
DİVALAR, STARLAR, YILDIZLAR...ASIL MARKA BİZİZ ÖTEKİLER TIRIŞKA!..
Perihan Savaş'a bir dokunduk bin 'ah' işittik. Ünlü sanatçı birçok konuda sert açıklamalar yaptı.
Setin haricinde nasıl bir kadınsınız, pazara, markete gider misiniz mesela? Kendi alışverişinizi kendiniz mi yaparsınız?
Ben halkın içinden kopuk yaşayan biri değilim. Sırça köşkte yaşamıyorum. Türkiye'de neler yaşanıyor çok iyi biliyorum. Bir sürü sanatçı diyor ki, "Ben halkın içindeyim. Ben halkın içinden geldim" Hadi canım sende! Sen bir çık pazara da gör bakalım gerçek hayat nasıl? Ne yaşadın? Hangi pazarın tezgahında oturup da o insanlarla çay içip ne sohbeti yaptın? Ben pazara çıkarım, çağırırlar beni, "Abla bir çayımızı iç" derler, içerim. Beni görenler şoka giriyorlar. Ben onlardan çok şey öğreniyorum.
Kameralar karşısında sizin gibi yaşadığını söyleyen çok oyuncu ya da şarkıcı var, onlara inanalım mı?
Hayır, onlar öyle konuşuyorlar ama yaşadıkları hayat çok farklı. Ben de bunları duyunca çıldırıyorum. Bir de ünvanlar var. Yıldızlar, starlar, süper starlar, divalar, yoncalar... Bu bir promosyon. Nasıl ki bir reklam filmini ya da ürünün tanıtımında bir sürü promosyon ve slogan kullanıyorsan, bu da öyle bir şey...
!!!
Bir de gerçek sanatçılar var. Onlar geri plandalar ama çalışarak kendi yaşamlarını idame ettirmeye uğraşıyorlar. Aslında bence asıl markalar onlar. Asıl markalar bizleriz. Ötekiler marka değil, tırışka...
Annenizi kısa bir süre önce kaybettiniz, başınız sağolsun.
Sağolun. Biliyor musun ben annemi kaybettiğimde çocukluğumu da kaybettim. Bunu da bana Nazan Öncel söyledi. Onu hiç tanımam, kendisiyle bir sohbetimiz olmadı beni aradı, annem öldüğü zaman. Çok şaşırdım, ayrıca da çok teşekkür ederim kendisine. Bana dedi ki, "Bana çocukluğumuz elimizden alınmış gibi geliyor" Doğru, annem ölmediği zaman ben kendimi çocuk gibi hissediyordum. Annem günde 8 defa beni arıyor, neredesin, arabayı dikkatli kullan diyordu. Onu kaybettim ve büyüdüğümü hissettim. Nazan Öncel çok doğru bir teşhis yaptı.
Sizi hep dizilerde mi göreceğiz, ekranda program yapmayı düşünmüyor musunuz?
Teklif gelmedi... Çok fazla medyatik değilim ya ondandır. Medyatik olmak lazım. Birilerini bulup ortalarda dolaşmak lazım. Ondan ayrılıp, onunla bununla birlikte olmak lazım. Bunlar olunca bir bakıyorsunuz size küt diye bir teklif gelmiş.
Sizin gibi düzgün yaşayan sanatçıların bu meslekte işi zor mu?
Ben işimle anılmak istedim. Şimdikiler öyle değil, ondan ayrıl onunla birlikte ol, birisine sataş. Gündemde ol, o zaman küt diye sana, yeni bir dizi teklifi geliyor ya da program teklifi alıyorsun. İzleyici benim kadın programı yapmamı istiyor. Aslında Türkiye'de ilk kadın programını yapan kişi benim. Benden sonra başladı bu tip taklitler. Ama kadın programı dediğin zaman orada kadını aşağılamak, kadınların yaşadıkları çileleri anlatmak yerine, kadınların yaşadıkları zorlukları nasıl aşılabileceklerini, o kadınlar için neler yapılması gerektiği anlatılmalı.
APTALCA DiZiLER REYTiNG ALIYOR
Neden, 'Gazi' adlı dizide oynamayı kabul ettiniz?
Bu dizide oynamak benim için çok önemliydi çünkü, terörün kökünü kazımak için yıllardır çok şehit verdik. Çok evladımız gazi olarak evine döndü. Ortada bir savaş olsa hiç problem değil ama yok. Masa başında bazı insanların oyunları yüzünden oluyor her şey.
'Gazi' beklenen ilgiyi gördü mü?
Dizimizin reytingleri süper değil ama yolda, pazarda, sokakta gördüğüm her insan bu diziyi izliyor. Peki ama nedir o zaman bu reyting? Kimlerin elinde bu reyting? Kime ve neye göre belirleniyor. Herkes bizi izliyorsa, reytinglerimiz niye böyle? Seyirci bizim dizimize sahip çıksın. İşimiz zor. Çok emek sarf ediyoruz. Ne yazık ki, baştan savma yapılan aptalca diziler yüksek reyting alıyor.
ONLARI BAŞKALARI TAKDiR EDiYOR
Reyting kaygısıyla iyi bir şeyler yapmaya çalışmak siz oyuncuları çok yoruyor değil mi?
Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Biliyorsunuz bu öyle bir pasta ki, bir dizi tutunca arkasından farklı oyuncularla bir sürü versiyonları yapılıyor. Tek düşünülen şey, o pastadan bir pay alabilmek... Sonunda o pastadan kimseye kalmıyor zaten. Bitiyor, cıvık bir şey kalıyor. Siz de yaptığınız işle ortada kalıyorsunuz. Fakat aptalca diziler yapan insanlar pirim yapıyor.
Sizi üzülmüş ve sinirli gördüm.
Kızdığım, sinirlendiğim oluyor. İnsanlar bana "Sizi niye ekranlarda göremiyoruz" diye soruyor... Benim işim bu. Çalışmak zorundayım. Küsemiyorum, oyunculuğu çok seviyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bunun da taktir edilmesini istiyorum. Bu işi çok farklı yapan insanlar daha çok taktir ediliyor gibi görünüyor ama aslında öyle değil. Halkımız onları taktir etmiyor. Onlar bazı kişiler tarafından taktir ediliyor.
Kim taktir ediyor onları?
O biraz farklı bir kesim. O bende kalsın.
YENiDEN EVLENEBiLiRiM
Artık güzel bir evlilik yapmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
Evlilik kapılarını hiç kapatmadım ki. Doğru insan ve doğru zamanda evlilik olabilir. Yaşamın insana ne getireceği hiç belli değil. Ben de evlenmek istiyorum. Annem son üç ayda, "Bak kızım, Melek evlenip gidecek. Yarın oğlan da evlenecek. Sen yalnız kalacaksın. Benim gibi kalma, evlen" dedi. İnşallah annemin dileği olur.
Nasıl bir erkek sizi nikah masasına oturtabilir? Şöhretli insanı taşımak zordur. Beni taşıyacak biri olması lazım. Biri çıkacak karşıma buna inanıyorum. Bu tanıştırmalarla olmaz, bir anda olacak bir iş. Ben aşkı çok seven bir kadınım. Bir insan aşık olmadan, heyecan hissetmeden nasıl evlenir. Mutlaka arada bir elektrik olmalı. Öbür türlü anlaşma olur.