Ekonomi
  • 10.6.2002 11:52

DERVİŞ:BÜYÜME EKONOMİDEKİ İYİ YÖNETİM, EŞGÜDÜM VE GÜVEN ORTAMI İLE ÇOK YAKINDAN İLGİLİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, yıl sonu itibariyle yüzde 3'lük büyüme hedefinin yakalanabileceğini bildirdi. Derviş 2002 yılı büyümesi ile ilgili bir bilgi notu yayınladı. Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) veya milli gelir olarak adlandırılan hesapların Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından 3'er aylık ve yıllık olarak hesaplandığı hatırlatılan bildiride, ekonomideki faaliyet hacminin en önemli göstergesi olduğu belirtilerek, GSMH rakamına, yurt içinde gerçekleştirilmiş olan faaliyetlerden elde edilen gelirlerden oluşan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYİH) net dış alem faktör gelirlerinin diğer bir deyişle yurt dışında elde edilen gelirlerin eklenmesiyle ulaşıldığı kaydedildi. Türkiye'de söz konusu faktör gelirlerini işçi dövizleri, net dış borç faiz giderleri, müteşebbis gelirleri, kar transferlerinin oluşturduğu ifade edilen bildiride, "Bu bilgi notu 2002 yılında söz konusu göstergelerle ilgili gelişmeleri özetlemek ve bu konudaki tartışmalara ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır. Orta dönemde oluşabilecek büyüme konusu bu notun kapsamında değildir. 2001 yılında GSMH, bir önceki yıla göre yüzde 9.04 oranında azalmıştır. GSYİH'deki küçülme ise yüzde 7.5 oranında gerçekleşmiştir. Bu daralmada yaşanan mali krizler sonucunda yükselen faizler ve belirsizliğin artmasına bağlı olarak iç talebin düşmesi en önemli faktör olmuştur. Geçen yılın ikinci çeyreğinde faaliyet hacmi bir dip noktaya ulaşmış, üçüncü çeyrekte göreli bir toparlanma görülmüş, ancak bütün dünyada olduğu gibi 11 Eylül olayının da etkisiyle son çeyrekte yeniden daralmaya girilmiştir. Ekonomik programın uygulanmasındaki kararlılığa ve sağlanan orta vadeli ek dış kaynağa bağlı olarak 2002'nin ilk çeyreğinde bekleyişlerde ve gerçekleşmelerde olumlu gelişmeler görülmüştür. Nitekim, talep ile üretimin artmakta olduğuna dair güçlü sinyaller bulunmaktadır" denildi. Açıklamada söz konusu sinyallerle ilgili şu açıklama yapıldı: "Sanayi üretimi, ilk 3 ayın ortalaması, geçen yılın ilk 3 aylık dönemine göre yüzde 3.5'luk artış göstermektedir. Ancak, rakamlar mevsimlik etkilerden arındırılıp 2001 yılının son 3 ayına oranlandığı zaman yüzde 11.8'lik bir artış görülmektedir. Ayrıca bu yılın ilk 4 aylık ortalaması ile geçen yılın aynı dönemi karşılaştırıldığında, toplam sanayi üretimi yüzde 6.1 oranında artmıştır. Kapasite kullanım oranı, 2002'inin ilk 4 ayında, 2001'in aynı dönemine göre yüzde 5.4 artmıştır. Merkez Bankası iktisadi yönetim anketi, DİE imalat sanayii aylık eğilim anketi, önce ekonomik göstergeler analizi, dahilde ve ithalde alınan KDV tahsilatı gibi ayrıca otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde, ağırlıklı olarak dış talep kaynaklı olmak üzere ilk 3 ayda sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 40 oranında üretim artışı olmuştur. Bunun yanı sıra, ilk 4 ayda açılan firma sayısı, kapananın üzerinde olmuş ve açılan firma sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artmıştır. DİE turizm istatistiklerine bakıldığında ülkemize giriş yapan yabancı ziyaretçilerin sayısında 2002'nin ilk 4 ayında yüzde 2.7'lik artış görülmüştür. Ayrıca, ödemeler dengesinin ilk 3 aylık döneminde turizm gelirleri geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 20 artmıştır. 