Gündem
  • 16.9.2003 17:59

DENKTAŞ: "BARIŞ VE AB SİYASİ BİR SLOGAN"

LEFKOŞA - Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs Türkü'nün kader anlarını yaşadığını belirterke, "Kıbrıs Türkü kaderini seçimlerde özgür iradesiyle belirleyecek" dedi. Adli Yıl'ın başlaması dolayısıyla düzenlenen törendeki konuşmasında, "Barış ve AB bayrağını açan" partilerin binlerce vatandaşlık verildiğine ilişkin iddialarla seçimlere gölge düşürdüklerini ve Rum'a malzeme verdiklerini de söyleyen Denktaş, törende "Barış ve AB" diyen Baro Konseyi'ne de "Bu siyasi bir slogan. Adalete, devlete dayalı barış diyerek yol göstermenizi dilerdim" diye seslendi. Yakın Doğu Üniversitesi'nde düzenlenen törende yargının temsilcilerinin ardından son konuşmacı olarak kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Denktaş, önce esprili bir uslupla salonu dolduran meslektaşlarına kendi dönemlerinden örnekler verdi ve genç hukukçulara, "Şanslısınız, devletiniz var" diye seslendi. BAŞBAKAN GEREĞİNİ YAPSIN Daha sonra töreni izleyen Başbakan Derviş Eroğlu'na seslenen Cumhurbaşkanı Denktaş, devleti ve asayişi koruyucu yasaların bir an evvel çıkarılmasını istedi. Yıllardan beri gündeme getirilmesine rağmen yasal düzenlemelerin hala beklemede olduğunu söyleyen Denktaş, "Lütfen gereğini yapın" diyerek Başbakan'dan ricada bulundu. Her yıl adli yıl açılış törenlerinde gündeme gelen gençler için ıslahevi kurulması konusuna da değinen Cumhurbaşkanı, "Tek bir kişi olsa dahi gençleri, çocukları kaşarlanmış suçlular arasında tutmak ıslah değil, onları diplomalı suçlu haline getirmek olur" dedi. Cumhurbaşkanı Denktaş, "daha insaflı olmaları için" hakimlerle ilgili komisyon üyelerini cezaevini belirli aralıklarla ziyaret etmeye de çağırdı. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, gündemle ilgili bu kısa konuşmasının ardından, "Burada politika konuşulmaz deniyor ama hayatımız, geleceğimiz sözkonusu" diyerek Kıbrıs sorununa girdi ve Baro Konseyi Başkanı Süleyman Dolmacı'nın konuşmasından başlayarak muhalefete sert eleştirilerde bulundu. Baro Konseyi Başkanı Dolmacı'nın "Barış ve AB yönünde karar aldık" sözlerini "siyasi bir slogan" olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Denktaş, "Hangi barışı istediğimizi söylüyor muyuz. Adalet devletin temelidir. İstediğimiz barışta da adalet ve devletimiz esas olacaktır. Hiç olmazsa baronun barış ve Avrupa Birliği derken adalete, devlete dayalı barış diyerek halkımıza yol göstermesini dilerdik. Herhalde daha gösterirler" diyerek konuştu. Denktaş, özetle şunları söyledi: BİZİ DÜNYAYA AZINLIK OLARAK TAKDİM EDİYORLAR "Devletini kurmuş insanlar, self determinasyon hakkı olan insanlar olarak, hükümetinizim diyerek bizi azınlık olarak dünyaya takdim eden bu insanların peşinde barış ve AB diyerek koşmak bizi nereye götürür. Bizi Simitis'in davet ettiği yere götürür. 