Yaşam
  • 18.5.2008 12:19

DİKKAT, SUSUZ YAZ KAPIDA!

İstanbul’da kurak geçen 2007 yılının mayıs ayında barajların doluluk oranı yüzde 48.54 iken bu yıl oran yüzde 41.47’ye kadar düştü. Meterolojik tahminlere göre geçen yaza oranla daha kurak ve sıcak bir havanın yaşanacağı İstanbul’da su sorunu artık daha kritik bir seviyede.

İSKİ’nin verilerine göre geçen mayıs ayında 402 milyon metreküp olan su miktarı şu an 360 milyon metreküp civarında bulunuyor. İTÜ İnşaat Fakültesi Hidrolik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Avcı, geçen yıl haziran ayına girilirken barajların doluluk oranının yüzde 50 civarında olduğunu anımsatarak, “Geçen yıl bu oranlarla ipten dönmüştük. Bu yıl da talepte bir değişiklik yok. Daha kritik bir tablo ile karşı karşıyayız” dedi. Avcı, İstanbul’un barajlarına gelecek tek artının Melen olduğunu ancak oradan gelecek suyun da günlük kişi başına bir kova kadar olduğunu söyledi. Melen Projesi’nde yapılması gereken barajın ve ikinci boru hattının yapılmadığına dikkat çeken Avcı, “İstanbul’un kurak döneminde Melen’de de su olmuyor. Melen kış döneminde zengin su potansiyeline sahip. Ancak burada baraj yapılmadığı için kışın bu su stoklanmıyor. İstanbul’un su stok alanı yok. Terkos Barajı
kullanılıyor stok yapmak için ama artık onun da kapasitesi yetmiyor. Terkos’un kapasitesinin arttırılması için bir çalışma var ancak henüz bitirilemedi” diye konuştu.

SICAK VE KURAK BİR HAVA

Meteoroloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Adil Tek, İstanbul’un barajlarındaki su miktarının kente yetecek seviyede olduğunu ancak kenti yağışsız ve sıcak bir mevsim beklediğini vurguladı. İstanbul’da 1 Eylül-30 Ekim arasında yağışların ortalamanın üstünde gerçekleştiğini, ocak- şubat aylarında ise fazla yağış alınmadığını anlatan Tek, yağışların geçen yıldan kalan boş barajları doldurup aradaki farkı kapatmaya yettiğini söyledi. Bu doluluk oranlarının yaz için İstanbul’u idare edeceğini belirten Tek, “Mayıs yağışları normal seyrediyor. Haziran-temmuz-ağustos aylarında yağışlar ortalamanın da altında gerçekleşecek. Yaz mevsiminde sıcak hava dalgaları etkili olacak. Sıcak havanın etkisi ile oluşan buharlaşma barajlardaki doluluk oranlarını etkileyecektir” dedi.


BAŞKENTTE ÖLÜ HACİM
Başkent Ankara da, “su kesintisi tehlikesi olmayan ama yasakların ve tassarruf önlemlerinin uygulanacağı” bir yaza
hazırlanıyor. Çamlıdere Barajı, bir türlü “ölü hacim” seviyesinden yukarıya çıkamazken barajların toplam kapasitesi ile bugünkü doluluk oranı arasında “uçurum” bulunuyor. “Umutların bağlandığı”, ancak insan sağlığına zararlı olduğu belirtilen Kızılırmak suyunun başkente gelişi konusundaki çalışmalar henüz bitirilemedi. Ankara Anakent Belediyesi ise “Bir daha bırakılmamak üzere tasarruf” diyor.

Ankaralılar, 2007’de susuzluk nedeniyle adeta “kâbus” gibi bir yaz geçirmişti. Kentin göbeğinden yansıyan “çağdışı” görüntüler, tüm Türkiye’yi şaşırtmıştı. Başkentlileri, 2008 yılında bu kez belki su kesintisi tehlikesi olmayan, ama yine “su tasarrufuyla geçecek” bir yaz bekliyor. Ankara Anakent Belediyesi Basın-Yayın Koordinatörü Avni Kavlak, bundan sonra her zaman tasarrufun gerekli olduğunu, başkentlilerin de bu bilinçle su kullanması gerektiğini, Kızılırmak’tan su getirme çalışmalarında 2 hattın tamamlandığını ve buralardan su verme denemelerinin sürdüğünü, 3. hattın ise bitimine kısa bir süre kaldığını söyledi. Kavlak, “Çalışmalar tamamlandığında bir tören düzenleyeceğiz ve bu hatlardan Ankaralılar su almaya başlayacak” dedi. Kavlak, halen Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan Çamlıdere Barajı’nın ise uzun süredir olduğu gibi “ölü hacim” olarak tabir edilen seviyede bulunduğunu kaydetti.

ARSENİKLİ, SİYANÜRLÜ SU!

Önlemlerin aynen devam etmesine ve barajlarda istendiği gibi doluluk yakalanamamasına karşın Ankara’da su kesintisi yapılmayacağının belirtilmesinin nedeni ise Kızılırmak Projesi. Anakent Belediyesi, “Başka hiçbir kaynak olmaksızın, Ankara’nın 15 yıllık su ihtiyacını karşılayacak” dediği ve 125 kilometre uzaktan getirilen Kızılırmak suyu ile başkentlilere, “kesinti eziyetini” bir kere daha yaşatmamayı vaat ediyor.

Ancak Ankaralılar, kesinti yapılmasından korktuğu kadar Kızılırmak suyunu kullanmaktan da korkuyor. Nedeni ise uzmanların testlere dayanarak hazırladığı raporlar. Kızılırmak suyunda birçok metalin yanı sıra zehirli özellikleriyle bilinen “arsenik” ve “siyanür”ün de bulunduğunu, ayrıca başta yaşlılar ve bebekler olmak üzere herkesin sağlığını olumsuz etkileyecek oranda yüksek sülfat barındırdığını ortaya koyuyor. Araştırmalara göre, ortalama 4 kişilik başkentli bir aile, tüketim miktarına göre ayda yaklaşık 35-70 YTL’yi dışarıdan su satın almak için kullanıyor.

(MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:06

İLGİLİ HABERLER