DENKTAŞ: ERDOĞAN'IN BANA DÖNÜK BİR AÇIKLAMASI OLMAMIŞTIR
Müzakerelere başlarken, halka, günü gününe her şeyi duyuracağı sözünü verdiğini ve Ankara'nın da bunu bildiğini kaydeden Denktaş, zaman darlığı olduğunu, halkın Annan planının ne olduğunu, ne getirdiğini, ne götürdüğünü yeni anlamaya başladığını belirtti.
Görüşmelerin ilerleyen safhasında haritalar görüşülmeye başlandığında Annan planının ne olduğunun daha iyi anlaşılacağını ifade eden Denktaş, şöyle devam etti:
''Halka günü gününe neler yapıldığını ve nelerde takıldığımızı, zorluklarımızın neler olduğunu, neleri elde ettiğimizi, neleri elde edemediğimizi söylemek bizim hem görev sorumluluğumuzdur, hem de vicdani görevimizdir. Zannedersem Sayın Başbakan (Erdoğan) buna engel olmak istediği için bir beyanat yapmış değildir.
Biz görüşmeler hakkında yalan yanlış söylemeye başlarsak, propagandaya dönük bir şeyler söylemeye başlarsak o zaman herkesin hakkıdır, bize, 'ne yapıyorsun, niçin yapıyorsun' desin. Biz gerçekleri söylüyoruz. Gerçeklerin dışına çıkmıyoruz. Çünkü zaman dardır, halk ne olduğunu bilmez durumdadır.''
EN ÖNEMLİ KONU DEROGASYONLAR
Denktaş, Türk tarafı için en önemli konunun derogasyonlar olduğunu yineleyerek, esas konulardaki anlaşmanın Avrupa Birliği'nin (AB) temel yasasına eklenmesini ve değişmez hale getirilmesini istediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı açıklamada, ''Derogasyonların muhakkak kalıcı olmasını, hiç olmazsa bir kısmının Türkiye AB'ye üye oluncaya kadar devamını, ama esas konularda, anlaşmanın temelini teşkil edecek olan konularda AB'nin temel yasasına, kuruluş yasasına eklenmesini ve değişmez hale getirilmesini istiyoruz'' dedi.
Bunun olmaması halinde, ''Türklere verilmiş gibi görünen hakların, yeni kararlarla ortadan kaldırılabileceğini ve sadece kağıt üzerinde verilmiş haklar olarak kalacağını'' belirten Denktaş, şöyle konuştu:
''1960'tan çok daha zor duruma gelmiş oluruz. Bu çok hayati bir konudur. Türkiye de bunun üzerinde ısrarla ve önemle durmaktadır. Bu konuda temaslar yapılmaktadır. Bu konuda kati garanti elde etmeden hiçbir yere varılamayacağını herkes söylemektedir. Bu konuda da sabırlı olmamız ve Rumların da buna fazla itiraz etmemesi, eğer bizimle kalıcı, geçerli bir anlaşma istiyorlarsa o zaman buna da fazla itiraz etmemeleri gerekir. Yarın göreceğiz. Bakalım nelere itiraz ediyorlar, niçin itiraz ediyorlar.''
''26 BANKADAN 24'Ü KAPANACAK''
Denktaş, Annan planı temelinde varılacak bir anlaşmanın ardında AB'ye girildiğinde KKTC'deki 26 bankadan 24'ünün kapanacağını ve binlerce insanın işsiz kalacağına işaret ederek, bunların zamana yayılmasını, ekonomik açıdan geçici bir süre zaman tanınmasını istediklerini kaydetti.
Ekonomik açıdan özel haklar ve koruyucu tedbirler de istediklerini anlatan Denktaş, şunları söyledi:
''Bir geçiş dönemi lazımdır. Bunlar derogasyon demektir, bunlar anlaşma demektir. Ümit ederiz ki Rumlar bu durumu görecek. İki taraf arasındaki dengesizliği görüyorlar zaten. Bunlar büyük ölçüde ambargolarla meydana gelmiş bir durumdur, bu ambargoların süratle kaldırılması lazımdır, eğer iyi niyet varsa ve anlaşma isteniyorsa. Silahlanmasının durması lazımdır, iyi niyet varsa. Ve 'Kıbrıs Türkleri vatandaşımızdır, bizim gireceğimiz seçimlere girebilir' diyerek, anlaşma olmadan böyle davetiye çıkarmanın doğru olmadığını anlamaları lazımdır. Bunları hem Türk halkının duyması, bilmesi gerekir hem de bizim halkımızın bilmesi ve geleceği ona göre değerlendirmesi gerekir. Bu yaptığımız halka hizmettir, davaya hizmettir, barışa hizmettir.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:42