"DİNİ ANLATMAKTA ZORLANIYORUZ"
DUYGU BEKTAŞ
ANKARA
Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet'in aylık dergisinde yayımlanan yazısında değişme ve yenilenmenin önemini vurguladı. Görmez, değişim, tecdit, teceddüt, yenilik veya yenilenmenin tarih boyunca insanoğluna çok cazip gelen kavramlar olduğunu belirterek, insanoğlunun değişimi ve yeniliği çok arzu ettiğini ancak bireysel ve toplumsal değişimin yasalarına, yenilenmenin sünnetlerine riayet etmeyi ihmal ettiğini kaydetti.
Kendini yenilemenin en önemli yolunun bilgiyi yenilemekten geçtiğini ifade eden Görmez, "Biz bilgimizi yeniledikçe, bilgimiz bizi yenileyecektir. Ufkumuz afaka ancak yüksek bir irfan ile ulaşabilir. Okumak, yeniden okumak, okumalarımızı, okuduklarımızı hep yenilemek zorundayız. Her an yenilenmenin en önemli yöntemi, tefekkür etmektir. Dağarcımızda biriktirdiğimiz ve bizi hep kendimizin ve hayatın gerisinde kalmamızı mukadder kılan önyargılardan, basmakalıp düşüncelerden kurtulmanın yolu, düşünce hayatımızı yenilemekten geçer" dedi.
"DİL SORUNU VAR"
Çağdaş dünyanın ciddi bir dil sorunu, dilsizlik sorunu olduğunu belirten Görmez, "Manalar, mefhumlar ve mazmunlar zayıfladıkça, dil beyan etmede, lisan ifade etmede aciz kalıyor. Gönül manasındaki dil ile lisan anlamındaki dil adasındaki ilişki zayıfladıkça gönül dili yok oluyor. Üslub-u beyan ayiniyle insan fehvasınca dil zayıfladıkça insan, insan zayıfladıkça dil zayıflıyor" ifadelerini kullandı.
Yenilenmenin insanlar olduğu kadar kurumlar için de gerekli olduğunun altını çizen Görmez, kurumların yenilenmeye ve değişime direnmeleri halinde sürekliliklerini ve canlılıklarını kaybedeceklerini belirtti. Sürdürülebilirlik açısından değişim ile süreklilik arasındaki ilişkinin son derece önemli olduğunu ifade eden Görmez, toplumsal değişimlere göre kendilerini yenileyemeyen kurumların çağın gerisinde kalacaklarını belirtti. Kurumların da hizmet anlayışlarını gözden geçirerek özeleştiri yapmaları gerektiğini dile getiren Görmez, "Kurumsal bir asabiyete girmeksizin görev tanımlarını güncellemeli, tüm yenilenmeleri dikkate alarak kendilerini yenilemeli ve böylece süreklilik kazanmalıdır" dedi.
"DİNİ ANLATMAKTA ZORLANIYORUZ"
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın temel görevinin toplumu din konusunda aydınlatmak olduğunu anlatan Görmez, "Fakat aydınlatma sadece anlatma ile değil, aynı zamanda anlaşılabilir ve kavranabilir olmakla mümkündür. Bugün bir mihrap ve minber gönüllüsü kadar kendisini, bilgisini ve dilini sürekli yenilemek durumunda olan çok az görev vardır. Din görevlileri olarak bizler, ne yazık ki bugünün kuşaklarına hitap etmede, onlara Din-i Mübin-i İslam'ın hakikatini anlatmada, kısaca kendimizi ifade etmede zorlanmaktayız. Bu nedenle din hizmeti gibi ulvi bir görevi icra eden bizler, söylem ve üsluplarımızı yenilemeliyiz. Bundan kastımız, yeni kelime ve cümleler kurabilmek değil, hikmetli bir üslup ve yüksek bir gönül dili ile her türlü idrake, yüce dinimiz İslam'ın hakikatlerini sunabilmektir. Sağlam bir düşünme metodolojisi sunan rahmet dini İslam'ın evrensel ilkeleri her çağı ve zamanı kuşatacak bir hüviyete sahiptir. Dinin hakikatleri eskimez, tecdide ihtiyacı yoktur. Ancak bizim algımız bizim hakikatlere olan bağlılığımız eskir, dolayısıyla bizim yenilenmeye ihtiyacımız vardır. Dinin sahih öğretileri hiçbir illetle muallel olmazlar, hastalanmazlar, ıslaha ihtiyacı yoktur. Ancak bizim bakış açılarımız anlayışlarımız her türlü illete müptela olabilir. Bu itibarla özümüzü yeniden ihya ve ıslah etmeye dindarlığımızı, sadakat ve bağlılığımızı yenilemeye ihtiyacımız vardır" dedi.