2002 yılının ilk çeyreğine ilişkin GSMH verisinin DİE tarafından Haziran sonunda açıklanacağı belirtilen bildiride, yurt içi üretim ve milli gelirin hangi yönde geliştiğini belirlemek için çeşitli ölçme yöntemlerini bir arada kullanmakta faydalar bulunduğunu, birinci yöntemin GSMH'deki gelişimi bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığını ve DİE tarafından açıklanacak olan ilk çeyrek verisi de 2001 yılının ilk çeyreğine göre karşılaştırmalı olarak verildiği, diğer bir yöntemin de üretim ve gelir endeksinin zaman içinde gelişmesini ve dönüm noktalarını yakalamaya çalıştığı için 3 aylık dönemdeki değeri hemen bir önceki dönemdeki değere göre ölçmeye çalışacağı kaydedildi. Kriz sonrasını izleyen dönemlerde faaliyet hacmi ile ilgili değerlendirmelerin bir önceki yılın aynı dönemine göre yapılmasının gelişme eğiliminin izlenmesine imkan vermediği belirtilen bildiride şöyle denildi: "Bu nedenle 3 aylık dönemler itibariyle ekonomik aktivitenin bir önceki yılın aynı dönemi yanında, bir önceki döneme göre de ölçülmesi üretimle ilgili gelişmeler hakkında daha doğru bir değerlendirme yapılmasını sağlar. Bu karşılaştırmanın sağlıklı olarak yapılabilmesi için rakamların mevsimsel etkilerden arındırılması gerekmektedir. Milli gelirde her yıl birbirine benzer önemli mevsimsel farklar mevcuttur. Örneğin milli gelir her zaman Temmuz - Eylül döneminde mevsimsel olarak en yüksek düzeye ulaşmaktadır. Bu çerçevede, yukarıda yer alan göstergeler dikkate alındığında, kriz sonrasında ekonomide yaşanan daralma sürecinden çıkılmakta olduğu görülmektedir. Milli gelir çok aşağı düşmüş bir düzeyden yukarıya doğru tırmanmaktadır. Ancak 2002'nin ilk çeyreğine ilişkin rakamlar geçen yılın ilk döneminde görülen faaliyet düzeyini henüz aşmamış olabilecek, hatta yüzde 3 kadar altında kalabilecektir" ifadelerine yer verildi. Geçen yıl yaşanan olumsuz iklim şartları sebebiyle tarımsal üretimde görülen düşüşün bu yılın ilk 3 ayına sarkmış olduğu tahmin edildiği hatırlatılan açıklamada, "Ancak Mart ayından itibaren büyüme başlamıştır ve başlayan büyüme süreci milli gelirin ve yurt içi üretimin ikinci çeyrekten itibaren bir önceki yılın düzeylerini aşmasını sağlayacaktır. Nitekim tahminlerimize göre rakamlar mevsimsel etkilerden arındırıldığında 2001'in son dönemine göre GSMH'da yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 3'e yakın bir artışın sağlanabileceği ortaya çıkmaktadır. Sanayi sektörünün de bu dönemde yüzde 11 oranında artması beklenmektedir. GSYİH'da yeni yurt içi üretimde ise bu oranın yüzde 3.3 olacağı düşünülmektedir" denildi. GSMH ile GSYİH arasında görülen belirgin farkın net dış alem faktör gelirlerinde yer alan işçi gelirleri kaleminin 2002'nin ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre 437 milyon dolar seviyesinde azaldığını belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Bu çerçevede yılın ilk 3 ayında görülen üretim seviyesi dikkate alındığında, yılın geri kalan 3 çeyreğinde bir önceki çeyreklere göre muhafazakar bir tahminle ortalama yüzde 1'er puanlık bir büyüme sağlanması durumunda bile yüzde 3'lük yıl sonu hedefinin tutturulması mümkün olabilecektir. Yıl sonu için gerekli yüzde 3'lük hedefin gerçekleşme ihtimali, çeyrekten çeyreğe yüzde 1'lik büyümenin gerçekleşebilirliği açısından değerlendirmelidir. Orta dönem büyüme tahminleri ve büyümeyi verimlilik ve yatırım hacmi belirleyecektir. Bunlar da yasalaşan yapısal reformların tam sonuç verebilmesine imkan sağlayacak, ekonomideki iyi yönetim, eşgüdüm ve güven ortamı ile çok yakından ilgilidir." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:08

İLGİLİ HABERLER