Medya
  • 10.12.2002 12:12

ENGİN ARDIÇ AĞZINI FENA BOZDU; "BABIALİ BİR PUŞT TARLASIDIR!"

KAYNAK : Haber Vitrini Engin Ardıç Domuzun kızı mı o? Türk basını yeniden yapılanıyormuş da, bundan sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacakmış da... Siz onu benim külahıma anlatın! Ne demek 'yeniden yapılanma'? Gazetelerin organizasyon şeması mı değişiyor, yoksa üretim ilişkileri mi yeni bir biçim kazanıyor? Teresin biri çıkıp iri bir laf atıyor ortaya, herkes papağan gibi bunu tekrarlaya tekrarlaya eski bildiği melanette berdevam! Evet, kim söylemişse güzel söylemiş, Babıali bir çirkeftir. Babıali bir puşt tarlasıdır. Çirkef ne kadar yeniden yapılanırsa, o da o kadar yapılanır. Yani cüruf şöyle bir çomakla karıştırılır, çalkalanır, durulur ve eski şeklini alır. Kazuratın 'terkibi' aynı kalır, dalgalanmayı görenler bunu yapılanma sanırlar. Önce bir yıl kadar Teleon, sonra tam sekiz yıl Star televizyonunda yorum yaptım. İzinleri saymazsanız her Allah'ın akşamı haber bülteninden sonra çıktım, ama üç dakika, ama beş dakika konuştum. Kimi zaman çenemi tutamayıp sekiz dakika konuştum da yöneticilerimden fırça da yedim. O yapısı batası Türk basını, tek satırla sözünü etmedi, evet, tek satırla! Olumlu ya da olumsuz hiçbir şey yazmadı, görmezden geldi. Doğru da söylese, yanlış da söylese, böyle bir televizyon ve o televizyonda konuşan böyle bir arkadaşları yoktu. Çünkü orası Cem Uzan'ın televizyonuydu, eh, Cem Uzan dediğin de, önce yoksayılması, sonra da yokedilmesi gereken tehlikeli bir ticari rakip... Kimileri de Cem Uzan'ın varlığını ve yaptığı işleri, eski ortaklarından kazık yiyince, 'lutfen' kabul ettiler! Tövbe, biz de kimsenin hakkını yemeyelim, televizyon eleştirmeni geçinen bir çocuk, ismimi vermeden, 'her akşam aynı saç modeliyle çıktığımı' söyleyerek eleştirdi beni... Bugün bile, Cumhuriyet, Milliyet ve Radikal gazetelerinde adımın geçmesi yasaktır. Dokuz tane kitap yazarız, yayınlarız, kapış kapış satılır, bu gazetelerin kültür-sanat sayfalarında ara ki tek satır izini bulasın. Çünkü onların 'çetelerine' mensup değiliz. Bu fakiri bir yana bırakın, Türk basınında yıllarca ve yıllarca Star televizyonu 'görülmedi', Star programlarını arayan, 'bu akşam Star'da ne varmış' diye merak eden, bulamadı. Sonra da bize 'niçin bir gazete de onlar çıkardı' diye şaşıyorlar ve benim bazı deyyuslardan ara sıra hesap sormamı hiç anlamıyorlar. Hadi beni de, bizi de bırakın... Hap kadar, el kadar kızcağıza da mı haset ediyorsunuz? Star televizyonunun düzenlediği yarışmada Türkiye güzeli seçilen Azra Akın adlı hanım kızımız, şimdi de dünya güzeli oldu. Herhalde, yalakalık ettikleri bazı politacıların başı bağlı hanımlarından daha güzel bir kız! Kimi gazete 'adet yerini bulsun' diye 'içeriden' ufacık 'gördü' bunu, kimisi birinci sayfasından ama tek sütuna, kimisi manşet yaptı... Fakat... Bu kızın Star'da seçildiğinden tek satır bahis yok! Neyse ki kızcağız bir baraj değil! Dünya güzeli... Yoksa onu da, koskoca Berke barajına yaptıkları gibi hiç görmeyebilirlerdi hani... Kızı Star bulmuş, keşfetmiş, ramp ışıklarına çıkarmış, desteklemiş, elinden tutmuş, dünya güzellik yarışmasına göndermiş, kız orada 900 milyon dolar ettiği hesaplanan bir tanıtım ve Türkiye reklamı yapmış... Sen bunu görme, ve yabancı başbakanlara tarihi ve turistik beldelerimizin resimleriyle dolu kartpostallar gönder, belki daha başarılı olursun canım! Bu ne ahlaksız bir ahlak anlayışıdır, bu nasıl meslek etiğidir, bu ne tür gazeteciliktir? Umarım okurlar bir daha bana niçin birilerine 'giydirdiğimi' sormazlar artık.. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:52

İLGİLİ HABERLER