Gündem
  • 27.4.2004 16:09

DENKTAŞ'IN AB'YE ÇAĞRISI... ''40 YILLIK HAKSIZLIKTAN VAZGEÇİN''

LEFKOŞA - ''Rum tarafının bizi temsil etmediğini, bizden ayrı bir halk olduğunu, siyasetinin ayrı bir siyaset olduğunu iyi değerlendirin ve bize artık 40 yıllık haksızlıktan vazgeçin'' çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Denktaş, referandum sonuçlarının kendilerine dünyadan eşitliklerinin kabul edilmesini isteme hakkı verdiğini söyledi. Denktaş, Annan Planı'nın geride kaldığını şimdi yeni bir durum bulunduğunu kaydederek, dünyanın Türk tarafına vaat ettiklerini almak için oybirliğiyle, elbirliğiyle, gönülbirliğiyle çalışılması, dağınıklığa sebep verilmemesi gerektiğini belirtti. Referandumlar sonucunda her iki taraftan da ''evet'' çıksaydı devlet ortadan kalkacağı için Cumhurbaşkanlığı koltuğunda 1 saat bile oturmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, halkın bir çok yalanlara kanarak referandumda ''evet'' dediğini söyledi. Denktaş, bundan sonra sürdürülecek siyasette kendisinin soyutlanmasının söz konusu olamayacağını, söz hakkının bulunduğunu kimsenin inkar edemeyeceğini kaydetti. Denktaş, Türk tarafı lehine iyileştirilmesinde büyük katkısı olan Annan Planı'nda tehlikeler gördüğü için halka ''sakın kabul etme'' dediğini dile getirdi ve referandum öncesi verilen sözlerin tutulmasını beklediklerini vurguladı. DENKTAŞ'A DESTEK ZİYARETİ Denktaş, bu sabah kendisine destek için adaya gelen Türkiye Mahalli İdarelere Destek Derneği'nden kalabalık bir heyeti kabul etti. Heyete MAP Genel Sekreteri Ata Tepe de eşlik etti. Çeşitli siyasi partilere mensup belediye başkanlarından oluşan heyet adına konuşan Dernek Genel Başkanı Mehmet Dönmez, Türkiye'den selamlar getirdiklerini belirtti ve referandum sonrası ''çıkan olaylarda'' Cumhurbaşkanı'na destek vermek için geldiklerini söyledi. Dönmez, Cumhurbaşkanı'nın 40 yıllık mücadelesinin yanında olduklarını kaydederek, referandum sonucunda Cumhurbaşkanı'nın gitmesi gerektiğini söyleyenlere, Denktaş'ın yanında olduğunu söylemeye geldiklerini ifade etti ve referandum sonucunun hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da konuşmasında bugüne kadar Anavatan'la birlikte milli davayı milli çizgide yürüttüklerini belirterek, son gelişmelerde Annan Planı nedeniyle halkın oldukça ikiye bölündüğünü, Türkiye'de de benzer şeyler yaşandığını anlattı. ''Şimdi bunlar geride kalmıştır'' diyen Denktaş, referandumda halkın ''evet'' demesinin nedenlerini sıralarken şöyle konuştu: ''Biz 'evet' diyelim Rum 'hayır' derse çok iyi olacaktır, 'Türkiye de bunu ister' kabilinden bir propagana var. Güzel villaların resimlerini reklam broşürlerinden alıp 'Göç edeceklere bunlar yapılacak' diye yalan propagandalar, 'Gökten euro yağacaktır' diye söylenenler ve büyük bir kısmı da 'Biz Rumlarla da anlaştık, onlar da biz de 'evet' diyeceğiz, AB'ye 1 Mayıs'ta hep birlikte gireceğiz' diye inandırılmış insanlar. Bütün bunları Rumların milliyetçi görüşü bozmuştur. Rum tarafı bildiği siyasetten vazgeçmemiştir. Kilise uluları 1 Mayıs'ta Kıbrıs AB'ye girdikten sonra 'Enosis olmuştur' diye şampanyalarını soğutmaya başlamışlar, içeceklerini söylüyorlar. Biz de devamlı aynı şeyi söyledik: '1 Mayıs'ta Rum tarafı AB'ye girince dolaylı Enosis olacaktır, Türk siyaseti de ona göre yeniden ayarlanmalıdır ve Rumların peşinden sürüklenme eylemi durmalıdır'. Rumlar bize gelip 'Aman artık gelin birleşelim' diyecek bir duruma getirilmelidir. O da nasıl olur; devletimize, egemenliğimize sahip çıkmakla ve Türkiye'nin de bizim yanımızda olduğunu göstermesiyle olur'' Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, referandum