Gündem
  • 30.4.2010 16:46

DURSUN ÇİÇEK'İN YAKALAMA KARARINDA MAHKEME BAŞKANI KARŞI OY KULLANDI

İSTANBUL - Avukatlara dağıtılan tensip tutanağında, ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, açıklanması yasaklanan gizle belgeleri temin etmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve tahrip etmek, amacı dışında kullanmak, hile ile almak, çalmak, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak, taşımak veya bulundurmak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, kayda alınan konuşmaların basın yoluyla yayımlanması, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek'' suçlarından sanıklar Bedrettin Dalan, Dursun Çiçek, Serdar Öztürk, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım, İlhami Ümit Handan ve Özel Yılmaz haklarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamenin kabul edilerek, mahkemenin esas sırasına kaydedildiği belirtildi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Serdar Öztürk, Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım'ın, atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, tutukluluk gerekçeleri ve atılı bir kısım suçların Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olmasını dikkate alarak, tutukluluk hallerinin devamına ve tahliye taleplerinin reddine, ''oy çokluğuyla'' karar verdi.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bu sanıkların tahliye edilmesi gerektiğini belirterek, karşı oy kullandı.
Mahkeme heyeti, ''silahlı terör örgütüne üye olma'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' iddialarıyla suçlanan sanık Kurmay Albay Dursun Çiçek hakkında; mevcut delil durumu, isnat edilen suçların vasıf ve mahiyeti, dosya içeriği, muhtelif kriminal raporlar ve tanık beyanlarını dikkate alarak, sanığa isnat edilen suçları işlediğine dair kuvvetli suç sebeplerinin olması, delilleri gizleme veya değiştirme hususlarında da kuvvetli şüphesinin bulunması, adli kontrol uygulamasının yeterli olmaması ve suçların CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan tutuklamayı gerektirebilecek suçlardan olması gerekçeleriyle yakalama emri çıkarılmasına, yine ''oy çokluğuyla'' karar verdi.
Bu karara da Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, karşı oy kullandı.

-MAHKEME BAŞKANI ŞENGÜN'ÜN KARŞI OYLARI-

Akkaya, Öztürk ve Yıldırım hakkında verilen ''tutukluluğun devamı'' kararına karşı oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, sanıkların tahliye edilmesi gerektiği yönündeki görüşünün gerekçeleri şöyle sıralandı:
''Sanıklara isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyaya yansıyan delil durumlarına, haklarında isnat olunan suç vasıflarının değişme ihtimallerine, sosyal konumları, sabit iş yeri ve ikamet adresleri dikkate alındığında kaçma ve saklanma şüphelerinin bulunmadığı, delillerin yok edilmesi, gizlenmesi veya değiştirilmesi yönünde herhangi bir girişimlerinin tespit edilememesi.''
Başkan Şengün, Dursun Çiçek hakkında çıkarılan yakalama emri kararına da karşı oy kullanarak, Çiçek'in tutuksuz yargılanması yönünde kanaat belirtti.
Başkan Şengün, ''Çiçek'in soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılarının talepleri üzerine iki ayrı tarihte nöbetçi hakimler tarafından tutuklandığı, vaki itirazlar üzerine iki defa nöbetçi mahkemeler tarafından tahliye edildiği, tahliye tarihinden sonra iddianamenin düzenlenmesine kadar soruşturma dosyasına sanık aleyhine herhangi bir bilgi ve belge konulmadığı gibi, son gelen raporda da suçlandığı belge üzerindeki parmak izlerinin ona ait olmadığının belirtildiğini'' ifade etti.
''Sanık Çiçek'in tahliye olmasından sonra, dosyasına aleyhine olabilecek yeni bir bilgi ve belgenin konulmaması, iddia olunan suçlamalar ve bunlara yönelik deliller, suç vasıflarının değişme ihtimali, sanığın konumu itibarıyla delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme yönünde herhangi bir girişiminin tespit edilememesi, devlet memuru olup sabit iş yeri ve ikamet adreslerine sahip olması karşısında kaçma ve saklanma şüphesinin de bulunmadığını'' dikkate alan Şengün, sanık Çiçek hakkında yakalama emri çıkarılmasına gerek olmadığı yönünde görüş belirterek, karşı oy kullandı.
Mahkeme heyeti, ''davanın, birleştirilme talepli açılmış olması, sanıkların tutuklu bulunduğu cezaevinin Silivri'de bulunması ve duruşmaların seri olarak yapılacak olması'' gerekçeleriyle yargılamanın Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda yapılmasına hükmederek, sanık sayısının fazlalığı ve dosyası kapsamına göre sorgu işlemlerinin teknik imkanlarından yararlanmak için yerine getirilmesi konusunda tutulacak kayıtların yazılı tutanağa dönüştürülmesini kararlaştırdı.
Dosyada, müşteki konumunda olan AK Parti adına İdris Naim Şahin, Süleyman Küçüksucu, Hasan Hüseyin Tanrıverdi, Ali Aydın ve Mustafa Coşkun'a duruşma gününün tebliğ edilmesine ve dinlenilmeleri yönünde daha sonrası için duruşmaya çağrılmalarına karar veren heyet, Savcılığın iddianamenin ''Ergenekon'' davasıyla birleştirilmesi yönündeki talebi ile tanıkların dinlenilmesinin ise ilerideki aşamalarda değerlendirilmesine hükmetti.
Heyet, sanıklardan Bedrettin Dalan hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine hükmederek, duruşmanın 28 Haziranda yapılmasına karar verdi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 08:14

İLGİLİ HABERLER