Ekonomi
  • 5.11.2003 13:32

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE'DEKİ ÜÇÜNCÜ BÜYÜK SORUNU AÇIKLADI

Dünya Bankası, Türkiye'de, kamuoyundaki algılamaya göre, rüşvet ve yolsuzluğun, enflasyon ve işsizlikten sonra gelen üçüncü büyük ekonomik sorun konumunda bulunduğunu bildirdi. Dünya Bankası Türkiye Temsilciliği, bugün Sheraton Oteli'nde ''Bilgi Ekonomisi Değerlendirme Raporu''na ilişkin düzenlenen çalışma toplantısında taslak rapora ilişkin bilgiler verdi. Dünya Bankası yönetimi tarafından onaylanmasının ardından nihai hale getirilecek olan taslak raporda, Türkiye'nin, ekonomideki rekabetçi yapının artmasına rağmen, geniş bir iç piyasa, coğrafi avantaj ve Batı ülkelerinde yaşayan Türkler gibi potansiyellerini değerlendiremediği vurgulanıyor. Rapora göre, bilgi ekonomisine geçişi sağlayacak yenilikçi yapı, AR-GE faaliyetlerine ve eğitime yeterince bütçe kaynağı ayrılmaması, bilgi ekonomisi temeline dayalı ürünlere yetersiz talebin bulunması ve yenilikçi alanlarda yeterince yatırım imkanının olmaması (Türk mali sisteminin, reel sektörü fonlamayı, Hazine bonosu almaktan daha kararsız görmesi) gibi nedenlerden dolayı kurulamadı. Türkiye, hak etmesine rağmen, gerekli yasal düzenlemeleri daha önceden yürürlüğe sokmaması nedeniyle, teknoloji yoğun doğrudan yabancı sermayeyi de çekemedi. ''ÖZELLEŞTİRME YAVAŞ İŞLEDİ'' Raporda, Türkiye'deki işletme yapısına ilişkin olarak, şu tespitlere yer veriliyor: ''Türkiye'de KİT'ler, diğer ülkelere oranla daha büyük bir hacime sahip. Bu şirketler yıllarca, rekabet ve yenilikler konusunda zorlanmadılar. Türkiye'de özelleştirme de, diğer yükselen piyasalara göre daha yavaş bir şekilde ilerledi. Yüksek enflasyon ve makro ekonomik istikrarsızlık, Türkiye'de büyük aile şirketlerini, iç finansman sistemine itti ve ekonomide uzun vadeli önünü görememe yenilikçi girişimleri kararsız hale getirdi. Türkiye'deki üçüncü sektörel alanı ise küçük işletmeler oluşturuyor. Ağırlıklı olarak kayıtdışı kesimde faaliyet gösteren küçük işletmeler, finansmana ulaşma konusunda da sıkıntı yaşıyorlar. Bu şirketler, çoğunlukla ticaret ve üretim alanında faaliyet gösteriyorlar. Türkiye'de yenilikçi küçük şirketlerin yeterince bulunmaması da Türkiye ekonomisinin önemli zafiyetini oluşturuyor. Bunun nedeni de, kamu, büyük özel şirketler ile küçük şirketler arasında bir koordinasyonun bulunmaması.'' ''YOLSUZLUK, ÜÇÜNCÜ BÜYÜK SORUN...'' Taslak rapora göre, Türkiye'de yolsuzluk en önemli problemlerden biri olarak algılanıyor. Yolsuzluk, işletmelerin hayata geçmesinde önemli bir başlangıç maliyeti olarak ta görülüyor. Kamuouyundaki algılamaya göre, rüşvet ve yolsuzluk, Türkiye'nin, enflasyon ve işsizlikten sonra gelen üçüncü büyük ekonomik sorunu konumunda bulunuyor. Siyasi bağlantılar, iş yaptırmak için önemli bir faktör olarak görülüyor. Raporda, bilgi ve iletişim teknolojileri açısından önemli bir kurum olan Türk Telekom'un yatırımlarının azaldığına dikkat çekilirken, bu kurumun özelleştirilmesinin, daha ticari kararlar vermesine neden olabileceği belirtiliyor. Türkiye'de yeterli düzeyde yüksek eğitimli genç nüfusun ve girişimcilik ruhunun bulunduğu ancak, girişimciliğin önündeki bürokratik engellerin azaltılması gerektiğinin belirtildiği raporda, ''yenilikçi girişimlerin teşviki için Şili'de mevcut olan Fundacion Chile kurumu örnek alınabilir. Bu kurum, yenilikçi girişimleri etkin bir şekilde teşvik ediyor, gerekli eğitimi sağlıyor, teknik destek veriyor ve öncü yenilikçi girişimleri geliştiriyor'' ifadesi yer alıyor. ''YETERLİ İSTİHDAM YARATILAMIYOR...'' Taslak raporda, nüfusun büyümesine karşın yaratılan istihdamın çok geride kaldığı vurgulanırken, 1923 yılında, yetişkin nüfusun yüzde 67'si istihdam edilirken, 2001 yılında bu oranın yüzde 45'e düştüğü ve bunun da dünyadaki en düşük istihdam oranlarından biri olduğu vurgulanıyor. İşsizliğin, özellikle yüksek eğitimli genç nüfus arasında çok yüksek olduğu vurgulanırken, bunun da ekonominin gereklerine uygun bir eğitim politikasının izlenmediği konusunu gündeme getirdiği ifade ediliyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:59

İLGİLİ HABERLER