DÜNDEN BUGÜNE TÜRKİYE VE RUSYA'NIN DOĞALGAZ ANLAŞMAZLIĞI...
FUAT MALİKOĞLU
MOSKOVA - Türkiye ile Rusya arasında büyük umutlarla 1997 yılında imzalanan Mavi Akım anlaşması çıkmaza girdi. Gelinen noktada iki ülkenin hatalarının yanısıra, Kafkasya'daki ABD-Rusya çekişmesinin de rol oynadığı görülüyor.
Türkiye ile Rusya'yı birleştirmesi, yakınlaştırması için hazırlanan Mavi Akım projesinin bu kadar büyük bir soruna dönüşeceğini doğrusu kimse beklemiyordu. Sovyetler Birliği'nin dağılması ardından Türk-Rus işbirliğinin en iddialı projesi olarak ortaya konulan Mavi Akım, kelimenin gerçek anlamıyla çıkmaza girmiş durumda. O kadar ki, iki ülke anlaşmazlıklarını uluslararası tahkime taşıma kararı aldı.
Oysa, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile Rusya Başbakanı Viktor Çernomirdin arasında 1997 yılında Ankara'da doğalgaz anlaşması imzaladığında beklentiler çok farklıydı. Yaklaşık 3 milyar dolar değerindeki anlaşmayla, Karadeniz'in dibine boru hatları döşenecek ve 2002 yılında Türkiye doğalgaza kavuşacaktı. Başlangıçta işler yolunda gitti. Dünyada ilk kez denizin 2 kilometre dibine boru hatları döşendi. Ancak, inşaatla birlikte Türkiye'de tartışmalar da başladı.
Mavi Akım tam kapasiteye ulaştığında Türkiye Rusya'dan yılda 16 milyar metreküp gaz alacaktı. Buna, Ukrayna - Bulgaristan yoluyla alınan ve ''Batı hattı'' olarak adlandırılan gaz eklendiğinde Türkiye'nin tükettiği Rus gazı miktarı yılda 30 milyar metreküpe ulaşacaktı. Uzmanlara göre, 2015 yılında Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacı 54 milyar metreküp olacak. Yani, Türkiye, bir yılda tüketeceği toplam gazın yarısından fazlasını Rusya'dan alacaktı. Bazı çevreler Rusya'ya bağımlı kalınacağı gerekçesiyle projeyi eleştirmeye başladı.
SONUN BAŞLANGICI
Ankara ise farklı bir alanda kaygı duymaya başlamıştı. Anlaşmaya göre, Türkiye gazın karşılığını nakit ödemek zorundaydı. Süre ilerledikçe, yani alınan gaz miktarı arttıkça ödenmesi gereken para da doğal olarak artacaktı. Türkiye, anlaşmadaki bu maddenin değiştirilerek gazın bedelinin bir bölümün mal ve hizmetle ödenmesini istemeye başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl sonlarında Moskova'da görüştüğü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e aynı talebi iletti. Gazın karşılığının bir bölümünün nakit ödenmemesiyle ilgili istek belki de sonun başlangıcı oldu.
Bin 252 kilometre uzunluğundaki boru hattı 28 Aralık 2002 tarihinde devreye girdi ve Rusya ilk gazı pompaladı. Dev bir proje tamamlanmıştı ama ne Türk ne de Rus tarafında coşku vardı; resmi açılışın ne zaman yapılacağını hiç kimse bilmiyordu. Karadeniz'in altından geçen boru hatları kısa bir süre Rus gazını taşıdıktan sonra Türkiye nisan ayı başlarında gaz alımını durdurduğunu açıkladı. Hemen ardından iki ülkenin sorumlu kuruluşları, Botaş'la Gazprom arasında görüşmeler başladı. Bu pazarlık, haziran ayı sonlarında karşılıklı tahkim kararı alınıncaya kadar sürdü ve hiçbir sonuç elde edilemedi.
Peki, sorun neydi? Büyük umut bağlanan Mavi Akım'ın bir anda gerginlik kaynağına dönüşmesinde iki tarafın da hataları rol oynadı. Öncelikle Türkiye, devlet olarak imzaladığı anlaşmanın arkasında durmadı. Doğalgaz ihtiyacını iyi hesaplamadan Mavi Akım'ı imzaladı. Projenin uygulamaya konulduğu süreçte 81 ilden sadece 5'inde altyapıyı tamamlayabildi. Yani, Türkiye şu anda Rus doğalgazını ülkeye dağıtabilecek altyapıya sahip değil. Üstelik, hesaplar iyi yapılmadığı için ihtiyaç duyulan gazla pompalanan gaz miktarı arasında fark bulunuyor.