sonucunda ne evetçilerin istediğinin ne de Rumların ümit ettiğinin olduğunu kaydederek, Rumların, kendisi de ''hayır'' kampanyası sürdürdüğü için Kuzey'den de ''hayır'' çıkacağı ve suçun iki tarafa yükleneceği beklentisi taşıdığını anlattı. ''RUM'A TEHDİT, BİZE TEŞVİK'' Dünyanın, AB'nin, ABD'nin Kıbrıslı Türklere ''evet'' dedirtmek için Ercan'ın açılacağı, ticaretin kolaylaştırılacağı gibi ''hediyeler'' gösterdiğini kaydeden Denktaş, bunların Rumlara ''tehdit'', kendilerine ''teşvik'' olarak kullanıldığını söyledi. ''Rumlar dinlemediler, milli davalarına sadık, sahip çıktılar'' diyen Denktaş, Türklerle eşit şartlarda yeni bir ortaklık istemediklerini gösterdiklerini belirtti. Denktaş, zoraki evliliğin olmadığını, eşitlik sağlanırsa bunun olabileceğini ifade ederek, ''Dünyanın bize eşit davranması lazımdır. Bu 40 yıllık ambargoyu, cezayı üzerimizden kaldırmaları lazım. Söz verdiler, kaldıracaklar diye referandum gününe kadar. Şimdi 'Bakalım, edelim' demeye başlamışlardır. İnşallah sözlerinde dururlar. Çünkü sözlerinde durmazlarsa artık onların sözüyle hiçbir yere gidilemeyeceği anlaşılacaktır'' diye konuştu. Başbakan'ın AB'de temaslar yaptığına işaret eden Denktaş, Türkiye'nin de limanların açılması, uçuşun, ticaretin serbest olması için girişimleri yapmaya hazır olduğunu duyurduğunu, bunları herkesin bekleyeceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''Ama görülmüş olan, insanların anlaması gereken bir şey vardır'' diyerek bunu ''Rum tarafı milli davasından vazgeçmemiştir. AB'ye girişini Yunanistan'la dolaylı Enosis olarak değerlendirmektedir ve bize eşit şartlarda ortaklık payı vermek niyetinde değildir. Bunu çok iyi değerlendirmek lazımdır'' ifadeleriyle açıkladı. ''EVET ÇIKSAYDI 1 SAAT BİLE OTURMAZDIM'' Denktaş, istifa etmesi gerektiği konusunda ise şöyle konuştu: ''İki tarafta da 'evet' çıkarsa benim burada 1 saat bile oturmam mümkün değildi. Çünkü devlet ortadan kalkıyordu. Devlet ortadan kalktıktan sonra benim burada süs gibi oturmam mümkün değildi. İnançlarıma aykırı bir durum hasıl olurdu. Dolayısıyla bu hasıl olmamıştır. İki taraf da 'evet' dememiştir. Bizim taraf 'evet' demiştir. Birçokları şu veya bu şekilde inandırılmıştır. Birçoklarına 'evet' dediğiniz taktirde KKTC tanınacaktır' yalanı söylenmiştir. Bu büyük bir yalandı. Biz tanınmayacağımız için, vilayet haline geleceği için, zaman içinde eritileceğimiz için 'hayır' kampanyası açtık. Ve açmaya da mecburdum. Çünkü anayasa bana bir görev veriyor. Yemin ettim. Halkın egemenliğini ve bağımsızlığını koruyacağıma ant içtim'' Cumhurbaşkanı Denktaş, Annan Planı önlerine konur konmaz ilk önce egemenlik olup olmadığına, KKTC'nin tanınıp tannmadığına baktığını belirterek, ''Bunların olmadığını, halkımızın yarısından fazlasını göçmen yapacağını, bütün aksaklıkları gördük ve direndik'' dedi. Kendisini istifaya davet edenlerin bir kısmının Annan Planı'nın birinci versiyonu ortaya konduğunda da kendisine ''ya imzala ya istifa et'' dediğini kaydeden Denktaş, direnmeleri sonucu planın 5 kez değiştirildiğini ve Türklerin de haklarının korunduğunu ifade etti. Denktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Demek ki bu Annan Planı'nı beğenip de 'evet' diyenlerin o beğendikleri kısımları ben direnmek suretiyle koydurttum. Ama diyorum ki bir mimar farzediniz. Bir bina yapmıştır dışarıdan çok güzel görünüyor, 'aman girelim içine' diyen halka aynı mimar diyor ki 'aman sakın ha ben yaptım bunu, büyük katkım oldu, eksiklerini bilirim, demiri azdır, kumu ıslaktır, tuzludur: başınıza yıkılır en küçük bir sarsıntıda, sakın ha' Dolayısıyla benim