Gündem
  • 6.10.2004 10:20

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR: ALEVİLİK İSLAM DIŞI DEĞİL...

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, AB süreci ile ilgili dini tartışmaları gazetemize değerlendirdi. Bardakoğlu, Alevilik, imamlık hizmetleri, imam atamaları, din görevlilerinin eylemleri, Ramazan ayındaki hizmetler, ezan, Peygamber Efendimizin (s.a.v) kitaplarda yer alan silüeti hususunda önemli açıklamalarda bulundu. Bardakoğlu, son günlerde artan ''Alevilik'' tartışmalarını şöyle yorumladı: ''Alevilik İslam dışı değildir. Alevilik İslam içi kültürel eğilim veya tarikattır. Şia ile Alevilik aynı şey değildir. Aleviliğin zıddı da Sünnilik değildir. Alevilik İslam içi öğelerin bulunduğu kültürel bir tarikattır. Mezhep sayılması bile zordur'' dedi. Bardakoğlu, Alevilerin Diyanet'te çalışıp çalışamayacağı sorusuna, ''Diyanet Sünni bir kuruluş değildir. Diyanet kamu kuruluşudur ve vatandaşlık esasına göre hizmet verir. Bunun için biz insanların mezheplerine inançlarına bakarak istihdam etmeyiz. Biz insanları diplomalarına ve ehliyetlerine göre istihdam ederiz. Laik ve demokratik bir ülkede insanlar inançlarına mezheplerine göre değil objektif kriterlere göre seçilir ve görev verilir'' dedi. Nüfus kağıdında Alevilik Bardakoğlu, nüfus cüzdanlarındaki din hanesine Aleviliğin yazılması yönündeki talepleri doğru bulmadıklarını belirtirken, ''Eğer Alevileri eleştiren dışlayan bir din anlatımı bugüne kadar olmuşsa bunun düzeltilmesi lazımdır. Alevilik, İslam'ın dışında bir ayrıştırma, insanların Alevi, Nakşi ve Mevlevi şeklinde daha çok tarikat eksenli bir ayrıştırmaya götürülmesi Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü için çok yanlıştır. Batı bunu yapıyorsa ve kaşıyorsa yanlış yapıyordur. Bizim bunları kaşımamamız gerekir. İnsanları kendi dini inanışları ve tercihleriyle tarikatlarıyla başbaşa bırakmamız gerekir'' dedi. Dinde ihya ve tecdit vardır Dinde reform olmayacağını ancak ihya ve tecdit (yenileme) olabileceğini anlatan Bardakoğlu, şunları söyledi: ''Kur'ân-ı Kerîm engin bir hazinedir. Her çağda yeniden anlaşılmalı ve yeniden yorumlanmalıdır. Hicretin 4, 5 ve 6 . asırlarındaki yorumları sadece çok değerli bir çalışma olarak görüyoruz. Bu çağda yeniden yorumlamalıyız. Mutlaka yeni kazanımlardan faydalanmalıyız. Mehmet Akif'in dediği gibi herkesin hergün o gün Kur'an yeniden nazil olmuş gibi düşünerek uyanması lazım.'' Diyanet, AB'ye hazır Bardakoğlu, ''Türkiye, AB'ye girmeyi hedefliyor. Diyanet de hazır mı?'' sorusuna, ''Bilgi açısından AB'ye girmeye hazırız. Ama kurumsal olarak bazı eksikliklerimiz olabilir, onlar da tamamlanır'' cevabını verdi. Bardakoğlu, 15 Ekim'de başlayacak Ramazan'da ''manevi bir atmosfer'' oluşturmak istediklerini, bunun için müftülüklere panel, seminer, konferans gibi toplantılar ve toplumla kaynaştırıcı iftar davetleri düzenlemeleri için talimat verdiklerini söyledi. Bardakoğlu, ''Peygamber'in sünnetinde olduğu gibi sofralarda fakirler olması tabiî önemli. Vaizlerin ne konuştuğuna biz karışmayız'' dedi. Hoparlör iyi ayarlanmalı Sağlıklı bir çevre oluştururken tartışmaların odağında dinin olmasını istemediklerini anlatan Bardakoğlu, az cemaatin olduğu cami içinde de hoparlörlerin kullanılmaması gerektiğini belirterek, ''Hoparlörün ayarı iyi yapılmazsa içerdeki cemaat bile rahatsız oluyor. Ses çirkinliğini hoparlörle kapatmaya çalışanlar var'' dedi. Bardakoğlu, Kur'an'ı da tabiî sesle dinlememiz gerektiğini vurguladı. Meydanlarda dua okuyarak eylem yapan Diyanet görevlileri için ''şık olmadı. İmamlık hizmeti, dini motifler, sendikal mücadeleyle bir araya getirilmemelidir '' diyen Bardakoğlu, Diyanet'in artık saatine bakarak namaza gelen, ezan okuyan imamlardan kurtulması gerektiğini söyledi. İmamların asıl işinin namazdan sonra başladığını belirten Bardakoğlu, ''Toplumda ne olup bittiği ile ilgilenmeyen imam tipinin artık hiç olmaması lazım. İmamların gerçek görevi namazdan sonra başlar. Cemaatle ilgilenmesi