DAILY TELEGRAPH: İNGİLTERE, AVRUPA BİRLİĞİ'NDE TÜRKİYE'YE YER ARIYOR
LONDRA - Daily Telegraph gazetesi, ''İngiltere Avrupa Birliği'nde Türkiye için bir yer arıyor'' başlıklı haberinde Downing Street sözcülerinden birinin Blair'in, Ankara'ya, ''istikrarlı bir İslam demokrasisinin Avrupa Birliği içinde hoş karşılanacağı'' mesajını vermek istediğini yazıyor.
''Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişi yalnızca bazı ülkelerin Türkiye'nin insan hakları karnesiyle ilgili şüpheleri nedeniyle değil, bazı Avrupa Birliği liderlerinin birliğin tek Müslüman üyesinin kabulüne karşı çıkmaları yüzünden de tartışmalı bir konu. Blair, üyeliği, Avrupa Birliği içindeki güç dengeleri açısından kaçınılmaz bir takım zorluklar oluşturacak olmasına rağmen, Türkiye'nin sürekli destekçisi oldu''
Times gazetesi de, Blair'in Türkiye ziyaretiyle ilgili baş makalesinde ''Üyelik müzakarelerine başlamak için tarih almak, üyeliğin hemen gerçekleşeceği anlamına gelmiyor'' diyor. ''Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, bunun uzun ve zorlu bir süreç olacağını söylerken haklıydı'' ifadesine yer veren gazete, ''Ankara da bu sürecin en az 10 yıl alacağını kabul etti'' diyor.
''Ancak Blair, Avrupa Birliği'nin sözünü tutması için ısrarcı olmalıdır. Büyüklüğüne ve görece yoksulluğuna rağmen Türkiye, bir takım ''özel ortaklık'' laflarıyla bir kenara itilmemelidir. Avrupa Birliği'ne tam üye olmaya hazırlanan Ankara'ya bağlı olan önemli meseleler var. Özellikle de iki önemli çatışmanın sınırında, Irak'ta ve Filistin sorunundaki rolü daha da önemlidir''
Times, baş makalesinde NATO'nun önümüzdeki ay Türkiye'de yapacağı toplantıda Ankara'nın Irak ve Orta Doğu barış planına konusunda Batılı müttefiklerine ne şekilde destek olabileceğinin ele alınması gerektiğini de yazıyor. Gazeteye göre Türkiye, müttefiklerine ve özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'ne, hem Orta Doğu barış planı konusunda hem de Irak'ta yönetimin Iraklılar'a devri sırasında, Arap komşularıyla ilişkilerini de kullanarak, bölgesel istikrarın korunması konusunda destek olmalı.
İngiltere Başbakanı Türkiye'yi ziyaret ederken, Londra'da Blair hükümetinin geleceği tartışılıyor.
Gazeteler Iraklı esirlerin koalisyon askerleri tarafından işkence ve kötü muameleye tabi tutulduklarının ortaya çıkmasıyla Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush gibi Blair'ın üzerindeki baskının da giderek arttığını ve lideri olduğu İşçi Partisi içinde Blair'in istifa edebileceğine dair söylentiler dolaştığını yazıyor.
Times gazetesi birinci sayfa haberinde Başbakan Blair'in ve ABD Başkanı George Bush'un Irak'ın kontrolünü ülkenin güvenlik güçlerine bırakarak koalisyon askerlerinin Irak'tan çekilmesini hızlandıracak planlar yaptıklarını ve bu adımın Blair'in istifasına dair söylentilerin hız kazandığı bir ortamda atıldığını yazıyor.
Guardian ise manşetinde ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in, istihbarat toplama programının sıkılaştırılmasına onay vererek Iraklı esirlerin işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmasına yol açtığını yazıyor. New Yorker dergisinin özel haberine dayanan Guardian'ın haberi şöyle sürüyor:
''İstihbarat toplama amacıyla fiziksel zorlama ve cinsel aşağılamayı teşvik eden bu operasyon Başkan George Bush ve sayısı 200'den biraz az uygulayıcısı tarafından biliniyordu. Rapora göre, Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice de bunu onayladı. Eski bir istihbarat görevlisinin New Yorker'e yaptığı açıklamaya göre bu programda 'kimi yakalamanız gerekiyorsa yakalayın. Ne isterseniz yapın' kuralı geçerliydi''
Independent gazetesi ise birinci sayfasında ''Savaş başladığından beri 777 Amerikan ve 67 İngiltere vatandandaşı öldürüldü. Ölen Iraklılar'ın sayısını neden bilmiyoruz?'' diye soruyor.
Gazete müttefiklerin savaştaki sivil kayıplar konusunda Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal etmekle suçlandığını yazmış.
''Modern savaşlarda bu alışılmış bir durum değil. Geçmişteki çatışmalarda sivil kayıpları tespit edebilmek için çaba harcanmıştı. Uzmanlar, Cenevre Sözleşmesi'ne göre Irak'taki sivil kayıpların tespit edilmesinden koalisyon güçlerinin sorumlu olduğunu belirtiyor. Amerikan Savunma Bakanlığı ise cesetlerin hesabını tutmanın bir yararı olmadığını söylüyor. Ancak, müttefikler tarafından yok edildiği sanılan ''Saddam destekçileri'' ya da ''El Kaide unsurları'' olarak tanımlanan Iraklı savaşçıların sayılarını vermekte hiç bir sakınca görmüyorlar''
Financial Times gazetesi yazarı Wolfgang Munchau, Avrupa Anayasası tartışılırken Fransa ve Almanya'nın politikalarını giderek daha da eşgüdümlA ''özel ortaklık'' laflarıyla bir kenara itilmemelidir. Aü bir hale getirdiklerini ve bunu diğer Avrupa Birliği üyelerine rağmen yaptıklarını yazıyor.
Financial Times yazarına göre Avrupa anayasasının önemi Avrupa'nın bütünleşip bütünleşmemesi değil ancak bu bütünleşmenin nasıl olacağı.
''Eğer anaysa onaylanırsa, bütünleşme Avrupa Birliği'nin çatısı, onun mevcut ve yeni kurumlarının çatısı altında gerçekleşecek, Onaylanmazsa Avrupa bütünleşmesi Fransa ve Almanya'nın başını çektiği ikili ve çok taraflı bir aşamaya geçecek. Fransız-Alman birliği önemli çünkü bu stratejik bir adım. Hiç kimse, Almanya ve Fransa'nın, diğer Avrupa ülkelerine rağmen, ortak tutumlarını kabul ettirme konusundaki kararlılıklarını küçümsememeli''
Times gazetesi Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin ülkesi İtalya'nın merkez sağ hükümetinin başarısız ekonomi politikalarını ve Irak savaşındaki rolünü sert bir şekilde eleştirerek iç siyasete geri döndüğünü yazmış. Gazeteye göre muhalifleri Prodi'yi son 6 ayında Avrupa Birliği'ndeki önemli görevini bir kenara bırakmakla suçluyor.
Times kamuoyu araştırmalarının Başbakan Silvio Berlusconi'nin Irak savaşı konusunda İtalyan halkının desteğini kaybetmeye başladığını gösterdiğini Berlusconi'nin Prodi'nin başını çektiği merkez sol karşısında da geride kaldığını yazıyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:13