büyük katkım olan anlaşmayı ben halkıma niye 'Aman kabul etme' diyorum! Çünkü tehlikesini, eksiğini, aksağını biliyorum. Rumların 'evet' dedikleri taktirde bunu nereye götürebileceklerini görüyorum'' ''HERKES AYNI ŞEYİ İSTESİN, DAĞINIKLIK OLMASIN'' Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, halkı bölen Annan Planı'nın geride kaldığını, şimdi yeni bir durum bulunduğunu, vaat edilenleri almak için uğraş gerektiğini belirterek, ''Oybirliğiyle, elbirliğiyle, gönülbirliğiyle bunu yapalım ve yine dağınıklığa sebep vermeyelim. Herkes aynı şeyi istesin'' çağrısında bulundu. Denktaş, AB'ye de şunun söylenmesini istedi: ''İki halk olduğunu kabul ettiniz ki iki ayrı referandum yaptırdınız. Şimdi o halde Rum tarafının Türk tarafını temsil etmediğini, edemeyeceğini söyleme zamanı gelmedi mi? Bunu söylemenizi istiyoruz. AB'nin Kıbrıs meselesinde Türk tarafıyla direkt temas kurmasını istiyoruz. Bize artık 40 yıllık haksızlıktan vazgeçin'' Bu çağrıyı hep birlikte yaparlarsa yer tutabileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Denktaş, Rumların imza noktasında masadan kaçtığını ve böylece masa başında yıllarının gittiğini, Rumların bunu 6. kez yaptığını belirtti. Denktaş, ''Aynı oyuna gelmememiz lazım. Ne istediğimizi bilmemiz lazım. Dünyadan eşitliğimizin kabulünü istememiz lazım. Referandumun oluşturduğu şekil, bize bu hakkı veriyor, bu gerçeği ortaya koyuyor. İnşallah bu konu üzerinde hepimiz dururuz'' diye konuştu. ''İÇİMİZDE YUVALANIYORLAR'' Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Metehan Sınır Kapısı'nda 2 Rum'un arabasında 200 adet G-3 mermisi bulunmasını da değerlendirdi ve ''Bu neyi gösterir? Demek ki silah kaçırdılar. Demek ki burada bu askeri silahlar vardır. Son 3 yılda zannedersem 367 tane benzeri silah güya askeri kamplardan çalınmıştır. EOKA zamanın da bunları yaparlardı, İngiliz kamplarından güya silah çalınırdı. Çalına çalına, Yunanistan'la da birlikte getirip gizledikleriyle birlikte bir ordu oldular ve çıktılar karşımıza'' dedi. ''Şimdi 'içimizde yuvalanıyorlar' diye bir his vardır içimde. Başka bir izahı yoktur bu mermilerin buraya getirilmesinin. Rum tarafının Kıbrıs'a sahip olma siyaseti devam etmektedir ve her yolu denemektedirler'' diyen Denktaş, Annan Planı'nın ve getirdiği ayrılığın arkada kaldığını yineledi ve şu çağrıyı dile getirdi: ''Birlik ve beraberlik içinde bu devleti, bu vatanı, bu toprağı kurtarma zamanı gelmiştir. Buna sahip çıkma zamanı gelmiştir. Sıkı duralım. Haklarımızı iyice belirleyelim ve Rumlarla birleşmenin bizi silip süpürecek bir birleşme olmaması için elden geleni yapalım. Birleşeceksek kalıcı, sağlam bir ortaklık olması için çalışalım. Ama bunun için zaman vardır. Evvela bakalım dünya bize vaat ettiklerini verecek mi, dünya Türkiye'ye sene sonunda vaat ettiği tarihi verecek mi, ne yapacak, bütün bunları görelim, ona göre gene bir değerlendirme yapacağız.'' Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, bir gazetecinin ''Bugün bir gazetede Kıbrıs Türk halkı adına tam sayfa bir ilan var, sizin emekliliğinizi istiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ''Ben de o sayfanın parasını versem herhalde benim cevabımı da aynı gazete yayımlar'' karşılığını verdi. Denktaş'ın bu sözleri konuk heyetin alkışlarıyla karşılandı. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a konuşmasının ardından Manisalı bir heyet üyesi Türklük dünyasından ses ve dua getirdiklerini belirterek dualarla hazırlandığını söylediği mesir macunu ''güç, nefes, ses olması dileğiyle'' takdim etti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:06

İLGİLİ HABERLER