Yaşam
  • 9.9.2004 10:09

'DEVLETİN ATADIĞI İMAMIN ARKASINDA NAMAZ KILMAYIZ' DİYEN CEMAAT AİHM'YE BAŞVURDU

Türkiey türban davalarının ardından inanç özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle ikinci kez AİHM'lik (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) oldu. Çorum'da Caferiler'e ait camiye Diyanet'ten imam atanması Caferiler'i ayağa kaldırdı. Caferiler inanışlarına göre halkın seçtiği imam yerine devletin atama yapması üzerine ''arkasında namaz kılmayız'' diyerek yargıya başvurdu, AİHM'nin kapısı çalındı. Müftülük devraldı Başvuruda olay şöyle anlatıldı: Caferiler 1989 yılında vakıf kurarak Ehli Beyt Camii'ni inşa etti, kendi aralarında bir de imam seçti. İbadet Caferi mezhebine uygun olarak yapıldığı için vakıf yönetimi Diyanet'le ilişki kurmadı. Ancak Diyanet cami yönetiminin kendileri tarafından belirleneceğini belirterek vakfı uyardı. 1998 yılında izinsiz açılan camilerin yönetimlerinin 3 ay içerisinde Diyanet'e devredileceğini öngören bir düzenleme yapıldı. Çorum İl Müftülüğü de ''Camiye halen mevcutlu imamı atadığını ve caminin müftülükçe devralındığını'' bir yazıyla bildirdi. İmam ne diyor? Devletin memuru olmam, maaşımı cemaatten alıyorum Caminin imamı Ali Üremiş ise olayı şöyle anlattı: 57. Hükümet döneminde Diyanet İşleri görevlileri ve Çorum müftüsü bize geldi. Bütün camilerin Diyanet'e bağlanacağını ve hoca tayin edileceğini söylediler. ''Biz Hanefi mezhebinden değiliz, Ehli Beyt ve 12 imam fıkıhına bağlıyız. Size tabi olmamız mümkün değildir'' dedik. Caferi mezhebinde imamı devletin tayin etmeye hakkı yoktur. ''Ben sizin memurunuz değilim, mecbur değilim'' dedim. Elbette devletime Diyanet'e saygılıyım. Ama böyle yaparsanız din özgürlüğü ortadan kalkar. ''Sizin seçtiğiniz hocayı biz hoca olarak kabul ediyoruz'' dediler. Bize yazı gönderdiler. Şimdi yazı üzerinde onlara tabi gözüküyoruz ama benim maaşımı cemaatim veriyor, devletten almıyorum. Caferi lideri Selahattin Özgündüz: Diyanetin tutumu gerginlik yaratıyor Camilerle ilgili kanun değişikliği yapılırken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'la görüşüp anlaşmaya vardık. O dönemde yapılan anlaşmaya göre Diyanet, Caferiler'e direkt olarak müdahale edemeyecek ancak, mülki amirler gerektiğinde müdahale edebilecekti. Bu anlaşmaya rağmen Diyanet neden böyle davranıyor hiç anlamıyorum. Diyanet zayıf gördüğü yerlerde Caferiler'e baskı yapıyor. Diyanet'in bu tavrı gerginlik yaratıyor. Camideki imamı sen mi atadın, ben mi atadım diye bunu bir devlet meselesi yapması gerekmezdi. Diyanet'in diretmesi gereksiz, yersiz. İmam atanması konusunda birçok camiye benzer yazılar gönderildi. Tabiri caizse topu taca atıyorlar. Mutabakata rağmen niye böyle hareket ediliyor bilmiyorum. Caferiler devlete en bağlı kesimdir, niye böyle gerilim yaratılsın ki. 3.5 trilyon tazminat istediler Ehli Beyt Vakfı AİHM'e yaptığı başvuruda inanç özgürlüğünün Anayasa'da güvence altına alındığını ancak devletin resmi dininin ''İslam'ın Hanefi mezhebi'' olduğunu ileri sürdü. Bu nedenle baskı altında olduklarını öne süren vakıf yöneticileri toplam 3.5 trilyon manevi tazminat istedi. Caferilik nedir? Caferilik Hz. Muhammed'den sonra İslam dünyasmın liderliğinin 4 halifeye değil, ilki Hz. Ali olan 12 imama ait olduğuna inananların ortak ismi. Caferilik Ehli Beyt'i esas alıyor. İsmi 12 imam arasında sayılan Hz. İmam Cafer Sadık'tan geliyor. Türkiye'de çoğunlukla Alevilik ve Şiilik isimleriyle tanınıyor. Ancak İran, Irak, Azerbaycan, Lübnan, Bahreyn, Suriye, Afganistan, Arabistan, Pakistan Bangladeş ve Hindistan'da Şiilik ve Caferilik isimleriyle tanınıyor. Caferilik on iki imamın on ikisinin de aynı statüye sahip olduğunu ve hepsinin öğretilerinin aynı olup, Hz. Muhammed'in öğretilerinden başka bir şey olmadığı inancına dayanıyor. Ancak Caferiler kamuoyunda Hz. Muhammed'in torunu İmam Hüseyin'in 71 kişiyle birlikte Kerbela'da şehit edilişinin yıldönümlerinde zincirlerle kendilerini döverek, kan akıttıkları törenlerle tanınıyor. vatan Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:53

İLGİLİ HABERLER