'Aman gelin, çok güzel olacak' diyor. Papandreu'nun geçen gün bizi davet ettiği yere götürür. Yunanistan'ın var olduğu, Türkiye'nin var olmadığı Avrupa Birliği'ne. Nedir bu acele. Çünkü yetişip Kıbrıs'ı alırlarsa ondan sonra pazarlıkları bambaşka olacak." Kıbrıs Cumhuriyeti'ni oluşturan hukuka sahip çıkmak gerektiğini, Kıbrıs Türkü'nün burada hakkı olduğunu da söyleyen Denktaş, "O hakkı elimizden almak istediler vermedik, devletsiz bıraktılar devlet kurduk, bütün hakları devletimize simgeledik" dedi. Kapıların açılmasıyla birlikte Güney'deki Türk mallarında taş taş üstüne kalmadığının ortaya çıktığını da belirten Denktaş, bundan mesaj alınması gerektiğini kaydetti. Mayıs'ta Kıbrıs'ın değil Rumların AB'ye gireceğini ve Kıbrıs Türkü'nden buna onay vermesinin istendiğini söyleyen Denktaş, Kıbrıs Türkü'nün ancak devletiyle ve Türkiye ile birlikte AB'ye gidebileceğini anlattı. Denktaş, "AB'ye Kıbrıs olarak Rumlar girdiği takdirde ve biz de peşlerinden koştuğumuz takdirde Türkiye'nin Kıbrıs'ta olan tarihi ve yasal, hukuksal bütün hakları ortadan kalkmış olacak" dedi. Denktaş, özetle şunları söyledi: "Bizim barış ve AB diyerek bayrak açmış olan insanlarımız bu gidişatın bizi nereye götüreceğini bilmezler mi. Devletimize, hukuksal haklarımıza dört elle sarılarak dünyaya 'bunlar benim hakkımdır, bunlardan vazgeçmiyorum. Kıbrıs'ın bütününü almak istiyorsan alamazsın çünkü benim hakkımdır, ben olmadan Kıbrıs giremez' diyemez miyiz. Boğazımızı sıkan mı var. 'Rum tarafını aldın, haksızlık yaptın, haksızlığa boyun eğmiyoruz' demek bize düşer. 1963-64'leri yaşamış olan bu halk devletine sahip çıkamaz mı. Devletinin temelinde Anavatanı ile birlikte bütün dünyaya, uluslararası barolar vasıtasıyla başlamak suretiyle Kıbrıs'a 40 yıldır yapılan haksızlığı, hukuk dışı davranışları, resimlerle belgelerle göstermek şevkini omuzlayamaz mı. Böyle hissetmezsek, herkesin önünde el pençe divan. 'Siz haklısınız, büyük adamsınız, maşallah, aman bizi de kurtarın' diye yalvarmaya dönersek tabiatıyla bizi kolumuzdan tutunca istedikleri yere götürürler." SEÇİMLERDE KARAR VERİLECEK Kıbrıs Türkü'nün kader anını yaşadığını ve Kıbrıs Türkü'nün özgür kararı ile seçimlerde kararını vereceğini söyleyen Denktaş, seçimlere yönelik eleştirileri yanıtlarken de özetle şunları kaydetti: "Seçimlere gölge şimdiden düşürüldü. Kimin tarafından, barış ve AB bayrağını açmış olanlar tarafından. Niçin. Kendileri bilir. 'Türkiye'den onbinlerce insan gelecek, yüz binlerce insana hükümet vatandaşlık verdi ve bu nedenle seçimlere dıştan müfettişler gelmeli kontrol etmeli' dediler. Ve Rum'un istediğini verdiler. Rum bunu kaptı ve 'seçimlerin neticesini kabul etmiyeceğim' diyor. A Yorgo, a Andrea. Senden seçimlerin neticesini kabul et diye yalvaran mı var. İster et, ister etme. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti özgür seçimlerini yapacak, onun neticesinde ortaya çıkacak olan kuruluşu devlet hükümeti olarak tanıyacak ve tanıtacak. Türkiye ile birlikte yoluna devam edecek. O yol barış yolu ama devlete dayalı barış yolu. Türk halkının eşitliğine, egemenliğine dayalı barış yolu. Türkiye'nin etkin ve fiili garantisini içeren barış. Bu mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz ve başaracağız. Türkiye'nin AB'a girmesine de yardımcı olacağız." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:41

İLGİLİ HABERLER