EMİN ÇÖLAŞAN 'KENDİ KENDİ ÇİMDİKLİYOR'!.. İŞTE SEBEPLERİ...

EMİN ÇÖLAŞAN'IN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Yazık bu ülkeye, yazık

SEVGİLİ okuyucularım, şu olanları izledikçe kendi kendimi çimdikliyorum! ‘Bunlar olamaz, ben herhalde hayal áleminde yaşıyorum, kábus görüyorum’ diyorum. Fakat her şey gerçek.

Burada yıllarca yırtındık ve AB’nin ne olduğunu bunlara haykırdık. Ama umursamadılar, AB kapılarında yalvarıp yakardılar. Şimdi gerçeği onlar da görüyor ama iş işten geçtikten sonra.

İşte Danimarka bu. İsveç, Almanya, Belçika, Fransa bu.

Belçika, Türkiye’nin önde gelen işadamlarından birinin katilini resmen koruyor ve yargılanması için Türkiye’ye vermiyor. Danimarka, bir terör örgütünün muhabirlerini basın toplantısına kabul ediyor. Fransa’da kıyametler kopuyor, olağanüstü hal ilan ediliyor. Onlara laf eden AB üyesi ülke yok!

Bizim Güneydoğu’da kıyamet kopuyor, neredeyse silahlı isyanlar yaşanıyor, her gün şehit veriyoruz. Biz olağanüstü hal ilan etmek istesek, AB izin vermez.

Bütün bunlar olurken Başbakan ya sürekli olarak yurtdışında, ya da İstanbul’da. Ankara’ya haftada iki veya üç gün ziyarette bulunuyor, Bakanlar Kurulu toplantısına katılıyor.

***

Güneydoğu’da kan gövdeyi götürüyor. Öcalan posterleri, PKK bayrakları açılıyor, ilçe girişlerinde PKK kontrol noktaları kuruluyor, panzerler devriliyor, mayınlar patlıyor, silahlar atılıyor ve her gün şehit veriyoruz.

Acaba devlet istihbaratının hangi raporlarını okudu? Konunun içinde hangi ölçüde var? Neleri biliyor, neleri bilmiyor? Ankara’da durmuyor ki bilsin!

Dikkat ediniz, durumu hep kendi kafasındaki sloganlarla geçiştirmeye çalışıyor. Her konuyu türbana, dine bağlıyor ve dikkatleri oraya çekmeye kalkışıyor.

Bir gazeteci kendisine hoşuna gitmeyecek bir soru sorduğunda, mutlaka azarlıyor.

Bu yaz Diyarbakır’a gidip ‘Kürt sorunu vardır’ diyen o değil miydi! Yine dikkat ediniz, terör o sözlerden sonra hortlamadı mı!

Bunların hesabını kim verecek?

Bu terör nereden kaynaklanıyor? Çok sayıda AB ülkesi bunlara destek veriyor. İşte Danimarka, Belçika, İsveç ve işte ötekiler...

PKK’nın televizyonu Roj TV şimdi Danimarka’dan yayın yapıyormuş, muhabiri Tayyip Bey’in basın toplantısına gelmiş, o da toplantıyı terk etmiş! Ne fark eder? O televizyonu Danimarka bugün kovsa, yarın İsveç’ten, İngiltere veya Belçika’dan devam eder. Hepsi de AB üyesi!

***

Tayyip Erdoğan’ın türban konusunda söylediği şu sözlere bakın:

‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır. Açarsın o dinin mensubuna ve sorarsın, bunun dinde emredici bir hükmü var mı? Dinde yeri varsa saygı duymak zorundasınız. Ben diyorum ki, dinde bunun yeri var. Biraz bu alanda mürekkep yaladık.’

(Ulema: Şeriatla yönetilen ülkelerde fetva veren din adamları. Ayetullah, şeyhülislam, şeyh vesaire. Laik Türkiye’de ulema sınıfı yok.)

Yine dikkat ediniz, konuşan İran değil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı!

Söylediği bu sözler suç oluşturuyor. Nitekim Başbakanlık Basın Sözcüsü bunu bildiği için dün açıklama yapmak zorunda kaldı, ‘Başbakan aslında şöyle demek istemiştir’ gibi laflar etti.

Cumhuriyetin savcıları nerede?

***

AİHM’de davaları kim açtı? Türbanlılar değil mi? Hatta Abdullah Gül’ün eşi Hayrünisa Gül değil mi?

Kuran’dan kaynaklandığını iddia ettikleri hükümleri Avrupalı yargıçların önüne biz mi götürdük?

Müslümanların sorununu Avrupa mahkemesine taşıyan ve onlara ‘ey Hıristiyanlar, bu konuda dava açtık ve sizin vereceğiniz karara saygılıyız’ diyen kimdi?

Devletimizi biz mi dava ettik? Biz mi 100 bin Euro tazminat istedik, eşinin teşvikiyle Bayan Gül mü?

El insaf, ayıptır yahu. Başbakan bunları bilmiyorsa çağırsın Abdullah Gül’ü, ona sorsun. Eğer biliyorsa, konuyu saptırmadan konuşsun.

Ama iş burada kalmayacak. AB macerasının daha en başındayız. Sıra henüz Kıbrıs’a, Güneydoğu’ya, Kürtçülüğe, Ermenistan sınırını açmaya falan gelmedi.

Daha neler olacak neler!

AB kapılarında koşanların durumunu daha nice aylar hep birlikte izleyeceğiz de, olan Türkiye’ye olacak.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye İran olmayacak, Afganistan, Suudi Arabistan olmayacak. Ona güçleri yetmeyecek.