KAYNAK : Haber Vitrini
"Kemal Derviş'in başrolde olduğu birinci perde bitti" diyen stargazetesi köşe yazarı Taşkın Şenol, Hükümetin her dediğini yerine getirdiği, hatta sözleriyle bakan kellelerinin vurulduğu ABD'den ithal Bakan "Derviş'in komedisi daha bitmedi" dedi. işte Taşkın Şenol'un bugünkü köşe yazısı...
Derviş komedisi daha bitmedi...
Kemal Derviş'in başrolde olduğu komedinin birinci perdesi bitti... Büyük umutlarla ABD'den ithal ettiğimiz kurtarıcımız dün sabah Devlet Bakanı koltuğunu bıraktı.
Tam 1,5 yıl bir dediği iki edilmedi. Bir sözüyle, kaşını çatmasıyla bakan kelleleri vuruldu. Her dediğine boyun eğildi. Çünkü IMF, hükümeti değil Kemal Derviş'i muhatap alıyordu ve para da IMF'deydi...
Bir yandan hükümetin içinde yer alırken, diğer yandan, koalisyonun en büyük partisini parçalayanlarla görüşüyordu ve bu trajikomik duruma da ses çıkarılamıyordu...
Hepsinden komiği de neredeyse tüm partilerin, Derviş'in kendilerine katılması için yolunu gözleyip durmalarıydı...
Oysa ortada Derviş'in bir başarısı yoktu. Hele hele düzeltmek üzere geldiği ekonomi 18 aylık bu süreçte daha da berbat bir duruma girdi.
Bu benim yorumum değil; rakamlar öyle diyor. Kayıtlara geçmesi için bazı rakamları bir kez daha hatırlatmak istiyorum...
RAKAMLARLA DERVİŞ
Kemal Derviş 2 Mart 2001 tarihinde göreve başladı. Hükümet zaten teslim olmuştu ama toplum da büyük bir kredi açtı Derviş'e. İlk demeci de yüreklerimize su serpmişti. Çünkü, 'Biraz dişimizi sıkalım. Birkaç ay sonra düzelme başlayacak. Yaza kadar olumlu gelişmeler bekliyorum...' demişti.
Yaz geçti... Sonbahar, kış, ilkbahar da geçti. İkinci yazı da 20 gün sonra devireceğiz.
Göreve başladığı gün dolar kuru 920 bin liraydı. Bugün 1 milyon 700 binlere yakın bir yerlerde...
Berbat bir durum!..
Benzinin litresi 673 bin liraydı Derviş geldiğinde... Bugün 1 milyon 580 bin lirayla, dünyanın en pahalı benzinini tüketen ülkelerden biriyiz.
Hazine verilerine göre iç borcumuz 50.8 katrilyon idi. Bugün 122.8 katrilyon... Bono faizlerinde hedef yüzde 50'ler düzeyindeydi. Bir ara yüzde 80'lere doğru fırladı. Bunun anlamı iç borcun çevrilemeyecek olması, yani devletin iflasıydı. Şimdi yüzde 70'lerin altında bono faizleri. Hedefin bir hayli üzerinde ve biz bu minik düşüşe bile seviniyoruz...
Durum iç borçta da berbat!..
ÖDE ÖDE BİTMİYOR
Dış borçta da durum farklı değil. 2000 yılında, yani Derviş Türkiye'yi kurtarmaya gelmeden kısa bir süre önce dış borcumuz 119.6 milyar dolardı. Üstelik yıl içinde 21.9 milyar dolar ana para ve faiz ödememize rağmen...
2001 yıl sonu itibarıyla dış borcumuz 115 milyar dolara geriledi. Aynı yıl ana para ve faizine ödediğimiz miktar ise 24.6 milyar dolar...
Altı aylık veriler henüz elimizde değil. Ama 31 Mayıs 2002 tarihi itibarıyla dış borcumuz 117 milyar dolar görünüyor. İlk üç ayda ana para ve faiz ödediğimiz para ise 11.2 milyar dolar.
Ödemeler ilk üç ayın hızıyla giderse bir rekor kırılacak gibi görünüyor! Ama bu tablodan Derviş'in ne kadar başarısız olduğu da görünüyor...
Tabi ki bu başarısızlık bizim adımıza... Yoksa, bu kriz ortamında, yüksek faizli dış borçlarımızı sektirmeden ödememizi sağlayan Derviş, IMF ve Dünya Bankası'nın gözünde eminim çok başarılı görünüyordur!
Derviş'in görev yaptığı dönemde eklenenlerle işsiz sayısı iki katı artarak 2,5 milyonu aştı. Tabi bunlar resmi rakamlar... Gayrıresmi rakamlara göre işsiz sayısı 5 milyonun üzerinde...
İKİNCİ PERDE 3 KASIM'DA
Kriz nedeniyle düşen milli gelirimizde de bir artış olmadı... Kişi başına 2 bin doların biraz üzerinde bir gelir düzeyimiz var... Afrika ülkelerinden biraz daha hallice!..
Rakamlar, Derviş eliyle ve hükümet partilerinin desteğiyle yürütülen IMF politikalarının ekonomiyi düzlüğe çıkarmayacağını gösteriyor...
Tescil olan, IMF reçetelerinin geçersizliği ve Kemal Derviş'in başarısızlığı...
Şimdi, Derviş'in hükümetteki görevinin sona ermesiyle birlikte komedinin birinci perdesi bitti...
İkinci perdesi ise devam ediyor.
Derviş hangi partide siyasete soyunacak?
Ya şundadır ya bunda!..
Tuzu kurulardan ve hayal dünyasında yaşayanlardan bir miktar oy alacağı kesin...
Ama perişan durumdaki köylü, memur, esnaf, işçi, emekli, ev kadını; kısacası yoksulluk sınırı altında yaşayan 60 milyondan oy alması söz konusu dahi olamaz...
Hangi partiye girdiği benim için önemli değil...
Derviş komedisinin ikinci perdesi 4 Kasım günü bitecek!..
Ve ben, işte o gün katıla katıla güleceğim!..
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:39