KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Hürriyet'ten Emin Çölaşan,seçime girecek bütün partileri yerden yere vurdu." Yok aslında birbirimizden farkımız!.. " başlıklı bir yazı yazan Çölaşan,"Örneğin merkez sağı temsil etme iddiasındaki ANAP'la DYP arasında ne gibi farklılık var? Elinizi vicdanınıza koyup düşünün.Ben şahsen bilmiyorum, benim ayıbımdır! CHP ile DSP arasında ilkeler açısından hangi fark var? Yeni kurulan YTP'nin bunlardan farkı ne?Yine özür dileyerek söylüyorum ve cahilliğime vermenizi diliyorum. Ben bu sorunun da yanıtını bilemiyorum! Hocaefendi'nin Saadet'i ile kurtarıcımız (!) Tayyip'in AKP'si arasındaki fark nedir? Şimdi çok kızacaksınız ama ben bunu da bilmiyorum!Tayyip uyanık çıktı, vakvaklar ürkmesin diye ‘‘Ben değiştim’’ diyor. Yakında göreceksiniz, ‘‘Atatürkçü oldum’’ diyecek! Hatta oldu bile sayılır!" diye yazdı..
İŞTE ÇÖLAŞAN'IN YAZISI
Yok aslında birbirimizden farkımız!..
BU sloganı reklamlardan biliyoruz... ‘‘Yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı Bankasıyız.’’
Osmanlı Bankası kapandı. Ama bu güzel ve kulağa hoş gelen slogan belleklerde kaldı. Gerçekten de pek çok bankanın birbirinden farkı yok. Vatandaştan mevduat topluyor, parasını kredi olarak veriyor ve arada para kazanmaya çalışıyor.
Peki siyasi partiler arasında fark var mı?
Örneğin merkez sağı temsil etme iddiasındaki ANAP'la DYP arasında ne gibi farklılık var? Elinizi vicdanınıza koyup düşünün. Bu iki parti arasında ilkeleri, programı, yapacağı işler konusunda herhangi bir benzerlik veya fark biliyor musunuz?
Ben şahsen bilmiyorum, benim ayıbımdır!
Kimsenin, hatta o partileri yönetenlerin de bildiği kanısında değilim.
***
CHP ile DSP arasında ilkeler açısından hangi fark var? Yeni kurulan YTP'nin bunlardan farkı ne?
Yine özür dileyerek söylüyorum ve cahilliğime vermenizi diliyorum. Ben bu sorunun da yanıtını bilemiyorum!
Gazeteci geçiniyorum ama cahilliğim sürüyor.
Hocaefendi'nin Saadet'i ile kurtarıcımız (!) Tayyip'in AKP'si arasındaki fark nedir? Şimdi çok kızacaksınız ama ben bunu da bilmiyorum!
***
Türk siyasetinin eksikliği işte burada yatıyor. Biz partilere, ilkelere, programlara değil, onların genel başkanlarına oy veriyoruz.
Küçük yerlerde bu kural biraz değişiyor. Oralarda aşiret reisi, para babası, yörenin iyi bilinen siyasetçisi biraz daha etkili oluyor ama bu durum Türkiye'deki gerçeği değiştirmiyor.
Kentlerde oy veren ve seçmen nüfusunun yarıdan fazlasını oluşturan kitleler, büyük ölçüde genel başkana bakıp oy veriyor. Onlar aşireti, para babasını falan umursamıyor.
Bu durumda ortaya şöyle görüntüler çıkıyor:
‘‘Ben Mesut'u sevmem, oyum Tansu'ya...’’ ‘‘Tansu'ya gıcığım, oyum Mesut'a...’’ ‘‘Bırak hizipçi Deniz'i, partisini batırmış adamdır. Ben Ecevit'ten başkasına oy vermem...’’ ‘‘İkisi de beş para etmez. Çözüm İsmail'de...’’ ‘‘Derviş nerede ben oradayım...’’
Merkez sağ ve merkez sol böyle. Kendi aralarında hiçbir farklılık yok. Birine gıcık kapan ve sevmeyen öbürüne oy veriyor.
***
Gelelim şeriatçı partilere. Allah rızası için bana söyleyiniz, Hocaefendi Necmettin ile çırağı Tayyip arasındaki fark nedir? SP ile AKP arasında nasıl bir ‘‘değişik görüş’’ var?
Bunu kendilerine sorsanız da yanıt alamazsınız.
Tayyip uyanık çıktı, vakvaklar ürkmesin diye ‘‘Ben değiştim’’ diyor. Yakında göreceksiniz, ‘‘Atatürkçü oldum’’ diyecek! Hatta oldu bile sayılır!
4 Kasım günü iktidar olursa, onun nasıl ‘‘değiştiğini’’ hep birlikte izleyeceğiz ve dudaklarımız uçuklayacak!
Hocaefendi'nin Saadet'i bu açıdan daha dürüst. Hiç değilse ‘‘Biz de değiştik, laik ve Atatürkçü olduk’’ yutturmacası yapmıyor.
***
Seçime gidiyoruz. Gerçekleri görelim ve iyi bilelim. Temelde 4 kesim var.
Merkez sağ ANAP ve DYP. Merkez sol DSP, CHP, YTP. Şeriatçı SP ve AKP. Türk milliyetçisi(!) MHP.
(Fakat MHP öyle tuhaf bir Türk milliyetçisi ki, Atatürk'ün adını ağzına almaz. Türban sömürücülerini ürkütmekten korkan ‘‘Türk milliyetçisi’’ bir parti).
Her kesime dikkatle bakınız. Bu partilerin genel başkanları birbirinden nefret eder. Örneğin CHP ile DSP'nin genel başkanları ömür boyu birbirleriyle ilişki kurmadılar. Birbirlerini düşman gibi görürler.
Aynı durum ANAP ve DYP genel başkanları için geçerli. Fırsat bulsalar, birbirlerini bir kaşık suda boğarlar.
SP ve AKP... Biri öbüründen niçin koptu? Ne oldu? Onlar için de aynı türden ilişki geçerli. Hocaefendi bugün Tayyip'i yakalasa çiğ çiğ yer, Tayyip öbürünü eline geçirse çiğnemeden yutar.
Her kesimde birbiriyle ilişkisi olmayan, kopuk, küs, hatta nefret dolu genel başkanlar... Ve madalyonun öbür tarafında biz seçmenler. Seçimde bunlar kendi aralarında kapışacak. AKP ile SP, ANAP ile DYP, CHP ile YTP ve DSP.
Şimdi bir de başımıza kerameti kendinden menkul Kemal Derviş çıktı!
Oyumuzu bunlardan birine vereceğiz. Düşman kardeşlerin programına, ilkelerine falan değil, kişisel olarak en az gıcık kaptığımıza! Partinin ilkelerini, programını ve hiçbir şeyini bilmeden! Ama diğerlerinden bir farkı olmadığını bilerek! Bir süre sonra ise ‘‘Elim kırılsaydı da vermeseydim’’ diyeceğiz.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:49