Ekonomi
  • 14.6.2002 13:53

DERVİŞ:FUTBOLDA OLDUĞU GİBİ EKONOMİDE DE TAKIM OYUNUNU BAŞARMALIYIZ

KAYNAK : Haber Vitrini MEHMET CANITATLI İSTANBUL- Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, "Futbolda olduğu gibi ekonomide de takım oyununu başarmalıyız. Ekonomide de birinci sınıf ülkeler liginde oynamalıyız" dedi. Kemal Derviş, TRT 2'de yayınlanan Avrupa programında Zeynep Göğüş ve iş dünyasından TÜSİAD Başkanlar Konseyi Üyesi Bülent Eczacıbaşı, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Umut Oran ve Koç-Net Genel Müdürü Bülent Yıldırım'ın sorularını cevaplandırdı. Derviş, Türk Milli Takımı'nın başarısıyla ilgili olarak, "Bu başarı bizi Avrupa'ya daha çok yaklaştırdı mı? Futboldaki başarımızın ekonomi üzerinde herhangi bir etkisi olabilir mi?" şeklindeki soruya, "Kendimizi sadece Avrupalı değil, çağdaş olarak düşünmeliyiz. Belki de en önemlisi takım oyununu başarabilmek. Çocukluğumuzda da, hatırlarsınız iyi oyuncular vardı Türk futbolunda. Ama takım oyununu pek başaramıyorduk. Futbolcularımız bugün takım oyununu başarıyor. Bunun sonucunda da bu güzel neticeyi elde ettik. Takım oyunu çok önemli. Darısı ekonominin, her şeyin başına" yanıtını verdi. Bakan Derviş, "Dünya liginde oynarken lig kaidelerine de uymalısınız" dedi. Göğüş'ün "Kendinizi Avrupalı hissediyor musunuz?" sorusuna Derviş, "Ben bir Türk vatandaşı olarak kendimi Türk hissediyorum, Türkiyeli hissediyorum. Avrupalı da hissediyorum fakat aynı zamanda şunu da eklemek gerekiyor, kendimi insan hissediyorum ve dünya vatandaşı hissediyorum" diye cevapla verdi. Derviş, Göğüş'ün soruları üzerine şunları söyledi: "Hedef yalnızca Avrupa değil, çağdaşlaşma. Avrupa projesini ben aslında çağdaşlaşma olarak görüyorum ve çağdaşlaşma da daha da ileri bir aşamaya gelmek anlamına geliyor. Bu konuda toplumda büyük bir pozitif enerji var. Avrupa Birliği'ne üye olmak, bir de çağdaşlaşmak. Birbirine çok yakın iki şey. Toplumdaki bu kıymetli istek sadece Avrupa'ya ya da AB'ye istek diye algılanmamalı. Halk AB'yi destekliyor, parlamento bu isteği yansıtmalı. Türkiye'de halkın çoğunluğu Avrupa Birliği'ne üye olmayı istiyor ve Avrupa projesini destekliyor. Parlamentonun halkın bu isteğini yansıtması gerektiğini düşünüyorum." Türk Milli Takımı'nın başarısının örnek alınması gerektiğini vurgulayan Derviş, "Türkiye, futbolda olduğu gibi ekonomide de birinci sınıf ülkeler liginde oynasın. Artık Türkiye birinci sınıf ülkeler liginde oynasın. Futbolda olduğu gibi ekonomide de. Osmanlı devrinden bu yana, Cumhuriyet'le birlikte bu çağdaşlaşma azmimizin bir yansıması. Ama coğrafyamız bizi Avrupa'yla bu yola devam etmeye götürüyor. Esas istek çağdaşlaşmak" diye konuştu. AB için aralık ayı müzakerelerinin önemine dikkat çeken Kemal Derviş, "Yabancı yatırım, gerçekten üretime gelen, istihdam yaratan, iş alanı açan yatırım bizim için çok önemli. İstihdam Türkiye'nin bir numaralı sorunu ve bunu hem kendi kaynağımızla hem de dışarıdaki kaynakla yapmamız gerekiyor. Eğer bir müzakere süreci ciddi şekilde başlarsa ve 'Türkiye Avrupa yoluna girdi ve bunu başaracak' hissi kuvvetlenirse sanıyorum bize gelen yatırım üçe katlanır" dedi. İşçi örgütlerinin AB konusunda temkinli olduklarını ancak yanıldıkları noktaların olduğunu kaydeden Derviş, "İşçi örgütleri temkinli. Tümüyle karşı olduklarını sanmıyorum. Tabi bir konuda biraz yanılıyorlar gibi geliyor. Biz zaten piyasayı açmış durumdayız. Gümrük Birliği'nin içindeyiz. Eski tür korumacı yaklaşımları olabilir hl ama onun zaten saati geçti. 