
Davutoğlu, 'Biz kimin terörist olduğunu biliyoruz'
Davutoğlu, 'Biz kimlerin gerçekten terörist olduğunu biliyoruz' dedi.
Bakan Davutoğlu, Suriye’de krizi sona erdirmeyi amaçlayan Cenevre-2 Konferansı’nda bir konuşma yaptı. Davutoğlu, "Suriye’de 5 milyon terörist var. Bunlar Suriye’de Esed rejimine karşı yaşamaya çalışıyor. Suriye halkına varil bombaları atılıyor, çünkü onlar terörist, evet doğru söylüyorsunuz. Teröristlere karşı Scud füzeleri atıyorlar, ağır bombardımana tutuyorlar, kimyasal silahlarla onları öldürüyorlar. Biz kimlerin gerçekten terörist olduğunu biliyoruz. Rejimin temsilcileri bu yalanlarla insanları kandırabileceklerini düşünüyorlar. Ve bütün bu insanlığa karşı işlenen suçlardan sonra burada durabiliyorlar, tarih onları çok kötü şekilde cezalandıracak" ifadelerini kullandı.
"NÜRNBERG’DEN BU YANA EN KORKUNÇ İŞKENCELER YAPILIYOR"
Suriye’de her şeyden önce şiddetin sona erdirilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Bizler çok korkunç 11 bin fotoğraf gördük. Burada sistematik bir şiddet var. İnsanların öldürüldüğünü görüyoruz. Nürnberg’den bu yana böyle korkunç işkence fotoğrafları görülmemişti. Burada insanlığa karşı bir suç işlenmiştir Bu katliam, insanlığa karşı bir suçtur ve bunu işleyenler hesap vermelidir. Bazıları bu korkunç fotoğrafları görmezden gelebilirler. Onlar Srebrenitza katliamını da görmediler. Ancak o görüntüler hala insanların akıllarından gitmiyor. Buna engel olamadılar. Suriye’de bu katliamı yapanlar adaletin önüne çıkacaktır. Uluslararası toplum burada böyle bir katliam sürerken buna gözlerini nasıl kapatabilir? Bu kadar çok Suriyeli hayatını kaybederken, rejim sebebiyle her gün insanlar ölürken uluslararası toplum nasıl hareketsiz kalır?" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN 6 MADDELİK BEKLENTİLERİ
Türkiye’nin Cenevre-2 Konferansı’ndan beklentilerini de sıralayan Davutoğlu, "Öncelikli ana amacımız, Cenevre Belgesi’ndeki maddelerin uygulanmasıdır" dedi. Davutoğlu, "İkincisi, bugünkü Cenevre-2 Konferansı,kendi kendine oluşan bir konferans değildir. Suriye’ye barış getirmeyi amaçlamaktadır. Artık bir hayatın bile kaybedilmemesi lazım. Üç, Cenevre anlaşması hayata geçirildikten sonra politik bir değişiklik olmalı, iktidar değişmeli. Bu, anlaşmada da açıkça ifade edilmiştir. Geçici bir hükümet kurulmalı. Tam yürütme yetkisine sahip geçici hükümet, hem muhalefetin hem Suriye tarafının ortak rızası ile oluşturulmalı" dedi.
Dördüncü madde olarak, Suriye rejiminin meşruiyetini kaybettiğini vurgulayan Davutoğlu, "Eline kan bulaşanlar Suriye yönetiminde olamazlar. Beş, Suriye’de artık insanların ölümüne son verilmeli. Altı, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı korunmalı. Suriye’nin geleceği demokratik olmalı ve çoğunluğa dayanmalı ve insan haklarına saygılı olmalı, hukukun üstünlüğüne saygı duyulmalı. Her vatandaş etnik geçmişi ne olursa olsun yasa önünde eşit olmalı" şeklinde konuştu.
