
DÜELLOYU GERÇEKTE KİM KAZANDI?
Günlerdir Beklenen Kılıçdaroğlu-Fırat düellosu gazetelere de farklı yansıdı. Bazı gazetelere göre Fırat, bazılarına göre Kılıçtaroğlu kazanırken bazıları da üsluba dikkat çekti. Tartışmayı değerlendiren köşe yazarları ise genellikle bağlı bulundukları yayın grubunun politikasına yakın yorum yapmayı tercih etti. Daha sağ duyulu yazarlar kazanan ilan etmekten çok konuşulanları analiz edip, üsluba değindi. Genel kanı ise tartışmanın en karlı çıkanının Uğur Dündar olduğu idi.
Tartışmadan basına yansıyan en ilginç değerlendirmeyi ise Akşam gazetesi yaptı. Yaptıkları spor programlarıyla tanınan Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu’nun görüşlerini aktaran Akşam gazetesi, haberi bir futbol müsabakası gibi aktardı.
Fırat-Kılıçdaroğlu düellosundan gazetelerin birinci sayfalarına yansıyan başlıklar:
Akşam: Kılıç Yarası
Birgün: Kılıçdaroğlu Fırat'ı ahlakla vurdu
Bugün: Belge savaşı
Cumhuriyet: Fırat yanıt veremedi
Güneş: Dengir nakavat!
Sözcü: Fırat’ın suyu çıktı
Tercüman: Kılıçdaroğlu terletti
Hürriyet: Türkiye not verdi
Milliyet: Çok şey öğrendik
Sabah: İşte özlenen üslup ve tablo
Vatan: İki yeni suçlama
Zaman: Seviyeli tartıştılar Meclis'in itibarı zedelenmedi
Radikal: Dengir beyin zor günü
Star: Dosya fiyaskosu
Yeni Şafak: Dündar'a yaradı
Vakit: Kılıçdaroğlu 'müfteri' damgasını silemedi
Takvim: Üslup kazandı
Türkiye: Kozlarını paylaştılar
Referans: İddialar sert üslup yumuşak
Posta: Neler varmış neler
Taraf: İlk maçta nakavt yok
Milli Gazete: Tencere dibin kara
Vakit: Kılıçtaroğlu ‘müfteri’ damgasını silemedi
Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu'nun Akşam gazetesinde yaptıkları 'düello' değerlendirmesi:
Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu'nun Akşam gazetesinde yaptıkları 'düello' değerlendirmesi:
Şansal Büyüka & Erman Toroğlu'ndan
'Düello maratonu'
Şansal Büyüka: Kılıçdaroğlu baskılı oynadı
Böyle maçlara gitmeyi, izlemeyi sevmem...Her şeyden önce taraf değilim...Ama Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut “Maça git yorum yaz” deyince iş değişti...
Yoğun trafikten ilk 10 dakikayı kaçırdım... Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlangıçta rakibini kontrol ettiği ve hücum için fırsat kolladığı dakikaları...
Sonrasını dikkatle izledim...
Açıkçası Kemal Kılıçdaroğlu’nu daha baskılı gördüm...
Gol arayan, rakip savunmayı zor durumda bırakmak isteyen bir Kılıçdaroğlu vardı sahada...
Oysa Dengir Mir Mehmet Fırat’ın eski maçlarını biliyorum...
Tempoludur, baskılı oynar, hücumu sever, goller atar, futbolcu diliyle “puan ve puanlar” alır...
Oysa bu maçta sanki sürekli savunmada kaldı... Hücum etmeye, rakibi zorlamaya alışkın olan Fırat, sanki taktik değiştirmişti... Genellikle rakibe karşı kontrollü oynadı, bir kaza golü yememeye çalıştı...
Bana göre şunu yapmalıydı...
Elindeki dosyaları federasyona ve hukuk kuruluna gönderirken, maçı izleyen milyonlarca seyirciyi düşünmedi...
Tıpkı Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi bu dosyaların önemli bölümlerini bu milyonlarca seyirci ile paylaşmalıydı...
Buradaki maç taktiği iyi değildi Fırat’ın...
Maçın geneline baktığınızda Kılıçdaroğlu hücumda, Fırat da belki de taktik gereği savunmada kaldı...
Maçın galibine gelince...
Burası Türkiye... Fanatizm ülkesi... Bu ülkede futbolun kuralları değil, renklerin çıkarı egemendir... Onun için, fauller, ofsaytlar, frikikler, hatta atılan goller futbolun kurallarına göre değil, tarafların çıkarlarına göre değerlendirilecektir...
Yani iki taraf da “Biz galibiz” diyecektir...
Hakeme gelince... Şimdiye kadar o kadar kritik maçlar yönetti ki, bu maçta zorlanmadı bile...
ERMAN TOROĞLU: Kılıçdaroğlu hücuma çıktı, Fırat top çevirdi
İki taraf da maça kamuoyu baskısıyla çıktığı için oyun çok sert geçmedi. Arkadan tekme atan, kasıtlı sertlik yapan olmadı. Hatta fazla faul düdüğü bile çalmadı. Kılıçdaroğlu ve Fırat’ın bu tavrı hakemin de işini kolaylaştırdı. Hakem Uğur Dündar, zaten Türkiye’nin isminde uzlaştığı bu tip derbileri kolaylıkla yönetmiş bir hakem olduğu için hiç zorlanmadı. Tecrübeliydi, kavga istemeyen Türk halkının beklentileri doğrultusunda temiz bir maç olması için elinden geleni yaptı.
Kılıçdaroğlu maça çok iyi hazırlanmıştı. Taktiği belliydi, ayağa toplarla oynayıp sık sık hücuma çıktı. Neyi izah etmesi gerektiyse doğru ve anlaşılır şekilde anlattı. Bizim millet lafı eveleyip geveleyip, ne dediği belli olmayan adamları sevmez. Maç içinde hep doğru hamleler yaptı, ileriye dönük oynadı. Sağlam ve güvenilir bir portre çizdi. Kondüsyonu iyiydi, mücadelenin her anında kuvvetli ve inandırıcı kalmayı başardı.
Fırat iyi hazırlanmamıştı. Araya atılan ara top ve şutlara basarak karşılık vermeye çalıştı. Hücuma hiç çıkamadı. Yan top yayıp, geriye oynayıp vakit geçirmeye kalktı. İddialara tam cevap veremedi, tahmin ediyorum atılan bu şutlarda gol yerim diye uzun uzun önündeki kağıtları okuyup işleri sulandırdı. Bir ton evrak getirmişti ama işe yaramadı.
Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 05:56