Asayiş
  • 27.9.2002 11:33

EMNİYET: "POLİS ŞÜPHELENDİĞİ ŞAHSIN KİMLİĞİNİ SORAR, ARAMA HAKİM YETKİSİNE BAĞLI"

KAYNAK : Haber Vitrini BAYAZIT CEBECİ ANKARA - Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Feyzullah Arslan, polisin kimlik sorma yetkisi konusunda herhangi bir değişiklik olmadığını belirterek, "Polis şüphelendiği şahsa kimlik sorabilecek. Kimlik sorma yetkisi var ama arama yetkisi hakim iznine bağlı" dedi. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Arslan, haftalık olağan basın toplantısına İzmir'de bir banka soygununa müdahale ederken şehit olan Lütfü Anbarlı'nın ailesine ve polis teşkilatına başsağlığı dileyerek başladı. Arslan, saldırganların polis çocuğu olmasının üzüntüleri daha da artırdığını ifade etti. Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nda yapılan değişikliklerden bahseden Arslan, polis tarafından kapatılacak yerler içerisine 'internet üzerinden yayınlara izin verilen yerlerin' eklendiğini belirterek, "Genel aramalarda ve üst aramalarında ise hakim kararı alma, geçikmesinde sakınca bulunan durumlarda ise en büyük mülki amirinin yazılı iznin alınmasının mecburiyeti getirildi. Ancak, polisin kimlik sorma yetkisi konusunda her hangi bir değişiklik yok. Polis şüphelendiği şahsa kimlik sorabilecek. Kimlik sorma yetkisi var ama arama yetkisi hakim iznine bağlı" dedi. Arslan'ın açıkladığı diğer değişiklikler ise şunlar: "Genel ahlak ve edebe aykırı mahiyette her türlü sesli ve görüntülü eserin kaydedildiği materyale bakılmaksızın üreten ve satanların herhangi bir şikayet olmasa dahi engellenmesi ve ilgililerin adliyeye sevk edilmesi düzenlendi. Eğlence, oyun, içki gibi umuma açık ve açılması izne bağlı yerlerde kız ve kadınların çalışması için varolan mülki amirinin izin şartı kaldırılmış, yakalanan kişilere, yakalanma sebebinin yazılı ve mümknü olmaması halinde sözlü olarak derhal ve toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilmesi kabul edilmiştir. bunun yanında kişinin yakalandığının yakınlarına derhal bildirilmesi yakalama anındaki sağlık durumlarını gösterir doktor raporu alınması mecburiyeti getirilmiştir. Gösteri ve toplantı gibi etkinliklerin düzenlenmesinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasal düzene veya genel ahlaka aykırı olduğu tespit edilenler hakkında mahallin en büyük mülki amiri tarafından derhal cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunması kabul edilmiştir". Arslan, 2002-2003 eğitim-öğretim yılının başlaması ile birlikte bir takım asayiş önlemleri alındığını belirterek, kolluk birimlerinin mıntıkalarında bulunan okul idarecileri ile görüşmeler yaparak öğrenci ve okul güvenliği konularında neler yapılacağı husularının belirleyecek ve ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik birlikte çalışma yapacaklarını söyledi. Arslan, okul servis araçlarınında gerekli denetimlerin yapılacağını belirterek, okulların çevrelerinde toplanan kişilerin kimlik kontrolünden geçirilerek , okulla ilişi olmayan kişilerin okul çevrelerini mesken tutmalarının önleneceğini söyledi. Arslan, ayrıca dilençilerin okul çevrelerinden uzak tutulması, uyuşturucu sokak timlerinin oluşturulması gibi önelmelerin de alındığını kaydetti. Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Arslan, bir gazetecinin dün İzmir'de meydana gelen banka soygunu olayına polis çocuklarının karışmasının polisin ekonomik durumunun kötü olmasının etkisi olup olmadığını sorması üzerine, bu olaya polis çocuklarının karışmasının kendilerini çok züdüğünü belirterek "Ancak bu bunun ekonomik durumla doğrudan bağlantısı olduğu konusunda bir bilgim yok" karşılığını verdi. Bir başka gazetecinin, "Polislerin ekonomik şartları görev yapmalarını etkiliyor mu?' şeklindeki sorusuna, "Elbette etkiliyor ama ülkenin genel durumu var, polis de diğer memurlarla aynı şartlarda" cevabını verdi. Bolu'da öğrencilere parçalanmış terörist cesetlerinin gösterilmesini nasıl karşıladıklarını soran bir gazeteciye ise Arslan, "Emniyet Genel Müdürlüğü'nün asıl görevi suç olmadan önlemek, bunun için de eğitim çalışmalarımız var. Öğrencilere yönelikde terör örgütlerinin ağına düşmemeleri için bir eğitim çalışması düzenlendi. Bilerek önlem almak daha kolay. Sanıyorum kastı aşan, isteği aşan bir resim gösterilmiş. Belki gösterilmemeliydi. Hemen olaya Terörle Mücadele Daire Başkanlığı el koydu. Bir yanlış varsa düzeltilecek" şeklinde cevapladı. 3 Kasım milletvekili seçimlerinde aranan şahısların hatta aralarında kırmızı bültenlere aranan şahısların da aday olduğunu hatırlan bir gazetecinin, 'Bunların yakalanması için çalışmalar hızlandırılacak mı?' şeklindeki sorusuna, "Bu sorunun muhatabı ben değilim. Yakalanmak için aranan şahısların yakalanması için çalışılır. Yakalanması için aranan bir kişinin milletvekili olması mümkün değil. Kırmızı bültenle aranmak ayrı şey, suçlu olmak ayrı şey. Kırmızı bültenle aranan şahısların bazıları yargılanmak için aranıyor. Sanıklara suçlu gözüyle bakmamak lazım" karşılığını verdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:14

İLGİLİ HABERLER