"REJİMİN ELİNDEKİ ESİRLERE İŞKENCE EDİLİYOR"
Davutoğlu, "Rejimin elinde şu anda birçok insan tutsak ve bu insanlara işkence ediliyor. Aynı zamanda Suriye’nin kültürel mirası çok ciddi zarar görüyor. Rejimin politikaları bölgemizin istikrarını tehdit ediyor. 2 milyondan fazla Suriyeli, evlerini terk etti ve komşu ülkelere sığındı. Dönecekleri günü bekliyorlar. Türkiye’de 700 bin Suriyeli mülteci var, bizler onlara kapılarımızı açmaya devam edeceğiz. Evlerine dönene kadar onları ülkemizde ağırlamaya devam edeceğiz. Suriye’de gıda, tıbbi malzeme yok, bu ihtiyaçlar karşılanamıyor. Abluka yüzünden insanlar temel ihtiyaçlara erişemiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
"BU FIRSAT KAÇIRILMAMALI"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ayrıca, "Suriye’de çözüm bulunması gerekiyor. Bugün tarihi bir an yaşıyoruz. Bu konferans gerçekten çok önemli ve büyük bir fırsat. Suriye’de ve Suriye dışındaki herkese bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini söylüyoruz. Suriye’nin gücü, bizim gücümüz olacaktır. Bizler Suriye’nin güvenliğini temin ediyoruz. Tiranlığın orada yok olmasını istiyoruz. Türkiye bu yolculukta, her zaman Suriye halkı ile birlikte olacaktır" dedi.
MUALLİM’İN KONUŞMASI HAYAL KIRIKLIĞINA YOL AÇTI
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye rejimi Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in Cenevre-2 barış konferansında yaptığı konuşmanın saldırgan bir üslupla diğer ülkeleri suçlamaya yönelik olduğunu ve bu sebeple hayal kırıklığına yol açtığını söyledi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Cenevre’de Türk basın mensuplarıyla bir araya gelerek, Cenevre-2 barış konferansını değerlendirdi. “Savaş ve insanlık trajedisine yol açan katliamlar iki ay sonra üçüncü yılını dolduruyor” diyen Davutoğlu, “20. yüzyılda da, modern dönem siyasi tarihinde de üç yıl böylesine büyük insani facialara yol açan bir krizin herhangi bir çözüm çabası olmaksızın sürmesi çok nadirdir ve aslında uluslararası toplum için bir utanç vesilesidir” şeklinde konuştu.
150 bin kişinin kayıtlı, muhtemelen 250-300 bin kişinin de kayıtsız olarak öldüğü kabul edilen, 2,5 milyon kişinin mülteci durumuna düştüğü, en az 7 milyon kişinin Suriye içinde mülteci durumuna düştüğü ve milyonlarca insanın acil yiyecek ve ilaç ihtiyacında olduğu bir konjonktürden bahsedildiğine dikkat çeken Bakan Davutoğlu, “Aylardır bu konferansın hazırlıkları yapılıyordu. Biz Türkiye olarak da, Cenevre-1'e katılırken de, şimdi de tam bir iyi niyetle bu hazırlıklara katkıda bulunduk. Cenevre-1 bildirgesini oluşturan, yazımına katkıda bulunan ülkelerin başında geliyorduk” dedi.
Bakan Ahmet Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Mayıs ayında Sayın Kerry Türkiye ziyaretinde de bu konuda da teklifte bulunduğunda ve Lavrov'la görüşme sonrasında bu süreç başladığında, daha sonraki görüşmelerimizde de Cenevre-2 hazırlıklarına her türlü katkıda bulunacağımızı ifade ettik. Son haftalarda bu katkılarımızla ilgili çalışmalarımızı yoğunlaştırmıştık. Özellikle Suriye Ulusal Koalisyonu'nun Cenevre-2 Konferansı'na katılımı hususunda son bir hafta içinde yoğun bir diplomasi yürüttük bütün taraflarla. Bugün de bu toplantı gerçekleşti. Her şeyden önce Suriye halkı için hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah bu çekilen acılardan sonra huzur ve istikrar dönemi başlar.”