İKİ TARAFIN HATALARI
İkincisi, kamuoyundaki tartışmalarında etkisiyle Türkiye Rus gazının fiyatını düşürmeye çalıştı. Resmen açıklanmamakla birlikte Türkiye'nin Rusya'dan aldığı gazın bin metreküpüne 132 dolar ödediği sanılıyor. Oysa, yine resmi olmayan rakamlara göre, aynı miktarda gaz için Rusya'ya Avusturya 168, İtalya 156, Almanya da 144 dolar ödüyor. Yani, Rusya en pahalı gazı Türkiye'ye satmıyor. Diğer yandan, yine Türk kamuoyunda Türkmen gazının çok daha ucuz olduğu konuşuluyor. Ancak, Türkiye ile Türkmenistan arasında boru hattı bulunmadığı gerçeği unutularak hesaplama yapılıyor.
Doğrusu Türkiye'nin tutumu Moskova'da büyük şaşkınlık meydana getirmiş durumda. Resmi açıklamalara yumuşak yansısa da Rus yetkililer özel sohbetlerde, ''Biz anlaşmayı Türkiye devleti ile imzaladık. Şimdi neden anlaşmaya uyulmuyor'' diye soruyor.
Ya Rusya'nın hatası? Dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi Gazprom'un hatası da o kadar basit değil. Gaz fiyatları petrol, ham petrol gibi bazı değişkenlerin uluslararası fiyatlarının ortalaması alınarak yapılıyor. İşte Gazprom, Türkiye'nin alacağı gazın fiyatını belirleyecek formülde bir hata yaptı. Bu hata sonucu aslında Türkiye, Rusya'ya ödemesi gerekenden daha az ücret ödüyor. Son pazarlıklar sırasında Rusya bu konuyu da gündeme getirdi ve formülün değiştirilmesini talep etti. Bunun karşılığında da Türkiye'ye sadece Mavi Akım'da değil, iki ülke arasındaki bütün gaz anlaşmalarında fiyatı 4 - 5 dolar düşürmeyi önerdi. Bu indirim bütün anlaşmalarda Türkiye'ye 5.1 milyar dolar tasarruf imkanı sağlıyor.
Ancak, formül değişikliği koşuluyla önerilen indirim Türkiye için göründüğü kadar çekici değil, çünkü bu durumda gerçekte gazın fiyatı artacak.
KAFKASYA'DA AMERİKAN-RUS REKABETİ
Bir örnek vermek gerekirse, 132 dolar temel alındığında gazın fiyatı önce 128 dolara inecek, ancak formül değişikliği nedeniyle daha sonra 138 dolara yükselecek. Yani, Türkiye'ye 5 milyar dolarlık tasarruf olanağı sağlayan Rusya, formül değişikliğiyle kendi kazancını 10 milyar dolar artıracak. Türkiye'nin hem gazın fiyatını düşürmeye çalışması, hem de formül değişikliğini kabul etmemesi sonucu görüşmeler tıkandı. Hemen ardından çıkmaza girdi ve uluslararası tahkime gitme kararı alındı.
Bütün bu gelişmelerin Türk-Rus ekonomik ilişkilerinin bütününü etkilememesi zor görünüyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi bavul turizmi dahil 8 milyar dolar civarında. Bir milyona yakın Rus turistin Türkiye'de her yıl bıraktığı para 700 milyon dolar. Türk müteahhitlerin son 12 yılda Rusya'da üstlendikleri 800'e yakın projeden kazandıkları para ise 13 milyar dolara yaklaşıyor. Mavi Akım çıkmazının sürmesi bu olumlu tabloya büyük olasılıkla gölge düşürecek. Her şeye rağmen Rus yetkililer uzlaşmazlığa son dakikada bir çözüm bulunacağına inanıyor, inanmak istiyor.
Bir anda Türk - Rus ilişkilerini etkileyen Mavi Akım'daki anlaşmazlık, aslında ABD ile Rusya arasındaki Kafkasya enerji kaynaklarını ele geçirme mücadelesinin bir parçası. Bu çekişmenin ortasında da Azeri doğalgazı var. ABD, Şahdeniz'den çıkarılacak Azeri gazının Bakü-Ceyhan petrol boru hattına paralel bir hatla Gürcistan üzerinden Türkiye'ye, oradan da Avrupa ülkelerine taşınmasını istiyor. Bazı uzmanlara göre, böylece ABD başından beri soğuk yaklaştığı Mavi Akım'ı devre dışı bırakmaya da çalışıyor. Rusya ise, Şahdeniz gazının doğrudan Mavi Akım'a aktarılmasını istiyor ve Gürcistan'a Amerikan önerisini reddetmesi için baskı yapıyor. Bu çok bilinmeyenli denklemin nasıl çözüleceğini galiba çok az kişi biliyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:16