96'dan beri biz Gümrük Birliği'nin içindeyiz. Tam yarışmaya açtık Türkiye'yi. Bundan sonraki safhada aslında kazanç hep bizden yana olacak. Geçmiş safhada biraz kendimizden de verdik ama bunu da başarırsak Avrupa masasında artık biz de oturacağız. Başkaları karar verecek biz uygulayacağız değil, biz de karar verici duruma geçeceğiz. Bence bu çok önemli bir nokta. Sendikacı dostlarımız belki biraz bunu kaçırıyor" dedi. TRT2'de yayınlanan Avrupa programında Kemal Derviş'e işdünyasında ilk soruyu TÜSİAD Başkanlar Konseyi Üyesi Bülent Eczacıbaşı sordu. Eczacıbaşı, "Türkiye'nin AB ile ekonomik entegrasyonu, Türkiye'de bir sanayisizleşme sürecine yol açar mı? Eğer böyle bir ihtimal varsa ne gibi önlemler almak gerekir? Eğer, AB konusu gündemden çıkarsa, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği anlaşması anlamını kaybeder mi ve belki de bir serbest ticaret anlaşması biçimindeki bir anlaşmaya yönelmek gerekir mi?" sorusunu yöneltti. Devlet Bakanı Kemal Derviş, bu soruya karşılık, "Sanayileşme sürecinde bazı bölgeler daha hızlı ilerliyor. Mesela Kuzey İtalya, Güney İtalya'ya kıyasla daha hızlı ilerledi. Biz AB'ye giremezsek kenarda kalmış bir ülke mi olacağız sorusu veya bence öyle bir tehlike kesinlikle yok. Çünkü Türkiye kendi başına çok büyük ve güçlü bir ülke. Dolayısıyla bir geri kalmış bölge olma ihtimali çok az. Türkiye'deki maliyetlerin nispeten daha uygun olması nedeniyle Avrupa sermayesi çok daha fazla Türkiye'ye gelecek ve bu sayede sanayileşme büyüme sürecinde daha fazla olacak. Ama tabii bazı bölgesel sorunlarımız olabilir. 'Türkiye çerçevesinde bazı sanayi Avrupa'ya ulaşımı daha kolay bölgelere gider mi? Ege bölgesi bundan daha karlı çıkar mı? Doğuyla ilgili bazı önlemler almamız gerekir mi?' diye düşünmemiz gerekiyor. Bunun örneğini de gördük. Mesela İspanya hızla büyüdü. Ama mesela Kore ve Japonya'ya futbol takımımızla gittiğimizde ya başaramazsak diye fazla düşünmememiz lazım. Bence bu işi başarmamız lazım. Türkiye başarmalı. Başaramazsak ne olur diye düşünmek ben şahsen fazla istemiyorum. Coğrafyamıza baktığımızda çok da fazla seçenek olduğunu görmüyorum. Başarmamız lazım" cevabını verdi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Umut Oran ise Derviş'e "Türkiye, tarihinin çok önemli bir dönüm noktasAına gelmektedir. Yıl sonu itibarıyla ya AB'ye tam olarak adaylık süreci başlayacak ya da AB'den tamamen uzaklaşmış olacaktır. AB demek ABD'yle de AB haklarıyla ticaret yapmak demektir. Ben Sayın Ekonomiden Sorumlu Bakanımıza sormak istiyorum; AB ile Gümrük Birliği Anlaşması anlamını kaybeder mi ve belki de bir serbest ticaret anlaşması biçimindeki bir anlaşmaya yönelmek gerekir mi?" diye sordu. Devlet Bakanı Kemal Derviş bu soruya, "Bir çok şikayet dinliyoruz. Bulgaristan ve Romanya'ya sermaye kaçıyor gibi. Sermaye oraya gidiyor, Türkiye'ye gelmiyor gibi. Tabii Türkiye'de bazı makro ekonomi sorunları, vergi sorunları var ama biraz da Avrupa boyutu var bunun. Bugün Bulgaristan'da yatırım yapan yatırımcı artık Avrupa'ya yatırım yapmış oluyor. Emniyetli bir yere, istikrara yatırım yapıyor. ABD boyutuna gelince, Avrupa'yla bütünleşmek dünyayı dışlamak anlamına gelmez. ABD önemli bir piyasadır. ABD'yle ilişkimizi devam ettireceğiz. Ya Avrupa ya ABD diye bakmamak lazım. Çok yönlü ilişkiler geliştirmeliyiz" şeklinde cevap verdi. Koç-Net Genel Müdürü Bülent Yıldırım da Bakan Derviş'e Türk Telekom'la ilgili olarak, "4502 sayılı kanunda da belirtildiği üzere ulusal ve uluslararası ses iletişimi ve altyapı kurma tekeli 31 Aralık 2003 tarihinde sona eriyor. AB aday adayı ülkelerde ise bu yıl sonunda bu gerçekleşmiş olacak. Türk Telekom'un 2004'e kadar hazırlanamayacağı ve bu tarihin 2006 tarihine uzayacağı yönünde duyumlar alıyoruz. Bu konudaki görüşlerinizi rica ediyorum" dedi. Devlet Bakanı Kemal Derviş, 2002'nin herhangi bir yıl olmadığını belirterek, "Önemli bir yıl çünkü Avrupa bu yıl genişleme sürecine tam manasıyla kapıyı açıyor. Biz de aslında bir şekilde bu sürece girebildik. Konvansiyonda Brüksel'deki çalışmalarda 13 ülkeden biriyiz. Bu 13 ülkeden 12'si devam eder, biz devam edemez ya da ertelenirsek doğru olmaz ve başarısızlık olur gerçekten. Bunu başarmamız lazım. Keşke Telekom'daki sorunlarımızı 4-5 yıl önce çözmüş olsaydık" diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:12

İLGİLİ HABERLER