'Özal yarım saat ayırsa ölmezdi'
Eski GATA Komutanı emekli Tümgeneral Prof. Şarlak, yazdığı anılarında, Özal'ın bir yarım saatini ayırıp muayene olmadığı için yaşamını yitirdiğini anlattı
Eski Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Komutanı emekli Tümgeneral Prof. Dr. Ömer Şarlak, ''Kışladan Kampüse'' adıyla yayına hazırladığı anılarında, devletin zirvesinde tanık olduğu birbirinden ilginç olayları anlattı. Şarlak, aralık ayında yayımlanacak anılarında, öldüğü gün kaldırıldığı Hacettepe Acil Servisi'nde gördüğü 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yüzünde, ''gülümseyen bir ifade'' bulunduğunu anlattı. Ailenin isteği üzerine cesedin 17 Nisan 1993'te saat 23.00 sıralarında Gülhane'de yıkandığını belirten Şarlak, şunları anlattı:
''Ben, ailenin fertleri ve Orgeneral Kemal Yamak Paşa, salonun duvarları kenarında yerlerimizi aldık. Yıkama ve kefenleme aşamasında Korkut Özal kendine özgü gür sesiyle bir dua veya ilahi karışımını okumaya başladı. Bu duruma benzeyen pek çok yerde bulunduğum halde böyle bir dua veya ilahiyi hiç duymamıştım.''
11 general önünde tahnit
Şarlak, Özal'ın İstanbul ve Ankara'daki cenaze törenlerinin uzaması durumunda cesedin kokma ihtimaline karşı geçici tahnitini (ilaçlama) teklif ettiğini, ailenin ''Size güveniyoruz. Bizim adımıza siz bulunun ve ne gerekiyorsa yapın'' diyerek bu işleme katılmadıklarını ekledi. 19 Nisan günü kendisi, 1 tuğamiral ve 9 tuğgeneral eşliğinde otopsi salonuna girdiklerini yazan Şarlak, şöyle devam etti: ''Kefenli olarak rahmetli Özal sedye ile otopsi masasına yatırıldı ve kefeni açıldı. Patoloji Ana bilim Dalı'ndaki görevliler formol solusyonları ve büyük enjektörler hazırlamışlardı. Prof. Albay Rıfkı Finci, Doç. Yarbay Ömer Gürhan ve otopsi teknisyeni Mustafa Okumuş gerekli tahnit işlemini gerçekleştirdiler. Bu işlemde vücut boşluklarına, yağ ve kas dokularının yoğun olarak bulunduğu bölgelere formol dolduruldu veya 50 - 100 cc'lik enjektörlerle enjekte edildi. Yüzeysel kokuşmayı önlemek için de vücut yüzeyine, deriye formalin sürüldü ve tekrar kefenlendi. Daha sonraki günlerde rahmetli Özal için yapılan törenlerde yakınındakiler formol kokusunu yoğun olarak hissettiklerini ifade ettiler.''
Gece yarısı Köşk'te
Özal'ın ölmeden önce çıktığı Türki Cumhuriyetler ziyareti öncesi kendisini bir gece yarısı köşke çağırdığını, gut hastalığının nüksettiğini anlatan Şarlak, eski Cumhurbaşkanı'nın ''Hiç zamanım yok'' dediğini, tedavinin daha sonra yapılmasını istediğini belirtti. Şarlak, Özal'ın, bir yarım saat ayırmadığı muayenesine fırsat bulamayarak yaşamını yitirdiğine de dikkat çekti.
Evren ve Özal prostattı
Bazı devlet adamlarının sağlık sorunlarına da değinen Şarlak, 1994'te prostat tespit edilen 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in yurtdışındaki operasyonla sağlığına kavuştuğunu belirtti.
Bir gece yarısı kendisini arayan Özal'ın, ''idrar yaparken büyükçe bir pelte çıktığını'' aktardığını, bunu muhafaza ettiğini söylediğini anlattı. Şarlak, o gece kontroller için Gülhane'ye gelen Özal'ın daha sonra ABD'de prostat kanseri nedeniyle ameliyat edildiğini ve yakın çevresine, ''By - pass ameliyatı geçirdiğimde bunu kamyon çarpması gibi hissetmiştim. Prostat kanseri ameliyatında ise tank çiğnemesine uğradığımı zannettim'' dediğini yazdı.
İnci Baba viski göndermiş
Şarlak, 1993 yılında dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Halis Burhan Paşa ve bazı dostlarıyla birlikte Washington Restoran'da yemek yedikleri sırada ''İnci Baba'' olarak bilinen Nabi İnciler'in masalarına meyve ve viski gönderdiğini de kitabında yazdı.
Rauf Denktaş, MR tüneline sığmadı
Şarlak, 25 Mayıs 1992'de sağ koluna vuran boyun ağrısı şikâyetiyle GATA'ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın magnetik rezonansa (MR) sokulduğunu şu satırlarla dile getirdi: ''Gençlik yıllarında uzun süre güreş yapan, bu sebepten göğüs ve omuz bölgesi çok geniş olan Denktaş maalesef tünele sığmıyordu. Omuz bölgelerine, izinleri ile sağ ve sol taraftan biraz bası yapılarak güçlükle tünelin içine sokabildik.''
Bitlis: Başıma iş çıkarmayın
Şarlak, bir uçak kazasında şehit olan Orgeneral Eşref Bitlis'in bacağındaki ağrısına toplardamar iltihabı tanısı koyunca, Bitlis'in kendisine, ''Başıma iş çıkarmayın'' dediğini aktardı. Şarlak, Bitlis'in öldükten sonraki durumunu şöyle anlattı: ''Bitlis Paşa, omzundaki rütbesinden tanınabilmişti. İlk görüşte, Eşref Bitlis Paşa'nın baş bölgesi yoktu. Dikkatle incelenince, başın göğüs boşluğu içinde gömüldüğü daha sonra anlaşılmıştı.''
milliyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:21