gerekiyor. Camiyle ilgilenmesi gerekiyor'' diye konuştu. Ek hac kontenjanları Bardakoğlu, yedekteki hacı adaylarına ek kontenjan sağlayabilmek için girişimlerin sürdüğünü ve geçen yıldan az olmamak üzere belirli miktarda ek kontenjan alma ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Bardakoğlu, bir hafta içinde 3 bin 500 vekil imamı kadrolarına atadıklarını ve bu atama işlemini ÖSYM'nin yaptığı KPSS sonuçlarına gerçekleştirdiklerini söyledi. Bardakoğlu, ''Hakkaniyet ve adaletle iş görüyoruz'' dedi. Bardakoğlu, yaklaşık 25 bin imamın Açık Öğretim Fakülteleri'nin ''ön lisans'' bölümünü tamamladığını, imkan olursa İlahiyat Fakültesi mezunlarını imam olarak atamak istediklerini bildirdi. 'Baş imamlığı getireceğiz' Bardakoğlu, imamların eğitim seviyesini yükseltirken, ''baş imamlık'', ''uzman imamlık'' ve ''imamlık'' şeklinde üç kategoriye ayırmak için yasa değişikliği üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Bardakoğlu, Süleymaniye, Fatih, Kocatepe gibi büyük camilerde baş imamların görevlendirileceğini, imamların mali haklarının da bulundukları kategoriye göre belirleneceğini söyledi. Bardakoğlu, bu kategoriler arasındaki geçişin de sınava ve objektif kriterlere göre yapılacağını belirtti. Bardakoğlu, ''İmamların özlük haklarını iyileştirmek bizim görevimiz. Yani şimdiki yasal düzenlemeye göre köydeki herhangi bir imamı en büyük camiye götürüp imam yapabilirsiniz. Baş imam, uzman imam, imam şeklinde kademelendireceğiz'' dedi. 'Din görevlisi 24 saat çalışmalıdır' Bardakoğlu, son dönemde ön plana çıkan sendikalı Diyanet görevlilerinin grev taleplerini değerlendirirken, şunları söyledi: ''Din hizmetleri hiçbir zaman sendikal çekişmelere kurban edilmemeli. Sendikal mücadelerin konusu olmamalı. Biz siyasetin, ticaretin ve sendikal çekişmeleri bu hizmetin dışında tutmalıyız. Onun için halkımız da grev yapan bir işçiyi anlayışla karşılayabilir mi? Grev yapan bir imamı nasıl karşılar, bunu sizin takdirinize bırakıyorum. Din görevlileri, 24 saat toplumun hizmetinde olmalı.'' Bardakoğlu, imamların hafta sonu tatil yapıp yapmayacağı konusunda şartların esas alınması gerektiğini belirterek, ''Mesela bir tatil beldesinde cumartesi ve pazar günleri tüm insanların geldiği kaynaştığı bir gündür. O bakımdan herhalde önemli günlerde bir imamın izin kullanması görev sorumluluğu olan imamlarda istenilen bir durum değildir'' dedi. Peygamber Efendimiz'in kitaptaki silüeti inceleniyor Bardakoğlu, bazı ders kitaplarında Hz.Muhammed'in (s.a.v) silütlerinin yer alması konusunda ise ''Din İşleri Yüksek Kurulu bunu değerlendiriyor. Kişisel kanaatim, Hz Peygamber'in resmi, saygı tehayüllerini belli bir çizgiye hapsedilmemesi için, soyut kalması için resmedilmeye gidilmemiş. Bunun çok akidevi temellerden çok estetik temeleri var'' dedi. Yeni ezan tartışmasına açıklık Bardakoğlu, ''ezan'' tartışmalarını değerlendirirken de çevreyi rahatsız etmeyecek ancak ezanın duyulmasını da engellemeyecek şekilde okunmasını istediklerini söyledi. Bardakoğlu, ''Bizim dediğimiz cümle şu: Yakın komşuları rahatsız etmeyecek fakat ezanın duyulmasını sağlayacak bir şekilde ayarlayın. Eskiden Sultanahmet, Süleymaniye, Kocatepe gibi büyük camilerin sesi çevreyi rahatsız etmiyordu. Niye? Minareler yüksekte, binalar alçakta kalıyordu. Ses ufka yayılıyordu. Şimdi ne oldu? 12-15 katlı binaların duvarlarına çarpan ses yankı yapıyor. Aslında bu binalar hem sesi hapsediyor, hem de engelliyor. Aslında bu, bizde şehirleşme planı yapamadığımızın bir göstergesidir. Yakın komşular ezanın sesinden rahatsız oluyor. Hiçbir dini hizmet komşuları rahatsız edemez. Bunu kimler yapacak? İlgili görevliler duruma göre ayarlama yapacaklar. Bu ne 'ezanın sesini kısın' anlamına gelir. Ne de 'arkadaş biz her ne olursa olsun biz istediğimiz gibi okuyacağız kim rahatsız oluyorsa olsun' gibi bir vurdumduymazlığa işaret eder. İkisinin ortası bir dengedir bu.'' (YENİ ŞAFAK) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:02

İLGİLİ HABERLER