen, “Yok, siz bunu konuştunuz” diyorsunuz, gaipten ses mi duydunuz? Gaipten duyduğunuz ses hayra alâmet değildir. Olmayan bir şeyi duymanın tıpta bir karşılığı vardır.
Çeşitlilikten kimse rahatsız olmamalı
** Eşiniz Kürt değil galiba, evde sağladığınız uzlaşmayı ülkede de sağlayabilecek misiniz?
Ben Diyarbakırlıyım, eşim İstanbullu. Biz Osmanlı bakiyesi bir toplumuz. Osmanlı’nın içinde çok çeşitli unsurlar vardı. Bu kültürler birbiri içerisinde karışıp zenginleşti. Bu çeşitlilikten kimse rahatsız olmamalı. Çerkezler de Lazlar da Boşnaklar da olduğu gibi Kürtler ile Türkler arasında da aile bağları var. Bunları kimse söküp atamaz. Bu bağlar bu toplumun birlikteliğinin garantörüdür.
Shakespeare niye çıkmıyorsa...
** Kürtler’den yeni bir Ziya Gökalp neden çıkmıyor?
Ziya Gökalp, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felfesi üzerinde fikirleriyl etkisi olan birisi, aynı zamanda İttihat ve Terakki Partisi’nin etkin üyelerinden. 19. Yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadığı sancılı, çok zor bir dönemdir, o sürecin ortaya çıkardığı bir şahsiyettir. İngiltere’de şu anda niye bir Shakespeare, Almanya’da Goethe, Rusya’da niye bir Tolstoy, Dostoyevski, Fransa’da niye bir Balzac çıkmıyor? Ziya Gökalp de o nedenle yok.
Mehdi Eker kimdir?
Mehmet Mehdi Eker, 1 Ocak 1956’ da Diyarbakır Bismil’de doğdu. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni bitirdi. Yüksek lisansını İngiltere’de University of Aberdeen’de “Tarım Ekonomisi” alanında, doktorasını Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yaptı. Lalahan Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürü, Bakanlık Müşaviri oldu. 22. Dönem’de AK Parti Diyarbakır Milletvekili olarak parlamentoya girdi. 59. ve 60. hükümetlerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı görevini üstlendi. İngilizce bilen Eker, evli ve 3 çocuk babası.
BUGÜN
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 10:15