“MUALLİM’İN KONUŞMASI HAYAL KIRIKLIĞINA YOL AÇTI”
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in konferansta yaptığı konuşmayı da değerlendiren Davutoğlu, “Ama samimi kanaatimi ifade etmek istersem, bu sadece benim kanaatim değil, daha sonra yaptığım ikili görüşmeler ki, aralarında birçok tanınmış önemli ülkenin dışişleri bakanları da var, maalesef ilk oturumda Suriye rejiminin dışişleri bakanının konuşması gerçekten konferansın ruhuna, Cenevre-1 bildirisinin esasına aykırı bir nitelik taşıyordu. Bütün konuşmada Cenevre-1 bildirisinin ve anlaşmasının, mutabakatının ne derseniz deyin, esasını teşkil eden geçiş hükümeti kavramını bırakın, geçiş kavramına dahi bir atıf olmaksızın, sadece saldırgan bir üslupla diğer ülkeleri suçlamaya dönük ve Suriye'deki vakıayı ve yaşanan olayları, gerçek yüzünü örtmeye dönük bir çaba sergiledi. Bu büyük bir hayal kırıklığına yol açtı. Birçok ülke, daha sonra bu mantıkla konferansta nasıl netice alınabileceğini sorguladı. Biz Türkiye olarak, bize dönük bazı eleştirilere de açıkça konuşmamda cevap verdiğim gibi, Suriye rejiminin bu üslupla, bu yaklaşımla gerçekleştirdiği insanlık suçlarını örtmeye gücü yetmez” ifadelerinde bulundu.
“TÜRKİYE'YE DÖNÜK ELEŞTİRİLERDE BULUNMUŞ OLMALARI KABUL EDİLEMEZ”
Davutoğlu, son üç yıldır her türlü yöntemle Suriye halkının katledildiğini, tasfiye edilmeye çalışıldığını, etnik kıyım uygulandığını, insanlık suçları işlendiğini, keskin nişancılarla, tank ve topçu ateşleriyle, hava bombardımanı ile, varil bombaları ile, Scud füzeleriyle, kimyasal silahlarla denenmedik yöntem kalmadığını vurgulayarak, “Buna rağmen hala bütün bu faciadaki rollerini unutup, başka ülkelere, bu arada Türkiye'ye dönük de eleştirilerde bulunmuş olmaları kabul edilebilir bir durum değildir” dedi.
Bakan Davutoğlu şöyle devam etti:
“Bütün bir halkı terörist ilan etmek, şehirleri terörist ilan etmek, 2. Dünya Savaşı'ndaki Nazi yöntemlerini aratan resimlerle bir halkı katletmeye çalışmak. Srebrenitza'da olduğu gibi BM'nin atıl kalmasından istifade, uluslararası toplumla neredeyse alay edercesine bu katliamları sürdürmek herhalde 21. yüzyılın ilk büyük suçunu da oluşturmaktadır. Gönül isterdi ki ve ümit ederdik ki, konferans daha olumlu bir atmosferde başlasın, buna rağmen Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Ahmet el Cerba'nın konuşması çok daha serin kanlı ve doğrudan hedefe müteallik bir konuşmaydı. Provokatif saldırılara cevap vermeyen bir yaklaşım sergiledi. Suriye Ulusal Koalisyonu'nu bu tutumu ve katılımları dolayısıyla tebrik ediyoruz.”
Cenevre’de yaptığı ikili görüşmelerden de bahseden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şunları söyledi:
“Konferansın bundan sonraki aşamasıyla ilgili olarak, BM Genel Sekreteri Sayın Ban ki-mun ile sabah saat 07.00'de bir toplantı gerçekleştirdim. Dün akşam Suriye Ulusal Koalisyonu temsilcileri ile gece geç vakitlere kadar süren bir görüşme gerçekleştirdim. Biraz önce Sayın Kerry ile durumu değerlendirdiğimiz kapsamlı bir görüşme yaptık. Yine Hollanda ve Almanya dışişleri bakanları ile, ki Alman Dışişleri Bakanı Sayın Steinmeir ile bu anlamda ilk defa, daha önce görüştük, telefonlaştık ama oturup gerek Suriye'yi, gerek ikili ilişkileri, bundan sonra yoğun bir takvim var. Bunları konuştuk. İngiltere Dışişleri Bakanı ile bu konuları detaylı olarak bu konuları ele aldık. Birazdan da Danimarka Dışişleri Bakanı ile görüşeceğim. Bu anlamda Cuma günü başlayacak olan müzakerelerin başarılı olabilmesi için bir kere her iki tarafın eşit şartlarda müzakerelere başlaması lazım.”
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 08:18