Gündem
  • 20.7.2012 00:17

Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na : 'Edep ya hu'

 İstanbul Şehir Üniversitesi'nde düzenlenen "Türkiye'nin İslami İlimler Birikimini Dünyaya Açmak" panelinde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Dışişleri Bakanı, CHP Genel Başkanı'na sert mesajlar gönderdi.

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine ilişkin sözlerine ilişkin, ''Biz bu konulara da, Hazreti Mevlana'yı, Hacı Bektaşı Veli'yi benimseriz. 'Edeb ya hu' deriz ya da 'Sükut ediyorsam asaletimdendir, söyleyecek sözüm var ama bir söylenen söze, lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye' diyerek, zaten ilkeyi Hazreti Mevlana koymuş. Şimdi bu söze ne söylenir. Edeb ya hu denir, İnşallah, bir daha Türk siyaseti böyle bir uslüp kullananların eline kalmaz denir'' dedi.
     Gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, Şam'daki patlamaya ilişkin bir soru üzerine, şunları ifade etti:
     ''Dünkü tablonun (Şam'daki patlama) ortaya çıkmasını hiç kimse istemezdi, biz de istemezdik. Suriye gibi dost ve kardeş bir ülkenin, bir halkın Şam gibi, bizim Şam-ı Şerif dediğimiz kutsal ve büyük bir medeniyet merkezinin böylesine bir bombardımana tabi tutulması, böylesine bir acı olaylar yaşamasını istemezdik.''
     Suriye yönetiminin kendi halkıyla barışmak yerine, halkıyla birlikte sağlam zeminde yeni bir reform süreci başlatmak yerine bu halkı bastırmak, bu halkı top ve tank ateşine tabi tutmak kararı aldığı zaman Suriye'de son aşamaya girildiğini belirten Davutoğlu, geçen yıl ramazan ayında Hama şehrinin top ateşi altında olduğunu anımsattı.
     Davutoğlu, geçen yıldan beri bir çok şehrin top ateşi altında olduğunu da kaydederek, Suriye yönetiminin acımasız yöntemlerini durdurma imkanı olmadığı andan itibaren Türkiye'nin Suriye yönetimine karşı açık tavır alma kararı verdiğini hatırlattı.
     ''Dün, keşke bunların hiçbiri yaşanmasaydı, keşke bu acıları Suriyeli kardeşlerimiz hiç görmemiş olsalardı'' diyen Davutoğlu, bu acıların müsebbibinin kendi halkına savaş açmış olan yönetim olduğunu dile getirdi.
     Davutoğlu, ''Maalesef bizim, bütün Arap toplumlarının, bütün uluslararası kuruluşlarının seslenmelerine rağmen bu politikayı sürdüren yönetimdir, müsebbibi başka yerde aramasınlar. Türkiye bu tür yollara hiçbir zaman tevessül etmemiştir. Tevessül de etmeyecektir. Ancak tarihin öğrettiği bir şey zulm ile abad olunmayacağı gibi, bir halkı sürekli top, tank ateşiyle baskıyla da susturmak mümkün olmaz'' dedi.
    
     -Irak hava sahası-
    
     Irak havasının Türkiye'ye kapatılıp kapatılmadığına ilişkin bir soru üzerine de Davutoğlu, ''Dün hayretle ben de gazetelerde okudum, Irak hava sahası Türkiye'ye kapatıldı diye. Böyle bir durum söz konusu değil'' dedi.
     Bu anlamda bir gerginlik de yaşanmadığını ifade eden Davutoğlu, Irak tarafından tespit edilen bir uçağın söz konusu olduğunu, bunun Irak tarafından kendilerine iletildiğini söyledi.
     Davutoğlu, o uçağın hangi ülkeye ait olduğunun da o ülke ile Irak arasındaki bir ilişki olduğunu da dile getirdi.
     ''Türkiye-Irak hava sahası bir dakika bile kapanmamıştır'' diyen Davutoğlu, buradan hareketle basında bazı çevrelerin kriz çıkarma çabalarını da Türk basını adına da hayretle izlediğini söyledi.
     Bulgaristan'daki saldırının Türkiye'den geçen saldırganlarca yapıldığına ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine de Davutoğlu, Bulgaristan'da İsrailli turistlere karşı yapılan saldırıyı kınadıklarını belirterek, o saldırıda vefat eden sürücünün de Türk kökenli Bulgaristan vatandaşı olduğunu kaydetti.
    
     -Kılıçdaroğlu'na cevap-
    
     Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik ifade ettiği bazı sözlerin anımsatılması ve bir özür bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine de, şunları söyledi:
     ''Bir kaç gün hiçbir şey söylemedim. Ama o kadar çok soruldu ki bu soru kısa bir açıklama yaptım. Niye söylemedim. Çünkü benim üslubum, hayat anlayışım, ahlak anlayışım, dil anlayışım buna cevap vermeyi bile zul addeder. Türk siyaseti için şansızlıktır. Ana muhalefet lideri, kongresini yapan, iddialı bir şekilde Türkiye'yi yönetme iddiasında olan bir liderin, herhangi bir küçük sosyal cemiyette bile sarf edilmeyecek üslubu, kamuoyunda paylaşmış olması her şeyden önce hepimizin, Türkiye'de siyasetin ne seviyeleri düştüğünün görülmesi bakımından ibret vericidir.
     Benden özür dilemesi yetmez. Öncelikle kendi içinde kendisinden özür dilemesi lazım. Türk halkından özür dilemesi lazım. Bu benimle ilgili bir mesele değil. Özür dilenerek kapanacak bir konu da değil.
     Biz bu konulara da, Hazreti Mevlana'yı, Hacı Bektaşı Veli'yi benimseriz. 'Edeb ya hu' deriz ya da 'Sükut ediyorsam asaletimdendir, söyleyecek sözüm var ama bir söylenen söze, lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye' diyerek, zaten ilkeyi Hazreti Mevlana koymuş. Şimdi bu söze ne söylenir. Edeb ya hu denir, İnşallah, bir daha Türk siyaseti böyle bir üslup kullananların eline kalmaz denir.''
 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 16:37

İLGİLİ HABERLER