"DERWALL G.SARAY'A KIRGIN ÖLDÜ"
Bu sözler Jupp Derwall'in yakın dostlarından Yavuz Kocaömer'e ait. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Kocaömer, G.Saray'ın Derwall'e vefasızlık yaptığını ve efsanevi teknik adamın Türkiye'den kırgın ayrıldığını söyledi. Başta Özhan Canaydın olmak üzere G.Saray yönetimine tepkisini gösteren Kocaömer, Derwall ile nasıl tanıştığını, Derwall'in Türkiye'den kimi özlediğini, Derwall'in kendisine gönderdiği mektupta neler yazdığını Ligtv.com.tr'ye anlattı.İşte Yavuz Kocaömer'in ağzından efsanevi teknik adam Jupp Derwall: "Jupp Derwall'in futbol adamlığı yönünü herkes biliyor. Ben kendisiyle 1986'da tanıştım. Almanya'da Türk Alman Engelli Sporcuları Destekleme Derneği'nde beraber çalıştık. Kendisi bana çocuk derdi. Sonra bu devam eden güzel olay bazı Alman politikacıların konuyu saptırmalarıyla benim canımı sıktı. Ben de istifa ettim. İstifa ettikten sonra dernek çöktü. Bunu hiçbir zaman içine sindiremedi. 1992 senesinin Aralık ayında bana bir mektup yazdı. O tarihte Solingen'de Doğu Almanya'da 6 Türk vatandaşını yakarak ödlürmüşlerdi. O mektupta şunlar yazıyordu: "Yavuz, son aylarda seni ve müşterek çalışmamızı çok sık düşündüm. Hem sen hem ben ama hem de Alman devleti bence vicdan azabı çekmelidir. Bu dünyadaki bütün maddi değerler ülkemizdeki yabancı insanlarımızın korunması için harcanmaya değer olmalıydı. Alman vatandaşlarım adına utanıyorum. Hele böyle feci bir olayın bugün özgürlük içinde yaşayan Doğu Almanya tarafından kaynaklanmasını içime sindiremiyorum. Biz bu çabaları gösterdiğimizde Federal Alman hükümeti şu olacakları hissedebilseydi herhalde iki ülke için de yararlı olacak bir eser ortaya çıkarmış olabilirdik. Aynı sitemlerim ve eleştirilerim Özal hükümeti için de geçerli. Yurtdışında yaşayan insanlarını korumak ve kollamak adına çok fazla bir şey yaptıklarına inanmıyorum. Seninle uygun göreceğin her türlü projenin içinde sonuna kadar çalışmaya hazırım." Böyle bir insandı Derwall.
"G.SARAY VEFASIZLIK ÖRNEĞİ GÖSTERDİ"
Şunu söylemek istiyorum: Galatasaray camiası Özhan Canaydın önderliğinde Derwall'e büyük vefasızlık örneği gösterdi. G.Saray'ın 100.yılında onunla yakınlığımı bilen yöneticilerden biri beni aradı ve "100.yılımızda Derwall için bir plaket ve forma yaptırdık. Kendisine bunları Almanya'ya götürüp verir misiniz?" dedi. Ben Almanya'ya gitmeyeceğimi kendisine ilettim. O da "Olsun, postaya verirsiniz" dedi. Ben de "Derwall'in yaptıkları ortada. Ben de G.Saraylıyım. Ama yok mu bir elemanınız bunu kendiniz götürün verin" dedim. Yönetici de bana "Başkanımız Özhan Canaydın böyle olsun istedi" dedi. Ben aldım plaket ve formayı Derwall'in evine gittim. Derwall'e gidip "Derwall, ben bunları getirdim ama hiç içime sinmiyor. Bu adamlar sana haksızlık etti" dedim. O da şöyle bir bacağımı tuttu eliyle. "Çocuk, üzülme. İnsanlar bazen çok yoğun işlere giriyorlar. Unutabiliyorlar. Beni bu kadar düşünmeleri bile benim için çok önemli" dedi.
"DERWALL G.SARAY'A KIRGIN ÖLDÜ"
Jupp Derwall'in özkızı 1.5 seneden beri İstanbul'da yaşıyor. İki çocuğuyla birlikte. Yani bunlar Derwall'in torunları. Damadı Lufthansa'nın Almanya müdürü. Kaç kere yöneticilere söyledim "Bunları gelin maça davet edin. Futbolcuların oturduğu yerin hemen arkasında bir maç izlesinler. Yarın öbür gün Derwall göçüp gidecek. Hiç değilse bu iki çocuğu kazanmış oluruz. Bu adam onların dedesi" dedim. Kimse ilgilenmedi. Özhan Canaydın ve ekibinin sadece Derwall'e değil diğer emeği gençlere de sergilemiş oldukları vefasızlıkları ortada. Yarın bakacağız gazetelere "Ah oldu, vah oldu, bitti" diye açıklamalar yapacaklar. Bana göre Derwall bu ülkeye ve Galatasaray'a kırgın öldü. Bundan 3-4 ay evvel gitmiştim Saarbrucken'e... Yolda yürüyorduk, 100 adım atıyor duruyordu. Kalbinin hücreleri devamlı eriyordu. "Seni görünce İstanbul gözümün önüne geliyor. Ah keşke uçağa binebilsem de gidebilsem Türkiye'ye" demişti. Bundan iki ay evvel Cumhuriyet Gazetesi ona bir ödül verdi. O zaman zaten ben açıkcası anlamıştım. elefonla aradım ve kendisine ödül vereceklerini ilettim. O da bana "Tamam çocuk gelirim" dedi. Ama hemen sonra "Bir kez daha tekrarlasana" dedi. Tamam sen beni Perşembe ara dedi. Sonra damadıyla konuşrum. O da "Nasıl gelsin" dedi. Ben de bu süre içinde Almanya'ya gidemedim. Ama şimdi Almanya'ya gidip bu ödülü eşine vereceğim. Ama o konuşmalarımızda "Kırgınım" demezdi. Bakışlarından belli olurdu. Türkiye'den sadece Ergün Gürsoy ve Şenez Erzik'i özlediğini söylerdi. Şenez Abi ile niyetlendik. Ergün ile sözleştik. Ama olmadı, gidemedik. Yarın hepimize aynı şey olacak. Hepimiz öleceğiz. Ama kurumlar bunları asla unutmamalı. Tabii G.Saray artık bir kurum olmadığı için, başkanın elinde bir oyuncak olduğu için söyleyebileceğim bir şey kalmadı"