Gündem
  • 12.6.2003 13:50

DEPREM KONSEYİ BAŞKANI'NDAN ŞOK UYARI: BÜYÜK DEPREMLER YOLDA!...

ZAFER ÇAKMAK ANKARA - Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, yıllardır çıkarılan depremle ilgili yasalara rağmen ciddi önlemler alınmadığını belirterek, yaşanan olayların kadere ihale edilemeyeceğini söyledi. Ulusal Deprem Konyesi Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Tankut ise iki haftada bir yaşanan küçük depremlerin, büyük depremlerin habercisi olduğu uyarısında bulundu. Ulusal Deprem Konseyi tarafından düzenlenen 'Deprem Zararlarını Azaltma Çalıştayı' TÜBİTAK Feza Gürsey Konferans Salonu'nda başladı. İki gün sürecek programın açılışına Bayındırlık ve İskan Bakanı Ergezen, CHP İstanbul Milletvekili Ersin Arıoğlu, Ulusal Deprem Konseyi üyeleri ve bilim adamları katıldı. Açılış konuşmasını yapan Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Tankut, hiçbir kurumun temsilcisi olmayan 20 uzmandan oluşan Konsey'in uygulama ve yaptırım yetkisi bulunmadığını hatırlatarak, Konsey'in bazı uygulamaların zor kullanarak gerçekleştirilmesini sağlaması yönünde bir beklentinin yanlış olduğunu söyledi. 1999 yılı öncesinde depremlere karşı önlem almak için nasihatın yetmeyeceğini, müsibet gerektiğini söylediğini hatırlatan Tankut, iki müsibete rağmen hala ciddi bir adım atılmadığını vurguladı. 1999 sonrasında, 1999 öncesine göre fazla birşey değişmediğini anlatan Tankut, yara sarma yaklaşımının yine önplanda olduğunu dile getirdi. Uzun dönemli ve zahmetli işlere kimsenin yanaşmadığını belirten Tankut, bugün herkesin neler yapılması gerektiğini bildiğini ancak ciddi bir adım atan kimse olmadığını vurguladı. Tankut, ''Küçük depremler iki haftada bir bizi uyarıyor. Büyük depremlerin yolda olduğunu hepimiz biliyoruz. Zaman geçiyor. Hayırlısı demekten başka birşey yapamıyoruz'' dedi. Tankut, umut veren gelişmeler olduğuna da işaret ederek son iki yıldır geniş kapsamlı bir NATO projesinin, üniversitelerin katılımıyla TÜBİTAK çatısı aldında yürütüldüğünü belirtti. Proje kapsamında deprem zararlarını azaltmak konusunda bazı yöntemler geliştirildiğine dikkat çeken Tankut, büyük bir yapı stoğu ile karşı karşıya olan Türkiye'de yerel koşullara uygun değerlendirme yöntemleri geliştirilmesi, badana kadar basit güçlendirme yöntemleri geliştirilerek insanların evlerinden çıkarmadan boya badana yapar gibi binaların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Tankut, projeye katılanların bu yönde çok önemli öneriler ortaya koyacakları konusunda umutlu olduğunu söyledi. Tankut, Türkiye'de deprem sonrasına ilişkin olumlu gelişmeler de bulunduğunu, bununla beraber İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul için bir Deprem Master Planı hazırlanmasının olumlu bir adım olduğunu ifade etti. Tankut, Konsey'in ortaya koyduğu bilimsel tavrın, deprem uzmanlarına örnek olduğunu kaydederek, medyada yaşanan karmaşanın azaldığını ve uzmanların artık eskisi kadar abesle uğraşmadığını dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Arıoğlu ise Türkiye'de en büyük deprem riski taşıyan bölgelerde 60 milyon insanın yaşadığını ve 12 milyon konutun bulunduğunu kaydetti. ''Son 100 yıl içinde Türkiye'de deprem olmasaydı bugün zenginliğimizden iki kat daha zengin olacaktır'' diyen Arıoğlu, her yıl milli gelirin yüzde birinin depremler nedeniyle kaybolduğuna işaret etti. Türkiye'deki depremlerde her 4 yaralıya karşı 1 can kaybı olduğunu belirten Arıoğlu, ABD'de 100 yaralıya karşı bir can kaybı, Japonya'da ise 500 yaralıya karşı bir can kaybı yaşandığını hatırlattı. 