Medya
  • 14.1.2003 12:19

DENİZ GÖKÇE YİNE FATİH ALTAYLI'YI YAZDI

DENİZ GÖKÇE-AKŞAM Örnek gazeteci: Fatih Altaylı! Türkiye'de medya ciddi bir sorun! Ama üzülmeyelim. Kısa bir süre gerçekleri saptırmak mümkün. Ama uzun vadede kimse 'tabiat anayı' kandıramaz. Zaman her şeyin çözümünü getirir, gerçekleri de gün ışığına çıkartır! Uzun vadede gerçek su gibidir. Akar ve yerini bulur! Bu medyada da geçerli. Tetikçi tutarsız, uydurukçu ve yüzeysel medya da sonunda yakalanır, afişe olur. Size bir örnek gazeteci olarak Fatih Altaylı üstadımızı sunuyoruz! Hani bizim 'Nasıl adam oluruz!' köşesinin mucidi kahramanımız var ya, o! Elimde bir kitap var! Adı 'Güneş Doğudan Yükselir'! Kasım 2002 arihinde, yani taze basılmış bir kitap! Kitap başarılı Milli Futbol Takımı çalıştırıcımız Şenol Güneş'in hikayesini anlatıyor. Başından sonuna tüm hikayesini. Kitabın yazarı İhsan Öksüz adlı birikimli ve çalışkan bir gerçek gazeteci. İhsan Öksüz 1953 yılında Trabzon'da doğmuş, 1975 yılında gazeteciliğe başlamış. Türksesi, Yenigün gibi gazetelerde yazıişleri müdürlüğü yaptıktan sonra Hürriyet Haber Ajansı muhabiri olmuş. 1980-2000 arasında ise Anadolu Ajansı Trabzon Bölgesi spor muhabirliği görevinde bulunmuş. Futbol oynamış, futbol kulübü yöneticiliği yapmış, kısa hikayeler yazmış, edebi yazılar, denemeler üretmiş. Spor konusunda araştırmalar yayınlamış. 1997 yılında da Trabzon'da yılın gazetecisi seçilmiş. 2000 yılında basın hizmet ödülünü almış. Şu anda 'Trabzonspor Yaş 35' adlı bir kitabı baskıya hazırlıyor. Mahalli gazetelerde veya ülkenin uzak köşelerinde medyada çalışanlar İstanbul'dakiler kadar kamuuyonun gözönünde olmazlar, tanınmazlar, ama gerçeklere daha yakın olurlar, gerçekleri gazete sütunlarına aktaramasalar da, kitaplar yolu ile açık seçik gündeme getirirler! İhsan Öksüz, Şenol Güneş'in Dünya Kupası serüvenini yakından izlemiş ve özellikle bazı ünlü medya şahsiyetlerinin tutumlarını arşivlemiş. İbret olabilecek bir kitap üretmiş. Bu kitapta, medyadaki en kıvırtkanlardan Fatih Altaylı bol sayıda sayfada yer alıyor. Üstelik kötü örnek olarak kitabın arka kapağında da yer alıyor! Peki neden? En ön yargılı, en mesnetsiz yazar örneği olarak! Üstat neler demiş aktaralım: 'Şenol Güneş Türk Milli Takımı'nın patronluğunu yapacak düzeyde değil. Bence başarılı da değil. Elimizde futbol tarihimizin en başarılı milli takımı var. Ve bu takım ite kaka gidiyor. Dereyi geçerken at değiştirmemek doğru idi. Şenol sağ olsun dereyi geçirdi. Ama şimdi önümüzde okyanus var. Japonya'da bir çeyrek final, bir yarı final istiyorsak, Şenol Güneş ile olmaz!' Bu yazının tarihi Kasım 2001! Altı ay sonra 5 Haziran 2002 tarihinde ise Kore'de ilk maçta Brezilya'ya Koreli hakemin yarattığı bir penaltı ile yeniliyoruz. Fatih Altaylı gene döktürmüş. 'Şenol Güneş çıkmış kendini savunuyor ve hakeme çatıyor. Ben Güneş'in yerinde olsam hakeme teşekkür ederdim. Maç sonrası kendisini tek hedef olmaktan kurtardı diye. Koskoca Milli Takımı emanet ettiğimiz adamın savunmasını dinlediniz mi? Bütün millet enayi, bir o uyanık. Hepimizi kandıracak... Brezilya maçı aslında bilinen bir gerçeği gösterdi. Her elbisenin bir bedeni var. Ve her elbise herkese olmuyor... Güneş Türkiye ikinci liginde teknik direktör olsa ilah olur. Ama Dünya Kupası finalinde oynayan güçlü bir Türkiye'ye malzemeci bile olamaz!' Vay be malzemeci bile olamaz demiş! Tabii ki Genel Yayın Yönetmeninin damadının 'şıppadanak' köşe yazarı olduğu, 'tetikçinin yüceltildiği' bir medya ortamında bu tür yaklaşım normaldır (dikkat: Köşe, köşe yazarın babasının malı değildir, kayınpederinin malıdır)! Ama tabiat ana da intikamını alır! Şenol Güneş gitti ve futbol tarihimizin en büyük başarısını yakaladı ve muzaffer, ülkeye geri döndü! Fatih Altaylı'nın Süreyya Ayhan'a da benzer şeyler yaptığını ekleyelim. Tabii sonunda kaybeden ve kıvırtmak zorunda kalan hep Fatih Altaylı oluyor! 'Şimdi ben Kore'ye gidiyorum. Bize bu büyük mutluluğu yaşatan çocukların dünya üçüncüsü olmalarını izlemeye. Ve onlara teşekkür etmeye. Bizi herhangi bir dalda, tabii olumlu anlamda, dünyanın ilk dördü arasına sokan herkesin elini öpmek gerekmez mi?' İki hafta içinde bu ne değişim? Bu ne muhteşem kıvırtma Allahım! Bence bu sadece ayakta alkışlanabilir! Dikkat edin ama, Şenol Güneş adı da geçmiyor! Tabii iş burada bitmiyor. Dahası da var! 22 Aralık 2002'de, yukardakilerden altı ay sonra, Hürriyet Gazetesi haber yapmış. Eminönü Rotary Kulübü, Başkanı Ediz Temel'in ağzından 'Meslek hayatınız boyunca yaptığınız örnek çalışmalar ile hem meslektaşlarınıza, hem bize örnek oldunuz!' diyerek, 7 bin Rotaryen adına Fatih Altaylı'ya 'Meslekte Hizmet' ödülü vermiş, eminim ayakta da alkışlamışlardır! Size de bravo 'Uluslararası Rotaryenler'! Size de bir ödül gerekli! Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08

İLGİLİ HABERLER