59. Hükümet'in programında depremin hiç bulunmadığını, Hükümet'in bir Deprem Master Planı da hazırlamadığını belirten Aroğlu, buna karşın hiçbirşey için geç olmadığını söyledi. Bayındırlık ve İskan Bakanı Ergezen ise Prof. Dr. Tankut'un yaşanan müsibetlerin bile insanları harekete geçirmediği ve hiçbir ciddi adımın atılmadığı yönündeki tespitlerinin çok doğru olduğunu vurguladı. Arıoğlu'nun Master Planı hazırlanması gerektiği yönündeki eleştirisine de cevap eren Ergezen, ''CHP olarak bir Master Planı'nız varsa verin ondan yararlanalım. Siz tecrübeli bir partisiniz, başınızdan çok deprem geçti'' diye konuştu. Depremin önüne geçmenin mümkün olmadığını kaydeden Ergezen, ''Bu Allah'ın takdiri. Buna 'dur' deme gücümüz yok. Buna her zaman hazırlıklı olmalıyız. Bu acı faturalar bizim kaderimiz deyip sorumluluktan kaçamayız'' şeklinde konuştu. Bingöl'de yıkılan ve 85 çocuğun ölümüne neden olan okulu yananın da bir insan olduğunu, Erzincan'da uyuyan ve 27 kişinin ölümüne yol açan şoförü o uzun yola tek başına gönderen otobüs firması sahibinin de bir insan olduğunu hatırlatan Ergezen, ''Bunları kadere ihale hakkına sahip değiliz. Kendi bilgisizliğimizi, beceriksizliğimizi, sorumsuzluğumuzu başkalarına fatura etme hakkına sahip değiliz'' dedi. Yeni Yapı Denetim Yasası'nın hazırlandığını ve Bakanlar Kurulu'nun imzasına açıldığını söyleyen Ergezen, buna karşın yıllardır alınan tüm tedbirlerin problemleri çözmediğini anlattı. Ahlaki çöküntünün mektebinin olmadığını söyleyen Bakan Ergezen, Türk insanının zaaflarını gözden geçirmesi gerektiğini ifade etti. 1933 yılından bu yana çıkarılan yasaların, başkalarını suçlayarak sorunların çözülemeyeceğinin açık göstergesi olduğunu dile getiren Ergezen, insanların halet-i ruhiyesinde değişiklik yapılması, insanların mutlu edilmesinin amaç edinilmesi gerektiğini vurguladı. Ergezen, bencilliğin önplanda olduğunu belirterek, ''Böyle olmasaydı o okul yıkılmaz, buradan Erzincan'a kadar tek şoför gönderilmezdi. Türkiye'de taassupları kırmalıyız. Doğrulara gözümüzü kapatmaktan vazgeçmeliyiz'' değerlendirmesinde bulundu. İstanbul'u beton yığını haline getirenin, kader değil insanlar olduğunu anlatan Ergezen, İstanbul'da bir deprem yaşanması halinde kurtarma ekiplerinin çalışmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu tür konularda tarikat, din, particilik, hemşehricilik olmayacağını vurgulayan Ergezen, eş dost kayırma döneminin sona ermesi gerektiğine işaret etti. Karayollarında bazı kara noktalar bulunduğunu hatırlatan Ergezen, bu bölgeleri ölüm noktaları diye tabir ettiğini söyleyerek, 3 gün çalışılarak bu noktaların düzeltilebileceğini kaydetti. Türk insanının bu kara noktalara yıllarca 'kara nokta burası' demekle yetindiğini belirten Ergezen, Kızılcahamam'da böyle bir virajın bulunduğunu duyduğunda gece 23.00'de görevlileri yatağından kaldırarak talimat verdiğini hatırlattı. Ergezen, ''Buna nasıl tahammül etmişler anlamıyorum. Bir yanlışlık var. Taassupları kırarak bu sorunları çözebileceğimize inanıyorum'' diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:08

İLGİLİ HABERLER